Önümüzdeki hafta tradutor Português
1,204 parallel translation
Önümüzdeki hafta onu görmeye gidiyorum.
Vou vê-lo na próxima semana.
Önümüzdeki hafta 18'ime giriyorum, bu ne demek biliyor musun?
Eu faço 18 para a semana, sabes?
Sam'i önümüzdeki hafta terfi ettirmeyi düşünüyordum.
O Sam e eu estávamos a discutir uma promoção... que iria começar na próxima semana.
Önümüzdeki hafta beni bir ara.
Telefona-me para a semana.
Önümüzdeki hafta anlatmayı düşünüyordum, ama siz konuya değinince...
Eu ia falar na semana que vem, mas já que mencionou...
Önümüzdeki hafta yapılacak olan Town Hall ödül seremonisini dört gözle bekliyor musunuz?
Está ansioso pela cerimónia de entrega, para a semana?
- Peki, önümüzdeki hafta, o zaman.
E para a semana?
Dördümüz birlikte Arrowhead Gölü'ne gidip, önümüzdeki hafta birkaç günlüğüne tatil yapabiliriz.
Talvez nós os quatro devêssemos ir ao Lago Arrowhead por uns dias na próxima semana.
Önümüzdeki hafta görüşürüz.
Vemo-nos para a semana.
Önümüzdeki hafta baloda Carrie gibi yürürüm artık.
Por este andar, para a semana, dou entrada num hospício.
Seni önümüzdeki hafta arasam olur mu?
Telefono-lhe na próxima semana?
Önümüzdeki hafta cuma gününe izin istiyorum.
Eu preciso de tirar um dia por motivos pessoais na próxima sexta-feira.
- Ama şanslısın buna gerek yok çünkü önümüzdeki hafta benimle oraya geliyorsun.
- Por sorte, não terás de o fazer. - Vais comigo, na próxima semana.
Tanrım, çok isterdim. Ama önümüzdeki hafta editörümle toplantım var.
Oxalá pudesse, mas tenho reunião com a editora, na próxima semana.
Önümüzdeki hafta ağdaya gidecektim. İki, üç tane küçük tüy var diye adam beni ormanların kadını yaptı. - Bu çok korkunç.
É a minha semana entre depilações e o estupor julga-me o Jorge da Selva!
Önümüzdeki hafta.
Para a semana.
Önümüzdeki hafta mahkeme olacak.
Terás de comparecer no tribunal na próxima semana.
Önümüzdeki hafta sonu ne yapıyorsun?
O que vais fazer no próximo fim-de-semana?
Şey, Thea ve Miles hepimizi önümüzdeki hafta... akşam yemeğine bekliyor, eğer sana da uygunsa.
Bem, tu sabes, a Thea e o Miles querem que nós todos... vaiamos jantar a semana que vem, se isso der para ti.
Ve önümüzdeki hafta sonu değil mi?
E no próximo fim de semana, certo?
Önümüzdeki hafta senaryoma bakmak istediğini söyledi. - Jane?
Ela disse que queria ver o meu guião para a semana.
Öyleyse, önümüzdeki hafta sonu orkide sergisi için Santa Barbara'ya gitmek zorundayım.
No fim-de-semana há uma exposição de orquídeas em Santa Barbara ;
Önümüzdeki hafta sonu çıkabileceğimi sanmıyorum.
Não creio poder este fim-de-semana...
Önümüzdeki hafta, en az iki misli büyüyeCekler.
Para a semana, aposto que estarão com o dobro do tamanho de hoje.
Önümüzdeki hafta bir grup şovunun bir parçasıyım, ve sonra sanırım Tel Avivde kendi şovum var.
Faço parte de uma exposição colectiva na semana que vem, e depois penso ter a minha própria exposição em Tel Aviv.
- Önümüzdeki hafta? - Sana dört kere söyledim.
- Disse-te quatro vezes.
- Önümüzdeki hafta sonu annem geliyor.
- A mãe vem cá no fim-de-semana.
Önümüzdeki hafta, Bayındırlık Emlakları için Exley mülkünü... -... boşaltmaya başIıyorlar.
Comecam a expansäo da Plantation Estates para a semana na propriedade Exley.
Bu demek oluyor ki önümüzdeki hafta onu...
Que na próxima semana ela será...!
Buna da önümüzdeki hafta bakarız tamam mı?
Vemos isto na próxima semana.
Kurtarma ekibi önümüzdeki hafta hareket ettirmeye calışacak.
A companhia Salvage vai demoli-lo na próxima semana.
Önümüzdeki hafta devam edeceğiz.
Vamos continuar na semana que vem.
Önümüzdeki hafta gemi gelecek.
Vai chegar um carregamento na próxima semana.
Önümüzdeki hafta gemi gelecek.
Tenho outro carregamento para a semana.
Gemi önümüzdeki hafta gelecek.
Vai chegar um carregamento para a semana.
Daniel'lar önümüzdeki hafta ziyarete gelmeyi planlıyor.
Os Daniels estão a planear vir visitar-nos para a semana.
Önümüzdeki hafta o kaptan
Para a semana, é ele.
Önümüzdeki hafta yürüyüşçülerle ilgileneceksin.
E tens de supervisionar os caminhantes para a semana.
- Beni önümüzdeki hafta David Bowie konserine davet etti.
Convidou-me para o concerto do David Bowie. - És uma sortuda.
Önümüzdeki hafta müzede çalışmaya başlıyorum. Bu harika.
Começo a trabalhar no museu, para a semana.
Bram Pomander önümüzdeki hafta gideceğimiz konserde bize takılmayı düşünüyor.
O Bram Pomander acha que nos arranjou lugares na plateia para "The Producers", na próxima semana.
Önümüzdeki iki hafta sizler için yeni bir deneyim olucak.
As próximas duas semanas serão uma nova experiência para vocês.
Kahretsin! - Önümüzdeki hafta okula başlıyor.
- Começa a escola para a semana.
- Hayır. Önümüzdeki iki hafta içinde.
- Não, daqui a duas semanas.
Sadece, programım önümüzdeki bir iki hafta boyunca çok yoğun olacak.
É que estou bastante ocupada nas próximas semanas.
Önümüzdeki hafta bunlardan hiçbiri olmayacak.
Não, não depois da próxima semana.
Bugün berbat bir gün geçirdim. Ama dinle, seni önümüzdeki hafta arayacağım.
Hoje tive um dia mau, mas digo-lhe uma coisa.
Eğer önümüzdeki bir kaç hafta içinde bir iş olursa... kimin kıçını yakacağımı artık biliyorum.
Se acontecer alguma coisa nas próximas semanas, saberei que idiotas procurar.
- Önümüzdeki hafta akşam yemeğine çıkarız. - Tabi.
- Vamos jantar na semana que vem.
- Tel Avivdeki şovum önümüzdeki hafta.
- Para a semana?
- Şöyle derim : "Sevgili meclis lütfen yan tarafta önümüzdeki iki hafta boyunca inşaat yapmayın."
- Vou dizer, "Querida Câmara... " Por favor não faças obras ao meu lado durante duas semanas. "