Şeker tradutor Português
8,805 parallel translation
Çalışma başlığı : Fantastik Şeker Avı.
Título provisório, "Punting the Sweet Fantastic".
Fantastik Şeker Avı.
"Punting the Sweet Fantastic".
Baba, bu çok şeker.
Isso é tão amoroso, pai.
- Çok şeker.
Que amoroso.
- İhtiyacından çok daha fazla şeker.
Mais doces do aqueles que vai precisar.
- Bebek ile şeker çekiyoruz sanki.
É como dar doces a uma criança.
Parayı sana verdim ve gidip kondom ve şeker aldın.
Eu dei-te o dinheiro e tu gastaste-o em preservativos e guloseimas.
Çok şeker.
Que amoroso.
Kâhve, şeker kabartma tozu! Evet!
Café moído, açúcar...
Senin çocuklar şeker toplamaya çıkacak mı?
Os seus filhos vão hoje atrás de doces hoje à noite?
Hepsi çöpe gidecek bir avuç şeker uğruna.
Tudo isto por um monte de doces que vamos deitar ao lixo.
Toby. Şeker oğluşum benim.
Meu bebezinho lindo.
Ve bu sadece şeker kamışlı helikopterimi çalıştırmak için.
E isso é só para fazer o helicóptero de natal funcionar.
Aşı bende şeker krizi yapıyor.
A maldita vacina dá-me fome de açúcar.
Bil bakalım kim komplocu, psikopat şeker parçasıyla ilginç bir konuşma yaptı.
Adivinha quem acabou de ter uma conversa interessante com a nossa psicopata de cabelos ruivos.
Şeker gibi maviye dönmüşsün tatlım.
Querida, estas azul como um gelado.
Umarım size Şeker Diyarı'nızda rahatsızlık vermeyiz. - Ne yarışması?
Só espero não ofender-vos a vocês e à vossa Terra da Doçura.
Phil, Ronnie Süperler Diyarı'yla dalga geçti. Şeker Diyarı dedi.
Phil, o Ronnie fez troça do País do Espetacular chamou-lhe "Terra da Doçura".
Bu mahalledeki son "şeker mi şaka mı" turum.
É a minha última viagem no bairro de "doçura ou travessura".
İçine şeker koydum, al.
Pus doces aqui dentro.
- Tatlım, baban beş dakikaya gelmezse şeker mi şaka mı gezmesine ben götüreceğim seni, tamam mı? Tamam!
- Querida, se o papá não chegar dentro de cinco minutos, eu levo-te a fazer "doçura ou travessura", está bem?
Ne demişler, "şaka mı şeker mi?"
Diz-se "Doçura ou travessura".
Ya al ya da çocuklar 500 tane çubuk şeker yesin.
- Sim. Bem, era isso ou o pessoal tinha de comer 500 barras de chocolate.
Şeker ile diyabetik bir koma için kahve.
Café preto com muito açúcar.
Tıpkı şeker ve reçel ilavesiz bir badem ezmesi gibi.
Tal como a manteiga de amêndoa e as conservas de fruta sem adição de açúcar.
Şeker ve reçel ilavesiz badem ezmesi. Aynı fıstık ezmesi ve reçel gibi ancak anneniz bu adamla zina yapıyor.
Manteiga de amêndoa e conservas de fruta sem adição de açúcar tal como manteiga de amendoim e geleia, mas com mais da vossa mãe a montar este tipo.
Karamelli şeker, çikolatalı süt, güzel yün iplikleri ve sigara.
Bulls-eyes, Yahoos, Sweet Yarn e cigarros.
- Evet, tadı pamuk şeker gibi.
Elas têm sabor de algodão doce.
Başka şeker yok.
Chega de doces.
Çocukken sokakta oynadığımı hatırlıyorum, cadılar bayramında para, şeker topladığımı.
Lembro-me de ser criança e brincar na rua, de ir pedir doces ou travessuras.
-... cadılar bayramında para, şeker topladığımı... - Sarılmaya git.
Agora, avança para o abraço.
Çocukken sokakta oynadığımı hatırlıyorum, cadılar bayramında para, şeker topladığımı.
Lembro-me de ser criança e brincar na rua, de pedir doces ou travessuras.
Çocukken sokakta oynadığımı hatırlıyorum,... cadılar bayramında para, şeker topladığımı.
Lembro-me de ser criança e brincar na rua, de pedir doces ou travessuras.
... sokakta oynadığımı, cadılar bayramında para, şeker topladığımı.
... brincar na rua, pedir doces ou travessuras.
Tek şeker lütfen.
Um torrão, por favor.
Son birkaç günü tavan arasında sosisli ve şeker yiyip, yaşayarak geçirdim.
Nos últimos dias, tenho estado no sótão a comer cachorros-quentes e doces.
- Ama seninki şeker oldu.
Mas a tua é gira.
- Çok şeker! - Evet.
Super gira.
Ve eğer ukala iseniz,... bundan kurtulmaya bakın, sizin şeker gibi suratınıza...
E se não és humilde, começa a piscar a arrogância, com a cara vermelha...
Ve yaşlı Grefard'ın tavsiyesini unutmuyorduk alışkanlıklarımızdan kurtulmak şeker suratlılık falan, neyse.
E tinha-me esquecido do conselho do Grefard ´ s, acerca de não dar nas vistas. E isto e aquilo.
ŞEKER
GOMAS
Sparky, Şeker, kaçın!
Fósforo, Gomas, fujam!
- Size 3 tane şeker verip göndereceğim.
- Trouxe doces para vocês os três.
Eminim şeker seviyorsundur, değil mi?
Aposto que gostas de doces, não gostas?
Sonra da biraz şeker yiyebilir.
E depois, dou-lhe uns doces.
Şeker.
É um rebuçado...
Şeker olur mu?
Doces.
- Hadi ama hayatının boyu yetecek kadar topladın zaten. Bu kadar aşağıda ne işin var? - Şeker mi şaka mı?
- Doces ou partidas.
Şeker mi, şaka mı?
- Doces ou partidas?
Şaka mı şeker mi?
Doce ou travessura.
Burada, şeker dağıtıyordum.
Estava aqui, a entregar doces.