Örnek olarak tradutor Português
387 parallel translation
Bunu örnek olarak bedava dağıtıyorum.
Dou isso como uma amostra grátis.
Gladyatör Claudius Marcus son barbar, William B. Harrison'ı öldürdü. çok muhteşem bir örnek olarak...
O Gladiador Claudius Marcus matou o último bárbaro, William B. Harrison, numa excelente demonstração de...
Ya, eğer biz Zira ve ben burda olmasaydık, o o hala burada olacaktı, iki arkadaşıyla birlikte Zaius müzesi büyük salonunda, doldurulmuş bir örnek olarak.
Se não fosse aqui a Zira, ele ainda cá estava, embalsamado na grande sala do Museu Zaius junto aos seus 2 amigos.
Eğer önemli seçimlerimiz bir çikolata kutusu gibi örnek olarak toplansaydı, o zaman kararlarımız anlamını yitirirdi.
Se as nossas verdadeiras escolhas importantes, pudessem ser provadas... como uma caixa de chocolates, então, as nossas decisões perderiam o sentido.
Umarım hoşuna gidecek bir şey örnek olarak... Nasıl denir? Yeni anlayışımızın bir sembolü olarak.
Uma surpresa que espero muito te agradará e será duma nova compreensão uma verdadeira compreensão entre dois amigos.
Benim bir kuramım var ve ben seni bir örnek olarak kullanmak istiyorum, eğer rahatsız olmazsan.
- É muito atrevido, sabe? Tenho uma teoria, e gostaria de o usar como exemplo, se não se importa...
Onları geliştiresiniz diye. Örnek olarak özgür dünyanın tüm polislerine bakın. Farklı düşünceler ve deneyimlere sahip olabiliriz.
Para que os melhores representantes de todas as polícias do mundo livre possam reunir-se, trocar idéias, experiencias, e chegar a uma visão mais profunda, mais global dos graves problemas que enfrenta hoje em dia a sociedade.
Haklısın sanırım ama örnek olarak... az önce yanlış aramayı yapan sanırım bir kadındı çünkü, eğer yanlış arayan bir kadın olursa... işte o zaman "özür dilerim yanlış oldu" deriz.
Acho que tem razão. É mais ou menos como... Foi uma mulher que acabou de lhe telefonar, não foi?
İşgâl altındaki Avrupa'da, Dachau'daki kampın örnek olarak alındığı bir toplama kampı sistemi mevcuttu.
Por toda a Europa ocupada havia campos de concentração baseados no campo modelo de Dachau.
Örnek olarak burada görebilirsiniz.
Aqui o podem ver.
Dünyadışı yaşama ait olarak, ne kadar basit olursa olsun bir mikrop örnek olarak verilerek, biyolojiye katkı sağlanabilir.
O estudo de um único exemplo de vida extraterrestre. O mais humilde que ele fosse, um micróbio seria o suficiente, tornaria a biologia menos provinciana.
Ayın fethi örnek olarak
A conquista da Lua, por exemplo :
Ve bize şunu anımsatmıyor mu, örnek olarak uzayın derinliklerine gitmeyi.
O que nos faz pensar por exemplo :
RED RODNEY bugün, üstün müzikal yeteneğe ve özgür uyuşturucu yaşamına örnek olarak aktif performansını sürdürüyor.
RED RODNEY ainda actua, dando o exemplo pela excelência da música e da vida sem droga.
Örnek olarak, kendi yaptığım bir çalışmayı göstereyim.
Deixe-me desafiá-la com uma peça que eu fiz.
Örnek olarak, bir, iki ve üç.
Por exemplo, um, dois e três.
Örnek olarak bizim okulu ele alalım.
Como a nossa escola, por exemplo.
Gaston'unki gibi bir çukur yoktur Örnek olarak, evet, gözdağı veriyorum...
Sou um espécimen Sempre intimidando
- Şimdi, Louie "Ahmak" McGurk örnek olarak alalım.
- O Louie "The Lug" ( o esfrega ) McGurk.
Sadece bir örnek olarak kullandım onu.
Estou só a usá-la como exemplo.
Bugün burada, Tanrı'nın mucizelerine yaşayan bir örnek olarak karşımızda durmakta.
Ele está aqui hoje como um testemunho vivo da habilidade do Senhor para operar milagres.
Aileni sevmeye çalıştım, kişisel olarak alaya alarak, tuhaflık olarak, tiye alarak uyarıcı bir örnek olarak.
Tenho tentado apreciar a tua família a um nível pessoal a um nível irónico, como novidade, como férias, tão piroso...
Kendinizi örnek olarak göstermelisin.
Você precisa de dar bons exemplos, para o seu filho poder segui-los.
Sadece örnek olarak kullanıyorum.
Estou apenas usando como exemplo.
Örnek olarak, Andoryan amibi- - tek hücreli bir canlı ile birleşerek üçüncü bir canlının meydana gelmesini sağlarlar.
A ameba Andoriana, por exemplo... são capazes de se fundir com outros organismos unicelulares para formar uma terceira e única espécie.
Biz sadece Dharma ve Greg in birlikteliklerine... şahitlik için değil... bu çifte örnek olarak birlikteliklerini güçlendirmeleri için toplandık.
Viemos não só testemunhar a união do Gregory e da Dharma mas fortalecê-la com o nosso exemplo.
Örnek olarak, ince bir yakalı bluz pembe renkli...
Por exemplo, uma camisa azul transparente, sobre um rosa...
Evet, mesela Mannix'i örnek olarak düşünebilirsin.
Mannix, por exemplo...
Örnek olarak, davranışları değiştiren ilaçlar var.
Por exemplo, existem drogas que alteram o comportamento.
Sadece, örnek olarak...
Por exemplo...
Yani bu tasarı sadece ırk ayrımı yapmak için ortaya çıkarılmıştır. Örnek olarak, okul başkanlarının yüzde doksan dokuzu beyazdır.
Embora não tendencioso, o corpo de estudantes é mais de 99 % branco.
Örnek olarak, yeni ölmüş olan Walter Bedeker büyük bir yaşama arzusu olan bu adamcağız şeytan, kendi sıkıntısı ve Alacakaranlık Kuşağı'ndaki düzenin işleyişi tarafından mağlup edildi.
Caso em questão : Walter Bedeker, recém falecido... Um homem com um gosto por viver.
Pekâlâ. Bu çok sıradışı bir durum. Savunmanın şahit olarak iddia makamını çağırdığı bir örnek ben bilmiyorum.
É muito pouco ortodoxo, nunca presenciei na minha careira que a defesa chame como testemunha a promotoria.
Eş olmaya uygun biri değil. Oysa ben bir centilmen ve üniversite mezunuyum. Ayrıca 15 yıldır örnek bir koca olarak görünüyorum.
Eu, por outro lado, sou uma pessoa respeitável, graduado, marido exemplar durante quase 15 anos, nobre!
Ama yetişkin olarak katlanman gereken şeylere bir örnek.
Mas é só um exemplo daquilo que vão ter de suportar como adultos.
Kendini tecrit etmen, senin için çok kötü olur. Kardeşlerin için de öyle çünkü doğal olarak, onlar seni örnek alıyorlar.
É muito mau para ti segregares-te a ti mesmo. eles te imitam.
Örnek imza olarak buraya imzanızı atın.
Escreva aqui o seu nome para a assinatura.
Fakat onların cesaretlerini örnek alır ve ulaşılacak bir hedef olarak görürsek inanıyorum ki aramızdan ayrılışları boşa gitmemiş olacak.
Mas se elevarmos a sua coragem como um padrão a ser atingido... acredito que a sua partida das nossas fileiras ficará marcada com nobreza.
Bu geminin Birinci Süvarisi olarak, herkese örnek olmalıyım.
Como Primeiro-oficial nesta nave, eu tenho que dar o exemplo.
Kendilerini uzun zamandır örnek aile olarak gördüler.
Consideraram-se... uma família exemplar, há tanto tempo.
Azınlıklara, bilhassa siyahlara gelince son 400 yıldır bir halk olarak bizler, medeniyet tarihindeki en büyük davranış değişikliğine örnek gösterilebiliriz.
Quanto às minorias, especialmente os negros nós, como pessoas nos últimos 400 anos, somos o maior exemplo de modificação de comportamentos na história da civilização.
Kesin olarak biliyorum. Biyolojik örnek konteynırından.
Ninguém se magoará, de forma alguma.
Billy Wilder buna yazar olarak 1930'larda sonra da yazar ve yönetmen olarak 1940'larda mükemmel bir örnek teşkil eder.
Com o correr dos anos, o humor de Wilder tornou-se mais cáustico. Em vez de adoçar os seus cozinhados, ele continuava a adicionar ácido.
Örnek vatandaş olarak tanımlanan 18-yaşındaki Wendy Stowe, 72 saattir kayıp.
Wendy Stone de 18 anos descrita pelos amigos como cidadã modelo... continua desaparecida depois de 72 horas.
Kimse tam olarak ne olduğumdan emin olamadığı için... Mora beni "Bilinmeyen Örnek" diye etiketledi. Yöneticiler bunu Kardasya diline "Odo'ital" diye çevirmişti.
Como ninguém sabia bem o que eu era, o Mora escreveu no rótulo "amostra desconhecida", que o Supervisor traduziu para Cardassiano com a expressão Odo'ital.
Yapısal olarak bezerlerine kötü örnek olacak.
Ela atacou um colega oficial - isso é uma ofensa de tribunal marcial.
Bütün bu olanlardan sonra mürettebatın alternatif doğal yemekler seçme konusunda onlara örnek olarak cesaretlendirmeniz gerekir, öyle değil mi?
Onde é que vai? Vou consigo. Estive a estudar o meu manual de operações TRICODER.
Güzelliğin gibi, örnek olarak
Eu e o Donald concordamos num par de coisas.
Nasıl olur da Bania'yla gönüllü olarak zaman geçirmek isteyen birini örnek alabilir?
Galinha, como pode ela olhar para uma pessoa que passa o tempo voluntariamente com o Bania?
İlk olarak bana örnek bir ders verdi... Ve dersin sonunda, Kendimi aşmak istedim.
Uma vez, ela deu-me uma lição de tricô e no final eu já só queria empalar-me.
Annemiz tam olarak örnek anne sayılmaz.
A nossa mãe nunca foi um bom exemplo a seguir.