English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Ş ] / Şaşırma

Şaşırma tradutor Português

281 parallel translation
Birkaç dakika sonra alışılmadık bir hayvan görürsen sakın şaşırma.
Não se admire, se vir um animal estranho dentro de instantes.
Bunu söylemek istemezdim ama eğer beni buralarda bir daha göremezsen, hiç şaşırma tamam mı?
Não és uma pessoa que eu goste de magoar. Mas se não me vires por aqui durante algum tempo, não te surpreendas.
Lütfen şaşırma!
Por favor, não!
. O kadar da şaşırma.
- Não fiques tão chocado.
Döndüğünde evde olmazsam şaşırma.
Não fiques surpreendido se eu não estiver aqui quando chegares a casa.
Arttırma her zamankinden biraz daha yüksek olsaydı şaşırmazdım.
Não me admiraria que tivesse sido mais alto que o habitual.
Bu kadar şaşırma.
Não fique tão chocado.
"Bir kadına gözlerini dikip bakma"... "ve bir kadına bakıp yolunu şaşırma."
"Não porás os teus olhos em mulher alguma"... e "não te deixes seduzir pelo olhar de uma fêmea"?
Çocukları alıp buradan gidersem hiç şaşırma. Seni iğrenç şişko kadın...
Não te admires que eu leve as crianças e desapareça de vez.
O kadar şaşırma.
Não devias ficar tão surpreendido.
Şaşırma.
Não te assustes.
Şaşırma.
Não te espantes.
Bir gün sokakta beni, sana olan aşkımı haykırırken görürsen, sakın şaşırma.
Não se espante se me vir na rua proclamando o meu amor por si.
Sakın azma ve şaşırma
Não fiques vermelha e frustrada!
Bu tip bir araştırma yapıyorsanız Howard'ın CIA'le çalıştığına şaşırmamanız gerekir.
Se está a conduzir um inquérito desses, não deve ser surpresa para si que ele esteve na CIA.
- Harçlğından kesersem hiç şaşırma!
Sem dinheiro trocado durante um mês!
Ayaklarının altında, o çatlak bir anda oluştuğunda sakın şaşırma!
Não te surpreendas Se o gelo se partir Debaixo dos teus pés
Amerika, Batı Bölgesi vahşi atları adına Carter Trenyolları'ndan şikayetçi olmak için geldik. O kadar şaşırma.
Viemos aqui apresentar queixa contra a Carter Railway Line em nome dos Cavalos Selvagens da América, Western Divisions.
Şaşırma.
Não admira.
Tanrım, şaşırma.
Meu Deus, não admira.
Bu arada yakında küçük bir ikramiye alırsan şaşırma.
Já agora... Não te espantes se receberes um bónus em breve.
Hedefini şaşırma.
E tente não se enganar de gajo.
Şapa oturursan hiç şaşırma.
Podes ter surpresas pelo teu rabo acima.
Şaşırma.
Não estejas.
Çocuk cinayetle suçlandığında, biraz olsun şaşırma belirtisi yoktu.
Quando o rapaz foi acusado de homicídio, não parecia nada surpreendido.
- Şaşırma Mark, hep istediğini yaptırır.
- Ela faz as coisas à sua maneira.
İstasyondaki tedirginleşen ittifak üyelerinde çatlak baş gösterirse sakın şaşırma.
Não se mostre surpreendido se a aliança frágil nesta estação começar a dar sinais de rutura.
O listede adımı görürsen şaşırma.
Não te surpreenda se vir meu nome na lista.
On yıl sonra burayı satın almak için geri dönersem hiç şaşırma.
Não te surpreendas se daqui a dez anos voltar para comprar isto.
Kapıları kapalı görürsen şaşırma Tamam, hadi gidelim.
Apenas não te surpreendas se as portas estiverem fechadas. Aqui vamos nós.
Gazetelerde ölüm ilanlarımı görürsen şaşırma.
Lerá meu óbito no jornal.
Adamımızın kafatası açılıp bir UFO çıksa bile şaşırma.
Se a cabeça dele se abrir ao meio e de lá sair um OVNI... quero que estejas preparado.
- Çıldırırsam şaşırma!
Não tenhas a mínima dúvida!
O kadar şaşırma.
Não fique surpreendido.
Yolunu şaşırma unutma diyor.
Aqui está a erva-doce... e a aquilégia.
Kapıları kapalı görürsen şaşırma Tamam, hadi gidelim.
apenas não te surpreendas se as portas estiverem fechadas. Ok, aqui vamos nós.
Ama pek nazik olmazsa sakın şaşırma.
Mas não te espantes se não for muito simpática.
Pekala, şaşırma ama.
Está bem, mas não te assustes.
Ama şaşırma sakın.
Mas não se iluda.
O kadar şaşırma, Phillippe.
Não fiques tão admirado, Filipe.
Şaşırma, şok, korku ve diğer başka şeyler de içeren muhteşem bir performans ortaya koymuştur.
Fez uma tremenda representação de surpresa, choque, horror e tudo o resto.
Bu kadar şaşırma. Gel buraya.
Pára de te sentir chocado e vem cá.
Bu kadar şaşırma. Barbara Streisand istedi onu.
Não admira que a Barbra Strisand o quisesse.
- Balo güzeli seçildiğimde, yüzümün alacağı şaşırma ifadesini çalışıyorum. Kirsten ne yapıyorsun?
Kristen que estás a fazer?
Şaşırma.
Não é uma maravilha.
Adamı sıkıştırma şaşırdım.
Nem sei como é que se deu ao trabalho.
Dr. F. Frankenstein Yaratığı sunar. " " Yeniden canlandırma çalışmalarında şaşırtıcı gelişmeler. "
EM'UMA NOVA EXPERIÊNCIA SENSACIONAL EM REANIMAÇÃO'
Akademi'deyken bunda çok iyiydim, bu yüzden bana yönümü şaşırttırma.
Eu era bom nisto na Academia, por isso não me desorientes.
Hepsini sattığımda çok şaşırmıştım,... ama sanırım araştırma tesisleri parçaları bulabilir. Nasıl güncellediklerini gösterirler.
Fiquei surpreendido em conseguir vendê-los todos, maior parte para a pesquisa.
Polisi şaşırttım, daha da zorlaştırma.
Estou surpreendido pela polícia não ter dificultado muito o caso.
Bu kadar şaşırma.
Não fiques tão surpreendido.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]