Şapşal tradutor Português
1,320 parallel translation
Yemek yiyecek bir şapşal her zaman bulunur.
Há sempre um totó com quem podemos almoçar.
Thomas değil, şapşal.
Não é esse, seu cetriolo.
- Telefonla şapşal.
- Pelo telefone, palerma. - Está bem.
Ben şapşalım.
Eu sou palerma.
- Bizim kitabımızda geri çekilmek yazmaz, şapşal!
Não acredito que façamos meia volta, estupido.
Ben senin gibi bir şapşal görmedim.
Eu nunca vi um estupido como tu!
Seni nasıl karşılamamı bekliyorsun, şapşal?
Onde eu viria para recebê-lo, idiota?
- Bu şapşal çocuklar nasıl uçtu?
Como é que os miúdos começaram a voar?
Bu donlu şapşalı arabaya koyun.
Metam o Loomski no carro A.
Tabi ki iyi olacağız, seni şapşal.
Claro que vamos, meu palerma.
- Aptal, salak, şapşal.
- Tu é que és a merda, seu fode-patos estúpido.
Gönderenin adresi bölümünü boş bırakmayı akıl edersin, değil mi şapşal?
Certifica-te que não pões endereço de retorno, meu palhaço do caralho.
Selam, şapşal çocuk.
Oi, garoto bobo.
Ben böyle bir şapşalım.
Sou tão idiota.
Otur şapşal.
Senta-se, idiota!
Buraya geri dön seni şapşal. Sürtük, fahişe!
Vem cá, sua vaca estúpida!
Biliyorum, çok şapşal bir suratı var, ama saçları nasıl?
Eu sei que ele tem cara de parvo, mas o que achas do cabelo dele?
Şu şapşal mı?
Aquele bêbado?
Sıra sende şapşal.
És o próximo, idiota.
- Şapşal usulü.
- Desvio cerebral! Poxa, Ted.
Etrafta hiç şapşal görmüyorum.
Não vejo nenhum dos seus capangas.
Hayır şapşal!
Não, palerma!
Şapşal.
Palerma.
Sen yukarı çıkacaksın ve o şapşalı odadan çıkaracaksın.
Tu vais lá acima e tiras aquele gorila do quarto.
Şapşal olma, ben kimseye söylemem.
Não sejas parvo, eu não digo a ninguém.
Şapşal...
Slaphappy hillbilly.
Tam bir şapşal.
Velho tonto...
Biliyorum, çok şapşal bir suratı var, ama saçları nasıl?
Sei que ele tem uma cara de estúpido mas que achas do seu estilo de cabelo?
Bu kadar beyinsiz bir şapşal tarafından nasıl tokatlanabildim ki?
Como é que um tótó destes me derrubou?
Bu şapşalın kanında sadece Ipecac ve misk yağı varmış.
Só tinha vestígios de xarope de ipecacuanha e óleo de civeta.
Ah, onu yok etmedim, şapşal, kaybetme büyüsü yaptım.
Oh, eu não a destruí, tonta, lancei um feitiço de desvanecimento.
- Seni kurtarıyordum şapşal.
- Salvar-me de quê?
Ben "şapşal" anlamına geldiğini sanmıştım.
Porque pensava que era para "parolo autêntico".
Şapşal malzemesi mi?
Coisas para imbecis?
- Epey şapşal.
- Bastante estúpida.
"Sen zehirlenmişsin, sen... boynuzu giyen tarafından lanetlenmişsin, sen şapşal..."
"Tu estás envenenado. Tu estás amaldiçoado para usar cornos. Estás desleixado."
Nigel, kusura bakma ama artık ilgi çekmenin şapşal gibi davranmaktan başka yolları olduğunu öğrenmesi gerek.
Nigel, sinto muito mas ela precisa de aprender que há melhores maneiras de chamar a atenção do que agir como uma bimba.
Bu şapşal takımla son karşılaşmamla alakalı.
É sobre o meu último encontro com a equipa dos gorilas.
Tüm Batı'daki en komik, aptal şapşal seslerden biri.
É um dos sons mais estranhos antiquados e parvos do Oeste.
- Adıma yazılar yazdı, şu şapşalı ne kadar sevdiğime dair
Escreveu um bilhete de amor, em meu nome, ao talhante, a dizer como adorava as costeletas de porco.
Şapşal gibi tutma şunu.
Não a segure como se fosse uma espécie de apetrecho.
Şapşal çocuk.
Não, não, não. Criança tonta, não.
Şapşal.
- Pateta.
Bu iyi. Sana göre, kızlar şapşal ve küçük topluları seviyor.
Segundo você, senhora, as miúdas gostam de tontos e de "bolas" pequenas.
Tabii öyle olacak, şapşal.
Claro, tolinho.
Ucuz atlattın küçük şapşal.
Tiveste sorte.
Şapşal Donald'ın haklı olduğuna inanamıyorum.
Não acredito, mas o Dumb Donald ( pato burro ) tem razão.
- Şapşal.
- Imbecil.
Şapşal.
- Imbecil.
Neler oluyor... şapşal...
Sai de cima de mim!
Tabi ki de hayır seni şapsal.
Não, idiota.