Zıplıyorum tradutor Português
36 parallel translation
Apollinaire'le bi'ileri bi'geri zıplıyorum, dostum!
Pulando pra trás e pra baixo, Apollinaire, cara.
Sevinçten, kutudan fırlayan palyaço gibi zıplıyorum.
Recupero depressa.
Her telefon çaldığında yerimden zıplıyorum.
Eu pulo quando o telefone toca.
İki gündür dükkanlarının önünde oynayıp, zıplıyorum.
Passei dois dias a dançar e a pavonear-me diante da loja deles!
- Zıplıyorum!
- Estou a saltar!
# Genelde mutluyum ve zıplıyorum #
Ando sempre feliz e saltitante
Zevkten uçuyorum, zıp zıp zıplıyorum, blr kızın kontrolü nasıl kaybedebileceğine şaşıyorum
Sinto-me fantástica, bombástica extasiadamente estupefacta Como uma rapariga pode realmente perder o controlo
- Mutluluktan zıplıyorum.
- Estou a saltar de alegria.
- Zıplıyorum.
Estou a pular.
Zıplıyorum.
Estou a pular.
Zıplıyorum!
Vou saltar!
Çok zor zıplıyorum, dostum.
Mal consigo saltar, meu.
Köprüdeyim. Tek ayak üstünde zıplıyorum.
Despacha-te a vestir-te, olha que estou à tua espera.
Sanırım birkaç dakikadır zıplıyorum. stresten kurtulup, günüme devam ediyorum.
Bem, pensei em saltar um pouco, aliviar alguma tensão e depois prosseguir o meu dia.
Dans ediyorum, zıplıyorum, gıcırdıyorum.
Eu danço, eu pulo, eu giro.
Hala atlayıp zıplıyorum.
- Ainda salto das cordas, sim!
Ben... sadece... yatakta zıplıyorum.
Somente... estou pulando na minha cama.
- Olabildiğince yükseğe zıplıyorum. - Denton!
- Estou a saltar o mais que posso.
Nasıl da zıplıyorum.
Chego alto!
Trambolinde zıplıyorum. Ondan pek hoşlanmıyorum.
Eu estou saltando!
# Hiç görmediğin şekilde Çift Hollandalı zıplıyorum #
A saltar no duplo elástico Como nunca viram
- Ama hâlâ zıplıyorum.
- Mas ainda tenho esperança.
Ben daha çok kayama zıplıyorum...
Eu salto para cima da minha rocha...
Yarım gündür herkesin üzerinde zıplıyorum.
Vantagem sobre todos aos outros.
- Zıplıyorum. - Dur!
- Estou a saltar.
Yatakta zıplıyorum! Yaşasın!
A saltar numa cama!
Yapma böyle adamım. Adı batasıca pinball topu gibi oradan oraya zıplıyorum.
Então, parece que ando num jogo de pinball.
Mutluluktan havaya zıplıyorum.
Estou a dar pulos no ar porque estou muito contente.
Emeklemeyi öğretmeye çalışıyorum, o da tavşan gibi zıplıyor.
Tento ensiná-la a gatinhar e ela abana-se como um cachorro.
Atlıyor, hopluyor, zıplıyorum!
Cá vou eu!
Trambolinde zıplıyorum.
Estou a brincar no trampolim.
Yani sen zıplıyorsun ama ben ağa takılıyorum.
Portanto, tu saltas e eu sou a rede.
- İçine ne girdi öyle? - Zıplıyorum deli, zıplıyorum.
- Mas o que é que te deu?
Tamam, zıplıyorum.
Vou dar balanço.
Zıplıyorum.
Estou a sair.