English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Z ] / Zorlaşıyor

Zorlaşıyor tradutor Português

419 parallel translation
Cal, nefes almak zorlaşıyor.
Cal... está a ser dificil respirar.
Neden bir anda bu kadar zorlaşıyor ki?
Porque de repente é tudo tão difícil?
Hayat giderek zorlaşıyor.
Está a ficar difícil ganhar a vida.
Her seferinde daha da zorlaşıyor.
É cada vez mais difícil.
Nefes alıp vermek zorlaşıyor, gözler beyaza dönüyor.
A respiração se torna difícil. Seus olhos se reviram.
Her seferinde daha da zorlaşıyor.
A cada vez, fica mais difícil.
Kaliforniya'ya ulaşmak gittikçe zorlaşıyor gibi.
Parece que é cada vez mais difícil para chegar à Califórnia.
İşler giderek zorlaşıyor.
Bom, as coisas estão a ficar mais duras.
İş zorlaşıyor.
Está a ficar mais difícil.
Yıllar geçtikçe, sindirim zorlaşıyor.
Os anos passam, a digestão torna-se difícil...
Adam sayısı arttıkça kontrol etmesi zorlaşıyor.
Quanto mais tem, menos pode controlá-los.
İnsan yaşlandıkça bunu söylemesi zorlaşıyor.
Um homem envelhece, torna-se mais difícil dizer isto.
Bu Kızılderili bölgesi ilerledikçe daha da zorlaşıyor.
Quanto mais entrarmos na reserva... mais difícil se torna.
Gittikçe zorlaşıyor.
Está a ficar mais duro cada dia.
Bazen konuşmak zorlaşıyor.
Por vezes é difícil falar.
Hayat devamlı zorlaşıyor.
A vida endurece a toda a hora.
Bundan sonra hesaplar daha da zorlaşıyor.
Agora a estimativa torna-se árdua.
Uzaklardan haberleşen balinaların işi giderek zorlaşıyor olmalı. İletişim mesafeleri giderek daralmıştı muhakkak.
As baleias comunicando através dos oceanos, experimentaram dificuldades cada vez maiores, pois a distância a que conseguiam comunicar, terá diminuído consideravelmente.
Çorba yapmak için sebze lazımdır... ama sebze bulmak gittikçe zorlaşıyor.
São precisos vegetais na sopa mas os vegetais são cada vez mais difíceis de encontrar.
Bu ülkenin sorunu ne bilmiyorum ama... hayatını kazanmak gitgide daha da zorlaşıyor.
Não sei o que tem o país, mas cada vez é mais difícil ganhar a vida.
Demek istediğim yaşlandıkça insanların ölülerin....... tekrar yaşayamayacağına inanması zorlaşıyor.
- Como? Digo, é difícil, quando envelhecemos... não crer que os mortos voltem a viver.
Herşeyden uzaklaşmak gittikçe daha da zorlaşıyor.
Afastarmo-nos de tudo é cada vez mais dificil.
Evet, aracı kontrol etmek de gittikçe zorlaşıyor.
Sim. E os comandos não estão a responder correctamente.
Ama her defasında, geri döndürmek zorlaşıyor.
Mas cada vez que acontece, fica pior.
Denemem zorlaşıyor gibi gözüküyor, daha kötüsünü elde ediyorum.
Parece que quanto mais tento, Mais piora a situação.
Kendiliğinden zorlaşıyor.
Tudo se complica sozinho.
Wow, aranızdaki farkı söylemek zorlaşıyor.
Uau, está a tornar-se difícil distinguir-vos.
İşler gittikçe zorlaşıyor.
Está a ficar difícil.
Okuması zorlaşıyor.
São mais difíceis de ler.
Her zaman daha zorlaşıyor Mike.
É cada vez mais difícil, Mike.
Hayat bizim için zorlaşıyor.
A vida ainda vai ficar mais difícil para nós.
Durum gittikçe zorlaşıyor ve ne olacak biliyorsun, kızlar vurulacak.
O volume aumenta demasiado, e quando damos por isso, estas tipas são abatidas.
Bu kısım biraz zorlaşıyor, bir miktar hamsiyi...
E aqui a coisa complica-se um pouco. Pegas numas anchovas e...
Durum gerçekten zorlaşıyor, Milou.
Estamos perdidos, Milu.
- Gittikçe zorlaşıyor, postalıyorlar.
- Quando as coisas estão más, rejeitam-te.
Bazen işler çok zorlaşıyor, size minnettarım.
Às vezes as coisas podem ser tão difíceis, e estou-lhe tão grata.
Daha zorlaşıyor.
Está a ficar mais difícil.
Bu günlerde derslerime bile devam etmek git gide zorlaşıyor.
Hoje em dia já é difícil só dar aulas.
Kendinle barışık yaşaman zorlaşıyor.
É difícil vivermos connosco.
Ağzından çıkardığını hatırladığın an Şükran Günü kutlamak zorlaşıyor.
Difícil apreciar o jantar de Acção de Graças, quando já o vimos ao contrário.
Bir çözümümüz vardı ama gittikçe zorlaşıyor.
Já há uma solução. Quanto maior a espera, mais difícil será implementá-la.
Gıda bulmak oldukça zorlaşıyor.
A comida começa a escassear.
Eğer ebeveyniniz asla size tam anlamıyla karşı çıkmıyorsa... ve temelde size iyi davranıp destek oluyorsa... açıkça şikayet etmeniz daha da zorlaşıyor.
Se os nossos pais não nos contradisserem em relação a nada... e forem basicamente simpáticos e nos apoiarem, é ainda mais difícil queixarmo-nos oficialmente.
İtiraf etmeliyim ki göz ardı etmek gittikçe zorlaşıyor.
Devo admitir que se torna mais difícil de ignorar.
İnsanları sakinleştirmek giderek zorlaşıyor.
Está a ser difícil controlar tudo devido ao rumo que tomam as coisas.
Dümeni tutmak zorlaşıyor.
É difícil manter o rumo. Devo de estar por detrás de uma hélice.
İnsansı şeklini korumak, gittikçe zorlaşıyor.
Tem sido cada vez mais difícil para mim manter a forma humanoide.
Çizgiyi geçmek zorlaşıyor.
Está difícil deslocar a linha, Max?
Duymak giderek zorlaşıyor.
Está a tornar-se mais difícil de ouvir.
Sevgili Kate, Her ne yaptıysam, senin için yaptım, ve her gün daha da zorlaşıyor.
Minha queridissima Kate, tudo o que fiz, fi-lo por ti, só que se torna mais forte a cada dia.
Açıklamak oldukça zorlaşıyor.
É difícil encontrar uma boa explicação para isso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]