Çöpçatan tradutor Português
155 parallel translation
"Lanetli çöpçatan!"
"Maldito casamenteiro!"
Hala Mildred'ın iflah olmaz bir çöpçatan olduğunu öğrenemedin mi?
Ainda não aprendeu que a Mildred é uma casamenteira incurável?
Ne çöpçatan çıkarcılığından bir şey kaybeder ne de evlilik mutluluğundan.
A alcoviteira não é menos desprezível, por isso, nem a união menos feliz.
Çöpçatanın sözlerini dinlemeli ve kesmemeye çalışmalısın.
Bem, se ouvisses sem interromper o casamenteiro.
Eğer çöpçatanın ben olsaydım, dulla çoktan evlenmiş olurdun.
Se eu tivesse sido o casamenteiro, há muito tempo que estava casado.
Kadınların nasıl çöpçatan olduğunu bilirsin.
Sabe como são as esposas. Gostam de se fazer de Cupido.
Gördünüz mü şu çöpçatanı!
Se agora não chover!
- Onu yemeğe davet edecek. - Çöpçatan!
- Vai convidá-lo para uma ceia.
Örneğin, Çöpçatan Yente.
Por exemplo Yente, a casamenteira.
Anne, Çöpçatan Yente geliyor.
Mamãe! Yente, a casamenteira, vem chegando.
Çöpçatan, çöpçatan, bana uygun birini bul...
Casamenteira, casamenteira Traga-me um partidaço
Çöpçatan, çöpçatan, kitabına iyice bak...
Casamenteira, casamenteira Olhe aí no livrinho
Çöpçatan, çöpçatan, ben peçeyi getireyim...
Casamenteira, casamenteira Eu porei meu vestido
Çöpçatan, çöpçatan, bana eş bul...
Casamenteira, casamenteira Traga-me um partidaço
Çöpçatan, çöpçatan, hala çok gencim biliyorsun...
Casamenteira, casamenteira Você sabe que ainda sou Bastante jovem
Çöpçatan, çöpçatan, bana plan planlama...
Casamenteira, casamenteira Não me faça nenhum plano
Şehirde, kızlar ve oğlanlar, çöpçatanın iznine ihtiyaç duymuyorlar.
Na cidade, rapazes e moças podem demonstrar carinho... sem a permissão de uma casamenteira.
Damat, çöpçatan ve konuklar hepsi bir arada?
Noivo, casamenteiro, padrinho?
Öte yandan, anne baba olmaksızın karar verdiler çöpçatan olmaksızın.
Por outro lado, eles decidiram sem os pais, sem a casamenteira! Por outro lado,
Çöpçatan, çöpçatan, çöpçatan.
Metediça, metediça, metediça.
Haydi çocuklar, evet derseniz çöpçatanınız olurum.
Vamos, pessoal. Basta dizerem, que eu faço de casamenteiro.
UZAYLI ÇÖPÇATAN GEORGE McFLY
UM PAR FEITO NO ESPAÇO
Çöpçatan bayan, şapka gelsin.
Assistente, o chapéu.
Çöpçatan bayan...
Vejamos!
Evet. Ben, çöpçatan şirketlerini bile denedim.
Até já tentei um serviço de encontros.
- Kimsin sen? Bayan Çöpçatan Abla mı?
- Quem és tu, a Carochinha?
Dr. Cullen hem üvey baba hem de çöpçatan gibi.
O Dr. Cullen é uma mistura de pai adoptivo com casamenteiro.
Çöpçatan ve hapse de girmiş biri.
Um chulo, e já cumpriu pena.
- Bir bilgisayar çöpçatanı.
- Ele põe anúncios.
Köydeyken, en iyi çöpçatan annemdi.
- Posso ajudar? Na minha terra a minha mãe era a melhor casamenteira.
- Unutmayın. Ben çöpçatan değil, yeğeniyim.
E lembrem-se que além de casamenteiro também sou o sobrinho de Jed.
Bir şeyler anlattı ama anlattıklarını her çöpçatan söyler.
ela parece convicta, mas uma simples aIcoviteira não pode dizer muito.
Merhaba, Joey, çöpçatanımız.
Olá, Joey, o nosso casamenteiro.
Jake kendini biraz çöpçatan sanıyor.
O Jake está armado em casamenteiro.
Çöpçatan, çöpçatan, çöpçatan!
Uma atrevida, uma atrevida, uma atrevida!
Şerefli atalarımız lütfen Mulanın çöpçatanı etkilemesine yardım edin.
Ilustres antepassados, por favor ajudai a Mulan a causar uma boa impressão à casamenteira.
Çöpçatan sabırlı bir kadın değildir.
A casamenteira não é nada paciente.
Bu işi üstlenmekten daha korkunç olan karşılaşacağımız şu çöpçatan.
Mais terrível Que o nosso velório Será certamente O nosso próprio casório
Ben çöpçatanım.
- Gosto de juntar pessoas.
Hepsi de "Fine Romance" adında bir çöpçatan servisine üyeydi.
Eram ambas membros de um serviço de encontros chamado Fine Romance.
Bak, eğer zihinsel olarak bir bağlantın varsa belki de çöpçatan servisine gidip, oradaki olası şüphelilerin kasetlerinden bir kaçına dokunsan. Bir imge görürsün belki.
Olha, se vocês estiverem psiquicamente ligados, então talvez possas ir ao serviço de encontros, e tocar nalgumas cassetes dos suspeitos, ver se consegues algum clarão psíquico.
Sanırım seni çöpçatan servisine götürmemiz gerek. Sonuçta Succubus bütün kurbanlarını oradan seçiyor.
Acho que precisamos de te levar ao serviço de encontros, já que é lá que a súcuba escolhe as vítimas.
- Bunun bir ön çalışma olduğunu düşün çöpçatan servisi için.
- Quê? - Bem, encara isto como um treino para o serviço de encontros.
Çöpçatan servisi aradı, görünüşe göre videom bir çeşit rekor kırmış.
O serviço de encontros ligou. Acontece que o meu vídeo bateu algum tipo de recorde da casa.
Bu çöpçatan servisindeki kadın değil mi?
Aquela não é a mulher do serviço de encontros?
Çöpçatan servisindeki Jan, kırmızı elbiseli olan.
É a Jan do serviço de encontros, a de vestido vermelho.
Çöpçatan olma çabanız yanlış.
Seu pretexto para uma união está equivocado.
Sonra ne kadar kötü bir çöpçatan olduğunu anlayıp bana birini ayarlamaktan vazgeçer.
E então ela vai finalmente perceber que é má casamenteira, e vai parar de me fazer arranjinhos.
Çöpçatan!
- Uma alcoviteira!
Çöpçatan!
Uma alcoviteira!
Adem ile Havva'nın çöpçatanı var mıydı? Ah, evet, vardı.
Sim, tiveram.