Çorba tradutor Português
1,995 parallel translation
Çorba içmek için mi?
O puré?
Mr. Melville, biraz daha çorba alabilirim.
Sr. Melville, mais sopa.
Jason'ı o ofis dediği çorba mutfağından çıkarıp gerçek bir iş bulmasına nasıl ikna edebiliriz.
Como podemos convencer aqui o Jason a saír daquela cozinha a que ele chama escritório e arranjar um trabalho de verdade?
Stefan! Çorba bir öğün değildir.
Sopa não é uma refeição, e salada também não.
Salata da öyle. Çorba ve salata bir öğünde ya başlangıçtır, ya da yardımcı yemek.
Sopa ou salada são ambos precursores para a refeição.
- Çorba ve salata öğün değildir.
- Sopa e salada não são uma refeição.
Çorba hazır.
A sopa está pronta.
Yemek tam anlamıyla berbattı. İlk önce, çorba soğuk geldi.
Esta refeição foi um desastre Primeiro, a sopa está fria.
Bree'nin çorba isteyebileceğini düşündüm.
Pensei que a Bree ia gostar de uma sopa.
Bu çorba harika kokuyor.
A sopa cheira tão bem.
O çorba gibi şeyleri emmemiz lazım.
Temos de tirar essa sopa.
Şehirdeki en iyi çorba.
É a melhor sopa da cidade.
Buraya bir tas daha çorba!
Outra tigela de sopa!
Çorba mı?
Sopa.
Sıcak çorba. Tamam. Ben hallederim.
Sopa bem quente.
Hemen kızma, sana biraz çorba yaptım. Çorba mı?
Não te zangues, Fiz-te uma sopa.
Yarın özel tarifimiz olan patatesli çorba yapalım.
Amanhã, o especial. Sopa de batata.
Biraz çorba iç, evlat.
Come um bocado dessa sopa, rapaz.
Vampir yarasası iki çorba kaşığı kana ihtiyaç...
O morcego vampiro necessita de cerca de duas colheres de sopa...
Size taze çorba getirdim!
Arranjei sopa fresca!
Lazımlık değiştirmem gerekiyormuş gibi hissediyorum. Yeri gıcırdatarak ilerleyip iğrenç yaşlı birine çorba verip evimdeki 16 kedime dönmek istiyormuşum gibi.
Fazem parecer que eu devia estar a trocar arrastadeiras, que devia andar com eles a chiar, a levar sopa a um velho nojento e a apanhar o autocarro para voltar para os meus 16 gatos.
Git, bana çorba hazırla.
Vai fazer-me uma sopa.
Sana gidip çorba falan ısıtayım.
Vou aquecer-te uma sopa, ou qualquer outra coisa.
Her gün eve gelip sana bir bardak çay, ya da bir kap çorba yapmak için zor sabrettim.
Todos os dias estava ansiosa por vir para casa e dar-te um chá ou uma sopa.
İki çorba kaşığı bal, üç dört damla fıstık yağı 110 gr. Vanilya.
Duas colheres de mel, três a quatro gotas de óleo de amendoim quatro gramas de baunilha.
Çorba da var.
- Eh? - BRODIN. - Eh.
Tam teşekküllü bir çorba mutfağı işletmek.
Dirigir uma sopa-dos-pobres moderna, com serviço completo.
- Güzel çorba.
- Boa sopa.
- Mükemmel çorba, her şeyden önce.
- Sopa excelente, antes de mais.
Güzel çorba.
Boa sopa.
Diğerlerinde sadece hazır çorba veriyorlar.
Qualquer dos mais baratos vem com sopa instantânea.
Çorba enfes olmuş.
A sopa está deliciosa.
Sana çorba yaptım.
Fiz-te um caldo de carne.
- Çorba istiyorum.
- Quero sopa.
- O zaman çorba yap.
- Então faz sopa.
Çorba içmeliyim.
Preciso de sopa.
Çorba istiyorum.
Quero sopa.
Evde çorba içme imkanım olsaydı bunu düşünmüş olacağımı akıl edemiyor musun?
Não achas que se houvesse um forma De comer sopa em casa, eu teria pensado nisso?
Çorba sipariş edebilirdin.
A sopa pode ser entregue em casa.
Lütfen ben bu kaşığın ne işe yaradığının farkındayken biraz çorba getirir misin?
Por favor, traz-me sopa Enquanto ainda consigo entender para que é que uma colher serve.
Ne tür bir çorba istiyorsun?
Que tipo de sopa queres?
Annem bana bezelyeli, karışık çorba yapardı.
Bem, a minha mãe costumava fazer-me sopa de ervilha passada
- Jackie, çorba yine buz gibi.
Jackie! Outra vez, a sopa gelada.
Arkadaşım Jeremy geldi ve çorba getirdi.
Foi o meu amigo Jeremy. Foi ele quem trouxe a sopa.
Çorba çok leziz görünüyor, Chuck.
A sopa parece deliciosa, Chuck.
Çorba harika olmuş.
A sopa está deliciosa.
Sana biraz çorba getirdim.
Trouxe-te sopa.
Daha yeni bir tencere çorba yapmıştım.
Acabei de fazer sopa. Tenho uma panela cheia.
Çorba.
A sopa.
Çorba getirmiş!
Ela trouxe sopa!
Senden kim çorba istedi?
Sopa?