Avrupa tradutor Russo
3,206 parallel translation
Muazzam seyrüsefer güçleriyle Avrupa'ya varacaklar. Ama şimdi tüm susuz göçmenlerle birlikte bu kum denizinde... bir mavilik bulmaları gerekiyor.
Превосходные навигаторские способности в конце концов приведут их в Европу, но сейчас им и другим страдающим от жажды перелётным птицам нужно найти пятно синевы посреди этого океана песка.
Avrupa'da üniformalı adamlar onların sonunu getirmeye çalıştı.
Раньше, ещё в Европе, люди в форме старались стереть их с лица земли.
Kamali sayesinde El Zuhari ve ekibi Avrupa'ya giden kokain ve eroin tedariğini kontrol altında tutuyor.
Благодаря Камали, Аль-Захари и его организационной деятельности в Европу поставляется большая часть героина и кокаина.
Ne, çevre bilinci mi? Bu çöp yığını mı yoksa Batı Avrupa mı?
кошачьего туалета?
Avrupa'da bir yerlerde olacağız.
Мы будем где-нибудь в Европе.
Avrupa ile ticarete bile başladıklarını duydum.
Слышал, они даже начали торговать с Европой.
Doğu Avrupa'da da yasa dışı olarak yaygınlıkla kullanılmaktadır.
Также оно весьма популярно среди уголовников из Восточной Европы.
Bildiğiniz üzere Avrupa Birliği mevzuatı nedeniyle zorunlu bir uygulama.
Как вам известно, это обязательная часть в европейском законодательстве.
Bunun nükleer askeri projeler dışında Avrupa'da yapılmış en büyük beton dökümü olduğunu CGO'dan az önce doğruladık.
только что нам все подтвердили... " " это будет самый большой залитый бетонный участок.. ". в Европе, не считая военных ядерных проектов.
Kadın narin diye elini tutacağın için Avrupa'nın en büyük beton dökümünü terk mi edeceksin?
Ты бросишь самую большую, блять, заливку бетона в Европе, чтобы держать чью-то руку, потому что она чувствительная?
Avrupa'nın en büyük dökümünden falan bahsetti.
Он сказал ребятам насчет самой большой заливки в Европе..
Avrupa'daki en büyük döküm olacak.
- Крупнейшая заливка в Европе.
Avrupa'ya ziyareti, şarkının gölgesinde kalmadı mı?
Не затмила ли песня её визит в Европу?
Evet, Avrupa'dan özür dileyecek, çünkü bu veba salgını ve Dresden'daki halı bombardımanıyla eşdeğer seviyede.
Да, она извинится перед Европой, потому что это столь же серьёзно как бубонная чума или ковровые бомбардировки Дрездена.
Şarkı komik çünkü sözleri, Avrupa'yla ilgili görüşlerinin tam zıttı.
Эта песня смешная, потому что полностью противоречит её взглядам на Европу.
Oraya gelirsem Mike, insanlar neden Avrupa'da olmadığımı merak edecek.
Если я туда приеду, Майк, люди начнут спрашивать, почему я не в Европе.
Sen Avrupa'ya gittin Amy, ben de yatak odamdayım.
Ты смогла поехать в Европу, Эми, а я в своей спальне.
Avrupa en sevdiğim kıtaydı eskiden.
Европа раньше была моим любимым континентом.
Sen Avrupa'ya gitmiştin.
Ты был в Европе.
Bilgin olsun önümüzdeki 6 ay için Avrupa'da harika bir iş teklifi aldım.
К твоему сведению мне предложили отличную работу в Европе на полгода.
Özel jet araştırmalarını Avrupa'nın herhangi bir yerine gidenlere kadar genişletsinler.
Попроси их расширить поиск частных самолетов, вылетевших в любое место Европы.
Yıllar önce Avrupa'da ne olduğunu bilmek isteseydim Game of Thrones izlerdim.
Если бы я хотел знать, что происходило в Европе много лет назад, я бы смотрел "Игру престолов".
Fibula ve osteonların histolojik incelemesine göre bu ayak,....... 20'li yaşlarının başında Avrupa kökenli bir kadına ait. *
Судя по дистальной части малоберцовой кости и гистологическому анализу остеона, эта нога принадлежала белой женщине, двадцати лет.
- Evet. Bu harcamaların hepsi de Asya ve Avrupa'da aynı tarz ürünü - ki buna pornografi de diyebiliriz - satan sitelere yapıldı, doğru mudur?
И все оформлены онлайн, в пользу азиатских и европейских компаний, которые занимаются производством и распространением одной и той же... продукции, а именно, порнографии, это верно?
Avrupa nasıldı bakalım?
Так как Европа?
Charity halam bana bakıyordu çünkü herkes Avrupa'daki binicilik yarışmasındaydı.
А моя тетя Чарити, которая сидела со мной, потому что все остальные были в Европе на скачках...
Neredeyse her yaz Avrupa'ya gidiyoruz.
Мы ездим в Европу практически каждое лето.
Avrupa kıtasının herhangi bir yerinde.
Где-то на континенте.
Avrupa'nın geleceği bu Nora.
Европа это будущее, Нора.
Avrupa kökenli.
Белой.
- Avrupa'da buna bayılacaklar.
Они полюбят это в Европе.
Olmaz. Başkan'ın Avrupa ziyareti, Helsinki Antlaşması...
Европейский визит президента, хельсинское соглашение
Avrupa'ya olan yolculuğunuzun güzel geçmesi dileğiyle efendim.
Мэм, наслаждайтесь поездкой в Европу.
- Avrupa!
- Европа!
- "Avrupa'ya olan referanslar"...
- "Отсылки к Европе"...
"Başkan Yardımcısı Selina Meyer'ın yakışıksız şarkısındaki Avrupa'ya olan referanslar, kıtanın belli yerlerinde büyük tepki topladı."
"Отсылки к Европе в непродуманной песне, исполненной вице Селиной Майер вызвала гнев у части Европы".
Avrupa ziyaretimiz cehenneme tek yönlü gidiş geliş olacak.
Что ж, наш европейский визит только что стал билетом в один конец до ада и обратно.
Tüm Avrupa'nın kapıları sana açık olacak.
Для тебя будет открыта вся Европа.
İnterpol onun Avrupa'daki en faal deniz kaçakçısı olduğunu düşünüyordu.
Интерпол считал, что он был один из самых активных европейских морских контрабандистов, но он был неуловим.
Bu Makedonya Cumhuriyeti, gelişmekte olan bir demokrasi. Ve Avrupa Birliği'ne tam üyelik başvurusu yapmış bir ülke.
Это - республика Македония, молодое демократическое государство и кандидат на полноправное членство в Евросоюзе.
Önünde durdukları yer, Avrupa'nın en eski restoranlarından biri.
Они стоят перед одним из старейших ресторанов Европы.
Hiç Avrupa'da bulunmadım ama kulağa güzel geliyor.
Я никогда не была в Европе Но это звучит прекрасно
İddiaya girerim çoğu Avrupa'dan insanlardır.
Ну, держу пари, это в основном европейцы.
Nicki'nin her şeyden vazgeçip Avrupa'ya kaçarcasına gidip, eski hayatına bir daha geri dönemeyişini.
И как Никки уволилась с работы и сбежала в Европу. И как она до сих пор не в состоянии наладить свою жизнь.
Jonas, Avrupa'da geleneksel olmayan çeşitli toplu taşıma modellerinin maliyet-fayda analizleri üzerinde çalışırdı.
Джонас занимался анализом рентабельности некоторых экспериментальных моделей общественного транспорта в Европе.
- Yani tüm bu ; muhasebe, eğitim, Avrupa, toplu taşıma olayı bir kılıf mıydı?
- Получается, все это изучение бухгалтерии и европейского транспорта было только прикрытием?
Harold'la birlikte bir süre Avrupa'yı gezeceğiz.
Я с Харольдом намериваюсь посетить Европу -
Size imreniyorum, Avrupa'yı sizin gibi görmek isterdim.
I envy you, to see Europeas you will see it.
Artık film yıldızlarına, milyonerlere ve Avrupa soylularına yemek yaparken bizimle ilgilenemez herhalde.
Don't suppose he can be botheredwith us now, cooking for film starsand the crowned heads of Europe.
Bir aylığına Avrupa'yı gezeceğiz. Karar vermek için pek çok zamanın olacak.
We'll be touring Europe for a month.You have plenty of time to decide.
Avrupa'ya gidebilirim.
I might go to the Continent.