Şurası tradutor Português
1,296 parallel translation
- İmzala şurasını.
- Está aqui para quê?
Şurası Kuzey değil mi?
O norte é para aqui, não é?
- Şurası kesin.
- Uma coisa posso prometer-vos.
Ama şurası kesin.
Digo-lhe uma coisa...
- Şurası ring mi?
- Isto é um anel?
Şurası açık ki, bizimle yada herhangi diğer bir türle... aralarında bir ilişki olmaması onları ilgilendirmiyor.
É agora claro que eles não têm nenhum interesse... numa coexistência pacífica connosco ou com qualquer outra raça.
Şurası en etli yer, tam şurası.
Este bocado deve ser o que tem mais carne.
İşte tam şurası.
É ali!
- Şurası Layton bulvarı.
- Olha, Layton Av.
- Şurası daha kısa olsun.
- Corta mais aqui.
- Şurası.
. AIi.
Şurasında bir şişlik var. Vücudunda bazı kesikler ve boynunda morluklar var.
Ela tem um galo aqui com um corte, e tem alguns cortes.
Şurası banyo mu?
all é um lavabo?
Şurası nasıl çizilmiş olabilir aklım almıyor.
Escavacou o Volvo todo.
İşte bulunduğumuz yer şurası. Aşağı yukarı şuraya doğru gidiyoruz.
Nós estávamos aqui, e seguimos mais ou menos nesta direcção.
Vegas şurası.
Ali mesmo!
- Şurası boşalıyor, Anne.
Há uma aberta, mãe.
Şurası açık ki düşüncelerin televizyonla aynı frekansta yayınlanıyor.
Vocês transmitem os pensamentos na mesma frequência.
Yeri şurası.
Pertence ali.
İnsanın içini ısıtıyor... şurasını.
Sente-se um calor... aqui.
Şurası benim yerim olsa gerek.
Isso é aí mesmo meu assento.
- Tam şurası.
- Aqui...
Şurası ağrıyor mu?
Dói-te aqui atrás?
- Bak, geçen yıl çatıdan düştüğümüz yer şurası.
Foi onde caímos do telhado no ano passado.
Şurası, şurası, şurası ve bu resmi.
Assine ali, ali e ali e é oficial.
Şurası :
Então dizes :
Şurası işte.
Aqui.
Ve şurasına vur bir de bu tarafına vur. İşte oldu.
Martelas neste lado e martelas no outro e já está!
356833. Kesim noktası şurası değil mi?
Três-cinco, seis-oito, três-três.
Şurası nasıl?
Que tal ali?
Şurası tam resim asılacak yermiş.
Eu vejo toda a espécie de cenários. Ali era um bom lugar para um quadro.
Öğrencilerin bırakıldığı yer şurası.
Os alunos entram por ali.
Şurası Kuyruk.
Ali é o "Caudas".
Şurası, kıçımı ov. Lütfen kıçımı ov.
Aqui por favor, esfregue o meu rabo.
Bak, şurası iyice silinmiş. Değil mi?
Essa parte estava muito borrada.
Şurası olmalı, bak.
Tem de ser esta, olha!
- Şurası yüzmek için harika bir yer.
- É ali! Óptima praia para nadar.
Bence Feng Shui açısından şurası daha iyi.
Tem mais Feng Shui se ficar ali.
Şurası açık ki bize bir faydası olmadı.
Claramente, não nos esclareceu nada.
Gideceğim yer şurası.
Eu tenho que ir ali!
Şurası!
Ali!
Şurası gayet açık, bu adamlar sermayeyi elinde tutan kişilerdi.
Eu deixei isto bem claro. Estes são gestores de fundos muito importantes.
Girişi şurası, orada.
A entrada é ali.
Tam şurası.
Aqui mesmo.
Sadete geleyim... Şurası.
Eu venho, mais ou menos, de aqui, daqui a cerca de 900 anos.
Şurası boş!
Está ali um lugar!
Şurası Sadık İhtiyar, Talyn'in yakınında olmalıyız
Devemos estar perto de Talyn.
- Şurası.
- Ali.
Tam şurası.
Aí mesmo.
şurası uygun.
Isto talvez sirva.
... büyüdüğü yerIer şurası gibi oIacak, şey gibi...
Eles crescem aí dentro.