Altar tradutor Russo
18 parallel translation
Altar mı? ( Çn : Altar-Kurban törenlerinin yapıldığı yer )
Это алтарь?
Bir haç ve bir Altar * gördüğümü hatırlıyorum.
Я помню, крест и алтарь.
St. Peter'daki Bernini'nin spiral altarı gibi.
Похоже на спиральный алтарь Бернини в соборе св. Петра.
Altar'a ulaştığında, sana ihtiyacın olanı verecektir.
Когда достигнешь алтаря, он даст тебе то, что нужно.
Onlara Altarı mı gösterdin?
Ты показала им алтарь?
O yüzden mi altar çocuğu oldun Jack?
" ы из-за этого стал служкой, ƒжэк?
- Zavallı Lemon... mihrapta terkedildikten... sonraki ilk tatilin olunca benim mutluluğumu... dinlemek senin için çok zor olmalı.
Poor Lemon... must be so hard for you to hear about my happiness when it's your first holiday since being left at the altar.
Altar Boy gibi görünüyorum.
( Хихиканье )
Bu, Gent Altar Panosu.
Это гентский алтарный полиптих.
Altar Panosu'nun en çok arzulanan sanat eseri olduğu yazıyor.
Тут сказано, алтарный полиптих – одна из привлекательнейших для знатоков работ.
Gent Altar Panosu Altaussee'deki madende. Ne?
Гентский алтарный полиптих в шахте Альтаусзее!
Arkamızdaki Ruslarla birlikte Altaussee'yi 3000 parça eserle terk ettik bunların arasında Gent Altar Panosu ve Brüj'lü Madonna ve Çocuğu da vardı.
Русские приближались, и мы покинули Альтаусзее, прихватив 3000 произведений искусства, в том числе гентский алтарный полиптих и "Мадонну с младенцем" из Брюгге.
Savitz ve Campbell, Altar Panosuyla Belçika'ya uçtu.
Савиц с Кэмпбеллом доставили полиптих в Бельгию.
Bu ; St. Marys'de büyük bir kabarık elbiseyle sunağın önünde durma fikrinden nefret eden, geçmişte okul bahçesinden tanıdığım erkek Fatma ile ilgili.
This is about the tomboy that I knew back on the playground who hates the idea of standing in front of the altar at St.
Evet, babasının Altar'da çiftliği var. Hemen sınırın dibinde.
Да, у его отца своё ранчо в Алтаре, совсем рядом с границей.
Hedef buradaki Altar ( Mimber ) Forsaken'dan bazı rogueleri alanı gözetlemesi için yolladık
Наша главная цель — Алтарь.
- Eskiden Altar Panosu vardı.
– Там был алтарный полиптих.
- Gent Altar Panosu'nu mu almışlar?
– Они его забрали?