English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ A ] / Aldım

Aldım tradutor Russo

44,086 parallel translation
Trambolin aldım.
Я купила батут.
Evet, aldım.
Да.
Verdi'ye bir bilet aldım. Güzel bir elbise giydim. ve tam otele gidiyordum ki bu kırmızı bandanalı hippi... ban doğru yanaştı ve,
Купил билет на Верди, надел красивый костюм, и как раз шёл из отеля, когда ко мне подошёл хиппи с красной лентой
Kiliseden hacı aldım, ve oraya götürdüm... öldükleri yeri işaretlemek için.
Я сняла с часовни крест и отнесла его туда... чтобы пометить место их смерти.
Bantını ödünç aldım.
Я одолжила твой скотч.
Evet aldım.
Да, получила.
Ama yükleri güvene aldım.
Однако я обеспечил транспорт.
Haplarını ödünç aldım.
Я одолжила твои таблетки.
Onu bir gider ızgarasına atmıştım sonra dönüp geri aldım.
Я выбросила её в канализацию, а потом вернулась.
Doğduğum ve büyüdüğüm yere doğru yol aldım anne ve babamın ve Matt'in öldüğü yere...
Шла через город, где выросла... Где умерли мои родители и Мэтт.
Karasakal'ın yanındaki yerimi sağlama aldım sanmıştım.
Думал, что заслужил место рядом с Чёрной Бородой.
Teknik olarak aldım.
Формально, платили.
Bermuda Üçgeni'ndeki performansımla ikramiye bile aldım.
Дали премию за мой восхитительный перформанс в зоне Бермудского Треугольника.
Aldım ya.
— У меня уже есть оно.
Bunları Savunma Bakanlığı'ndan kendim aldım.
— Я украл их в Минобороны.
Carter, mesajını aldım.
Картер, я получил твоё сообщение.
Az önce Keith'den haber aldım.
Мне звонил Кит.
Sonra yeni şahsi kütüphanem için kendime yeni klasör etiketleri aldım ve açıkçası edebiyattan da pek anlamam.
Затем я купила новые файловые карточки для своей библиотеки, в чем, честно говоря, я совершенно не понимаю.
Onları o kadar evime aldım ama tek yaptıkları sızlanmak.
Я предоставил им свой дом, а они только и делают, что жалуются.
- Seni hafife aldım.
– Я недооценил тебя.
Şöyle diyebiliriz, ben... çok ilham aldım.
И... скажем так, вдохновил.
Cevabı aldım ama hoşuna gideceğini sanmıyorum.
Я узнал ответ, но тебе он не понравится.
Ben de gizlice Paris'te bir daire satın aldım.
Я купил квартиру в Париже, о которой никто не знает. – Что?
Bazı kararlar aldım.
Я приняла некоторые решения.
İlk yardım eğitimi aldım.
Проходила курс экстренной помощи.
Rehineyi aldım.
Спасти заложницу.
Rehineyi aldım.
Я спас заложницу.
Sen... Sana gönderdiğim parayı aldın mı?
Ты... получил деньги, что я отправил?
Fotoğrafı aldın mı?
Фото пришло?
- Paranı aldılar mı?
Деньги взяли?
Onun yahnisinin tadını bulmak yıllarımı aldı.
Я годами пыталась добиться же такого вкусного рагу.
Aldığımız istihbarata göre, iki saat içinde onaylanmamış bir nükleer savaş başlatacak.
И по нашим данным, он менее чем через два часа начнёт несанкционированную ядерную войну.
Ben, gözetlemeye karşı koyma eğitimi aldı tamam mı?
Бен обучен контрслежению, ясно?
Şırıngayı aldın mı?
Шприц нашла?
NSA'deki arkadaşımdan aldığım...
— Информацию от моего друга...
Ayrıca Aisha ve Jerome'dan da yardım aldı.
И ему помогали Аиша с Джеромом.
Yetkilerimi elimden aldı ve nasıl yaptığımı öğrendiği anda beni kovacak.
Он лишил меня допуска, и уволит сразу же как найдёт причину.
Listeden aldığımız hücrelerin bir tanesine.
Информация на спящую ячейку, которую мы достали из списка.
Bak, ATB'yi yollayıp seni aldıracağım.
Слушай, я отправлю КТУ забрать тебя.
Grimes'dan aldığımız flash disk hasarlı çıktı.
Флешка, которую мы забрали у Граймса, повреждена.
Yelken açmadan hemen önce. Buraya doğru gelirken tutamadığımız sözlerimize yönelik ne gibi bir tavır aldığını öğrenip meseleyi çözmek istedim. Jack Rackham'ın ve hala kayıp olan zulanın teslim edilmesini meselesini.
Перед его отплытием чтобы убедиться, что мы с ним в расчёте, и его флот не вернется сюда, несмотря на то, что некоторые обещания мы пока не выполнили – не отдали ему сундук и Джека Рэкхема.
Onunla sevgili olunca aldığı kararları yakından izledim. Onlardan ders çıkarttım.
Став ее любовницей, я следила за ее решениями и клялась учиться на них.
İki yıl önce, Orozco Müzesi bana küratör olarak, öğretmen olarak aldığımın üç katını teklif etti.
Два года назад музей Ороско предложил мне пост куратора, в три раза больше зарплата, нежели я получаю будучи учителем.
- İsim aldın mı?
Ты узнала имя?
Yani biz sadece yollarımızı ayırma kararı aldık, bilirsin birbirimize iyi dilekler diliyoruz ve başka seçenekleri değerlendirmeye başladık vesaire vesaire.
Мы просто решили пойти разными дорогами, и желаем друг другу лишь лучшего, решили попробовать другие возможности и всё такое. Бла-бла-бла.
Bir hamleyle iki atımı birden aldı.
Он взял обоих моих коней за один ход.
Ama aldığımız duyumlara göre o gece vardiyanın sonuna doğru istasyondaki taşaklıların hepsi coplarıyla bara dönmüşler o bisikletli sik kafaların yere izlerini çıkarmışlar.
Но ходят слухи, когда в конце смены он всё это рассказал, все свободные копы поехали в тот бар с дубинками и отимели этих долбаных байкеров.
Mesela bir anda 5 milyon dolarlık bir ödeme alsam kocamın bir soruşturmayı askıya aldığı gün hem de üstüne de soruşturma açılan adamın kendisinden bu konudan bahsetmem gerektiğini akıl edebilirdim sanırım.
Например, если бы я вдруг получил единовременный платеж в сумме $ 5 млн. в тот самый день, когда мой муж закрыл расследование против человека, которые эти деньги прислал, я бы хоть одно долбанное слово об этом сказал.
Soruşturmanın başlamasını sağlayan ilk ipucunu aldığım arama gecenin bir yarısı Yonkers civarından yapılmış.
Анонимный звонок, который привёл к моему расследованию был сделан с сотового телефона, запингованного в Йонкерсе посреди ночи.
- İlacını aldın mı? - Evet.
- Вы принимали лекарство?
Benim oyma sabunlarımı aldı.
- ( гинсберг ) А у меня резнОе мыло.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]