Çorap tradutor Português
1,328 parallel translation
"mucize" sutyen, gebelik testi, saç güçlendirici... gözenek temizleme bandı, Aspirin, külotlu çorap ve kredi kartı var.
- um creme avolumador do cabelo, - Desculpe. tiras limpa-poros, Advil, collants e um cartão VISA.
Aman Tanrım, külotlu çorap giymiş.
Céus, ele anda a usar collants?
Külotlu çorap falan, hepsini.
Verniz das unhas, collants, tudo.
Külotlu çorap mı?
- Pelos collants? Que lhe parece?
Yoksa külotlu çorap mı giydin?
Já usou destes collants?
Pembe kutuya çorap koymamış mıydın? - Ciddi misin?
- Não pôs uns dentro da caixa rosa?
Çorap alacağım diye arkadaşımla kuponları bile değişmiştim.
Até troquei cupões de ração com uma amiga para poder comprar colants.
Biliyor musun? Bir çift çorap her zaman daha iyi iş görür hayatım.
Sabe, um par de meias funciona muito melhor.
Her şey çorap söküğü gibi gelişti, bir olay diğerini izledi.
Tudo se desenrolou e as coisas foram acontecendo a seguir às outras.
Ayrıca Tony'nin kirli çorap ve donlarını da almalıyız.
E também devíamos trazer algumas meias e cuecas sujas do Tony.
Çorap mı? Peki, onun hikayesi ne?
Então, qual é a história dele, afinal?
Buna çorap aralığı denir.
Essa é a deixa para as meias.
Pek çok erkek çorap aralığına düşmüştür, Patrick.
Já muitos homens deixaram escapar a deixa das meias, Patrick.
Cinsel hazlar arenasında ölümcül çorap aralıkları vardır.
Por baixo da arena sexual dos prazeres terrenos, espreita um poço letal de meias.
Külotlu çorap!
Meias.
Birkaç çorap, iç çamaşırı ve bir şeyler daha alabilirim.
Preciso de peúgas, roupa interior e coisas assim.
Sadece çorap.
Só as meias.
Küçük çorap tavşanlar yapmaya başladım!
Comecei a fazer estes coelhos de meias!
Bu bir çorap tavşan.
É um coelho de meia.
Aslında Phoebe de çorap tavşan yapıyor.
A Phoebe faz coelhos de meias.
Çorap çekmecesinde.
Na gaveta das meias.
Pütün yaptıkları sakal takıp, pantolonlarına çorap tıkıştırmak.
É fácil. Basta umas patilhas autocolantes e uma meia nas calcas.
Burada oldukça çorap var.
Grande meia.
Birinin pantolonunun içine çorap sokması gerek sanırım.
Parece que alguém precisa de um soco nas calcas.
Çorap mı, kıyafet mi, Baird mi kim bilebilir.
Sabe-se lá se era da meia, do fato ou do Baird.
Çorap lastiklerinin. Misafirlerin.
As meias, as visitas.
Külotlu çorap, Chris.
Collants, Chris.
Kapı, kapı çorap satarsın.
Vendendo collants de porta-a-porta.
Çorap asmak, Noel baba için kek koymak, bir erkeği tuzağa düşürmek.
Sim, pendurar a tua meia, deixa biscoitos para o Pai Natal, deixando assim uma armadilha humana.
Siyah çorap giydiği halde, kızla aşk yapmayı mı umuyor?
Ele espera fazer amor com ela usando aquelas meias pretas?
- Cephane ve çorap istiyorum. - Eminim Junior'da hepsinden bolcana vardır.
- Queria as munições e as peúgas.
Yani ipliği çekersen hepsi çorap söküğü gibi gelecek, öyle mi?
Então, se puxarmos pelo fio tudo se desemaranhará?
Ama ilk liderlerimize peruk ve çorap giydirdi, değil mi?
Mas quem fazia as cabeleiras e as meias usadas pelos líderes do nosso país?
Ben yırtık çorap giyen tek çocuğum!
Eu sou o único que usa meias com buracos!
Küçük bir yalan... ve gerisi çorap söküğü gibi gelir.
Uma pequena mentira, e tudo se desvenda a partir daí.
Eski bir tek çorap gibi.
Como os calçados.
Külotlu çorap giyeceksin.
E passas a usar meias de nylon. Não há mais collants de malha, nem peúgas.
Hiç külotlu çorap giymedim ama tehlikeli bir işe benziyor.
Nunca vesti collants, mas parece ser coisa perigosa.
Tanıdık bir külotlu çorap görüyorum.
Aí está um par de cuecas que conheço.
Gelen kadınlar küpe, çorap filan kaybedebilirler, bilmiyorum.
as mulheres que aqui vêm perdem brincos, meias, sei lá.
Çorap içine saklamak pek yeni bir yöntem sayılmaz.
Uma meia não é um esconderijo nada original!
Dahası, Trentham Ana'ya çorap ile pamuklu giysileri kim veriyor?
E quem paga pelas roupas e pelo gim da Sra. Trentham?
Jeff, kahkaha çemberini, çorap aralığını, çıplaklık tamponunu ve Audrey Watkins'a ne dediğini biliyorum. İnan bana diyeceğin hiçbir şey beni şaşırtamaz.
Ouve, Jeff, eu sei do ataque de riso, do buraco nas meias, do companheiro nu e do que disseste à Audrey Watkins, acredita que nada do que digas me vai surpreender.
- Biraz çorap ve belirtilemeyenler.
Umas meias e roupa interior.
Yere bir çorap düşürürüm,.. ... korku filmindeymiş gibi çığlık atarsın.
Se deixo cair uma peúga no chão, gritas como num filme de terror.
Üst katta oturuyordum. Birden içeri girdi, çorap çekmecesini boşalttı ve bana verdi.
Eu estava sentada lá em cima... e, de repente, ele entrou, esvaziou a gaveta das meias e entregou-ma.
Çorap çekmecene?
Na tua gaveta das meias?
"Ben çok üzülürüm" diye düşündüm. Sonra arkası çorap söküğü gibi geldi
"Vou ficar desolada." E aí, como sabes, seria uma loucura.
Çorap giymişti.
- Ele usava meias.
- Eşinizin dolabının arkasında naylon çorap buldum. - Ne demeye çalışıyorsunuz?
Onde quer chegar?
- Elbette, bu bir çorap ve çoraplar konuşamaz.
Claro que é óbvio, isto é uma meia.