English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Ç ] / Çul

Çul tradutor Português

40 parallel translation
yakalandığında çul giyiyordun Barakada yaşıyordun.
Estar vestido com trapos quando foi apanhado. Viver num casebre.
O mucizeler Sur ve Sayda'da yapılmış olsaydı,.. ... çoktan çul kuşanıp külde oturarak tövbe etmiş olurlardı.
Pois se fossem feitos em Tiro e em Sidônio os milagres... que foram feitos em vosso meio, há muito tempo... elas se teriam arrependido sob o cilício e a cinza.
Ey Filistinliler, eridiniz baştanbaşa, kuzeyden toz duman yükseliyor. Çul kuşanıyorlar sokaklarında. Damlarda, meydanlarda herkes feryat ediyor.
Destrua-se toda a Palestina... pois que vem um rio setentrional... e cada um se protegerá nas suas cidades... e cada um urrará nas cidades... aos prantos.
"ve güneş, keçi kılından yapılmış siyah bir çul gibi karardı ve ay kan rengine döndü."
"e o sol ficou negro como o luto e a lua vermelha como sangue."
"Kuzu altıncı mührü açınca güneş keçi kılından yapılmış siyah bir çul gibi karardı."
"E vi o sexto selo, " ei-lo, E o sol ficou escuro como um tecido preto "
ÇIKMAZ SOKAK
CUL-DE-SAC O BECO
Bir cul-de-sac.
Força de expressão.
Huntington Hills Lisesi, cehenneme!
Huntington Hills High, beija-me o cúl
Özüüür dilerim.
Des-cul-pa!
Sokaktan gelenler. Çıkmaz sokak demek istiyorum. Ellerinizi Brothas Stylz için kaldırın.
Directamente das ruas, os cul-de-sacs, palmas para the Brothas Stylz.
Yuvamı hiçbir şey için terk etmem.
Eu não deixo o cul-de-sac por nada.
Yuvanı asla terk etme.
Nunca saias do cul-de-sac.
Bayanlar ve baylar, yuvayı terk etti.
Senhoras e senhores, o Garfield deixou o cul-de-sac.
Ölü nokta.
Cul de sacs.
Bak, yeni bir katran ithalatçısı aradığını biliyorum o zamandan beri "Cul-de-sac"'ı kaybettin, iş El Salvadorluların oldu.
Sei que andas à procura de um novo fornecedor de heroína. Desde que perdeste aquele esconderijo de droga, os tipos de El Salvador...
Evet, o kelimeyi biliyorum.
Eu sei o que significa "cul".
Berelenmiş yaralar,'cul-de-sac'keseciği oluşturan geniş bir alanı kaplayan büyük lezyonlardır
Contusões são vastas erosões, grandes lesões que criam um beco sem saída.
Bahsi geçen kişinin bir telefon araması ile tespit edildiği son yer Los Angeles'taki bu çıkmaz sokak.
A última localização confirmada do sujeito foi de uma chamada telefónica localizada num cûl-de-sac em LA.
Belki de yanlış yere geldik.
Talvez estejamos no cûl-de-sac errado.
Sizi oraya gizli göreve yolladım ve Bay Bartowski'yi sadece Dayanak'a değil, neredeyse bütün bir sokak dolusu insana ifşa ediyordunuz.
Mandei-vos para lá sob disfarce e vocês não só expuseram o Sr. Bartowski à Fulcrum mas também a toda a população do cûl-de-sac?
Ama Ajan Walker'ın gizliliği bozulmadığı sürece sokağı kapatmanızı, Dayanak'ı izlemenizi onlara saldırmadan önce kimleri teşhis edebileceksiniz, bir bakmanızı istiyorum.
Mas enquanto o disfarce da Agente Walker estiver intacto, quero que vocês fechem aquele cûl-de-sac, vigiem a Fulcrum, ver quem mais conseguem descobrir antes de fazermos o nosso ataque na célula deles.
Sarah, Sarah, sen ve Casey, hemen sokaktan çıkmalısınız.
Sarah, Sarah, tu e o Casey têm que sair do cûl-de-sac imediatamente...
Belki bunun gibi ufak bir sokağa yerleşeceğinizi mi?
Talvez assentar num cûl-de-sac bonito como este?
Bu akşam eski sokağın oradan geçmek ister misin diye merak ediyordum. Neden?
Então estava a pensar se queres dar um salto ao velho cûl-de-sac esta noite.
Çıkmaz sokak diye tabir ederler, sonu yok.
Chamam-lhe cul-de-sac, mas é um beco sem saída.
Sıkılınan yere bak. Seks kampı gibiymiş.
Aquele cul-de-sac é um acampamento sexual.
Açıkçası sizin Cul de Sac * takımınıza dahil olmak istemiyorum.
Não tenciono fazer parte da tua pandilha dos falhados.
Seni, Cul de Sac takımıyla takılmaya davet ediyorum.
Convido-te a estares com a pandilha dos falhados.
- Far-mer.
Agri-cul-tor.
O kadar fena tekmeledi ki benim mideme ağrı girdi.
Mesmo no "cul-de-sac". Chutou com tanta força que até me fez doer a barriga. E depois?
Az önceki yalandı! 7 hece!
Des-cul-pa ter men-ti-do, sete!
Kıçına sokayım mı mösyö?
Queres que enfie isto no teu cul?
Lokasyon : favela kuzey-batı cul-de-sac.
Localização : a noroeste da favela, no beco.
- Kötüye giden her şey b-b-benim ha-ha...
Tudo o que se passou foi minha cul... Culpa tua.
Sonra bizim oraya götürüp sizi bu insanlarla tanıştıracaktım. Benim için en değerli olan insanlarla.
Depois levava-as à nossa cul-de-sac, e apresentava as pessoas mais importante para mim.
Sokağa kadar takip edebilirsiniz bizi, orada yaşıyoruz.
Podem seguir-nos para cul-de-sac, onde vivemos. Porque nós existimos!
- Sokakta görüşürüz.
Vejo-te de novo no cul-de-sac.
Bu sokak dolu sayılır ama şehrin dış mahallelerinde harika evler vardır.
Sabes, o cul-de-sac está bem cheio. Mas há um monte de casas na periferia da cidade.
Dışarıda söylediklerini duydum, benden nefret ettiğini.
Ouvi-te dizer no cul-de-sac que me odeias.
Yani sokağa gerçek elektrik geleceğini mi söylüyorsun?
Estás a dizer que vamos ter luz no cul-de-sac?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]