English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Z ] / Zorluklarla

Zorluklarla tradutor Português

207 parallel translation
Bu zorluklarla başa çıkamayanlar süresiz olarak uzaklaştırılacak hak iddiası olmadan.
Quem não está à altura do desafio será afastado de imediato e ficará sem remuneração.
Texas'ta hayat çok zor. Zorluklarla dolu.
Será duro no Texas.
Kendi evine sahip olmazsan böyle zorluklarla karşılaşırsın.
É o problema de alugar casa!
İhtiyaçlarınızın elinizin altında olmadığı bu yerde zorluklarla karşılaşacağınızı biliyorum.
Sei que vai ser difícil neste lugar remoto onde não há o que se precisa.
Ama bir gün ; bir hafta, bir ay, bir yıl sonra olsun o gün geldiğinde, inşallah, hepimiz evlerimize döneceğiz işte o zaman, burada büyük zorluklarla başardığınız bu işten hepiniz gurur duyacaksınız.
Mas um dia, dentro de uma semana, um mês, um ano ou no dia em que, se Deus quiser, regressarmos à casa vão sentir muito orgulho do que fizeram aqui diante de grande adversidade.
Zorluklarla nasıl mücadele edilir, bilirim.
Quando é preciso sei me defender.
Parnell Bevis, İngiliz parlamenter yerel yönetim için aşılmaz zorluklarla mücadele etti.
Parnell Bevis, um membro do Parlamento Britânico que lutou contra as probabilidades insuperáveis para a autonomia política.
Biz sürekli zorluklarla mücadele etmeye alışığız.
Estamos habituados ás lutas e ás dificuldades constantes.
Zorluklarla kazandığım bilgimi ve onca ihtimam ve samimiyetimi... kalpsiz bir sokak kızına harcadığım için aptallığıma lanet olsun!
Maldita a minha tolice de ter desperdiçado o meu conhecimento... e o tesouro da minha estima e intimidade com uma canalha sem coraçäo!
3 bin metre yüksekliğinde olsa da Georg her zaman zorluklarla "boy ölçüşmeyi" sever.
Mesmo que seja a uma altura de 3 mil metros, o Georg acredita sempre em estar à altura da ocasião.
Ne ölümün soğuk kucağı ne de yeryüzünde yanan ruhların ateşli elleri bu adamı hayata döndüremez. Zorluklarla dolu dünyada verdiğimiz savaşların sonunda yalnızız.
Modelado pela fria carapaça... e afogueado por uma alma aquecida em Sua presença... apresenta-se o homem... para lutar e mover-se sem se curvar... por este mundo árido, sózinho.
Başlangıçta zorluklarla karşılaşabilirsin.
Pode ser que tenha dificuldades no início.
Yani, görüldüğü üzere... bütün ihtişamına rağmen hayatları tehlike ve zorluklarla doluydu. Başarı, yetenek ve kararlılık gerektiriyordu.
Como verificam, a sua vida... apesar de todo o esplendor, não era isenta de riscos e dificuldades... exigindo deles talento e determinação.
Bu, büyük zorluklarla bilim sayesinde elde ettigimiz bilgilerin tehdit altinda olmasi anlamina geliyordu.
A riqueza e o génio científico da nossa civilização estavam a ser desperdiçados na corrida sem freio ao armamento.
Böyle bir kanun dahi olmasaydı, ki var maalesef gerçek tehlikelerle dolu bir girişimi onaylama konusunda büyük zorluklarla karşılaşırım, ki bunun böyle bir girişim olduğunu düşünüyorum.
Mesmo que não fosse lei, o que não é o caso... acho muito difícil vir a encorajar um projeto... que traz com ele o que acredito ser um risco real.
Hepimiz, olgun bir yetişkin gibi zorluklarla baş etmeyi öğrenmek zorundayız.
Cada um de nós, à sua maneira, deve aprender a lidar com as suas adversidades... de uma maneira madura e adulta.
Belki o çocuğun korkunç kötülüklerle yüzleştiğinde içindeki cesaretin birazı, ben hayatta zorluklarla karşılaştığımda bana geçer diye. Korkaklarla, sığ görüşlülerle yüzleştiğimde.
Talvez um pouco da coragem do menino, quando encarou a morte, passa para mim, para ajudar nas dificuldades... enquanto enfrento cobardes e pobres de espírito.
Muhasebe zorluklarla doludur.
A contabilidade é um trabalho cansativo.
Artık bizim kadar başarılı olamamış olanlarla, zorluklarla kazandıklarımızı paylaşmanın zamanı.
É chegada agora a altura de partilharmos as nossas vitórias com quem se saiu menos bem do que nós.
Tehlike ve zorluklarla karşılaştığında kime güvenirsin?
Nos casos de perigo e angústia, em quem você deposita sua fé?
Okulumu bitirebilmek için çok zorluklarla mücadele ettim ve de diplomamı almak üzereyim.
Consegui estudar a duras penas e estou para me formar.
Eğer aşağıdaki ekip zorluklarla karşılaşırsa, onları buraya ışınlayamayız.
Se o grupo avançado passar por dificuldades, não seremos capazes de transportá-los de volta.
Yarı-tanrılar zorluklarla savaştı Ve rezil oldu.
Vários semi-deuses Riscos enfrentaram E todos achincalhados Acabaram
Gerçekten onun üzerinde çalışmak, cesaretsizlik ve zorluklarla başa çıkmak... ve kendi kendine bu işi kabul etmek için meydan okumak istiyor musun?
Trabalhar duro, enfrentar as adversidades... para alcançar o objetivo a que se propôs?
Psişik ameliyat her zaman zorluklarla karşılaşmıştır.
A cirurgia psíquica sempre enfrentou a adversidade.
Frank Grimes ya da Grimey, çağırılmak istediği gibi. Bize bir adamın ne zorluklarla büyük başarılar elde edebileceğini öğretti.
Frank Grimes ou "Enfezado", como gostava de ser chamado, ensinou-nos que um homem pode triunfar na adversidade.
İç sensörleri ayarlamak istediğimde benzer zorluklarla karşılaştım.
Encontrei dificuldades similares para modificar os sensores internos.
Avukat olduğum zamanlarda, Davalar ve zorluklarla geçen uzun bir günün sonunda, tek zeytinli sek bir votka martini için hep beraber "MacSwaggin's" a giderdik.
Quando eu era advogado, após um dia bastante atribulado, íamos todos ao MacSwaggin's beber um Vodka Martini, seco com uma azeitona.
Sıkıntılarla, zorluklarla yüzleşmek erkekliktir.
A hombridade é encarar os problemas, a verdade.
Tek başınayken zorluklarla başetmek daha güçtür, İki kaybeden kişi bir çift olduklarında pek çok şeyi geri kazanabilirler.
É difícil de aguentar e sobreviver sozinho, mas mesmo os falhados aguentam tudo se estiverem juntos.
Zorluklarla çarpışmak gerekir.
Mas aparamos os golpes, não é?
Hey, sakat bir oyuncak serisi önerdim, bilirsin ya, fiziksel zorluklarla karşılaşmanın güzelliklerini çocuklara öğretmek için!
Apenas sugeri uma linha de brinquedos deficientes, sabe para mostrar às crianças o lado engraçado de ser desafiado fisicamente!
Hazırlıklar büyük zorluklarla tamamlandı çünkü tecrübesizdik ve teçhizat doğru düzgün hazırlanmamıştı.
As preparações foram feitas a custo, porque éramos inexperientes e o equipamento não estava bem preparado.
Bir sürü zorluklarla boğuşuyorlar.
Passaram por muitas dificuldades.
Taşıdığı tüm zorluklarla birlikte sevdim onu ve hayranlık duydum.
É um homem que eu amei e admirei... ... apesar de todos os problemas que tive com ele.
Erkek beyni daha büyük şeyleri düşünmeyi sever, işini, fethetme duygusunu tatmayı, zorluklarla karşılaşmayı... açıkçası düşündükleri bizim yaptıklarımızdan daha kurnazca.
Os homens adoram acreditar que as suas preocupações primárias são a sua carreira, a marcação do seu território, a sua capacidade de enfrentar adversidades... logo é muito mais sutil..
Umarım hologramların dünyada ne gibi zorluklarla karşılaştığını daha iyi anlayabiliyorsunuzdur... organikler tarafından kontrol edilen.
Espero que agora você entenda melhor as lutas que os Hologramas enfrentam. De um mundo controlado... pelos orgânicos.
Bütün saygımla, efendim... Mahkemeye haklarımı ve hangi zorluklarla karşılaştığımı bildirmek istiyorum.
Com todo respeito, senhor, quero exercitar meu direito e dirigir-me a este tribunal.
Diğerlerinin yaptıkları yolculuklarla gösterdikleri cesaretle ve göğüsledikleri zorluklarla kıyaslandığında benim Denver'a yaptığım yolculuk çok önemsizdi.
"A minha ida a Denver, por exemplo, é tão insignificante " se comparada com viagens empreendidas por outros... " A coragem que demonstravam, as dificuldades que enfrentavam.
Bu doğru, onlar her şeyi sıfırdan kurdular. Zorluklarla savaşıp zengin oldular.
Fizeram fortunas apesar das circunstâncias adversas.
Çünkü hiçbir çocuk o zorluklarla büyümeyi hak etmiyor.
Nenhum miudo devia inteirar-se disso de forma difícil. Tão pouco Connor.
Ama bugünkü onur konuğumuz, Turanga Leela, zorluklarla gerçekten başa çıkabildi.
Mas a honrada de hoje, Turanga Leela, tornou-se alguém na vida.
Bu sorunu çözemezsek, zorluklarla elde ettiğimiz... her şeyi kaybedersiniz.
Se não conseguirmos resolver este problema, estragará tudo aquilo por que tanto trabalhámos.
Büyük zorluklarla benim için imal edildi.
Recém inventado, e já construído para mim.
En başa çıkılamaz zorluklarla yüzleşseniz de. Ne dediğine dikkat edelim.
Ouça o que ela está dizendo sobre nós.
İlişkiler zorluklarla dolu olabiliyor. Özellikle yeni başlayan ilişkiler.
As relações podem ser complicadas, principalmente as que estão no início.
Dışarıda, çaresiz öksüzlerle dolu kocaman bir dünya var onlar zorluklarla dolu bir okyanusta yüzüp benim başarılarımın gölgesinde kalmayı kabul edecektir.
Sabem, há muitos órfãos desesperados... por esse mundo fora que até atravessavam um oceano de tachas apenas para serem eclipsados pela enorme sombra dos meus feitos.
Herşeye zorluklarla sahip oluyorsunuz.
Você não comeu nada.
Ne büyük zorluklarla ilerleme şansı elde ettiğimi çok iyi biliyorsun.
Tu sabes muito bem, como depois de tantas dificuldades... eu tenho uma chance de seguir em frente.
Bazı zorluklarla karşılaştık.
Encontrámos alguns problemas.
Zatı alinizin, güçlerimizin şuanda ne büyük zorluklarla..
Sr. Ministro, o senhor parece não estar a compreender a enormidade dos obstáculos que as nossas forças enfrentam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]