Açılmıyor tradutor Russo
299 parallel translation
Açılmıyor.
- Ќу как ее откроешь, тварь? - Ёх, взорвать бы.
Bu kapı neden açılmıyor?
Не могу открыть.
Açılmıyor mu? - Çıkamıyor musun?
Не можете выйти?
Kapı açılmıyor.
Почему заблокирована дверь?
Kapı neden açılmıyor?
Почему заблокирована дверь?
- Lanet şey açılmıyor.
- Не открывается!
Lindsey, çamaşır odasındayım! Kapı açılmıyor!
Линдзи, дверь захлопнулась!
Kapı açılmıyor.
Они звонили в дверь.
Asansörler durdu, kapıları açılmıyor.
Лифты заблокированы.
Açılmıyor.
Не получается...
Artık ateş açılmıyor biz artık biraz daha gerideyiz.
Здесь больше полиция не произведет ни выстрела.
Işık açılmıyor!
Чёрт, не работает!
Ama açılmıyor.
Она не открывается.
Açılmıyor.
Не открывается
Açılmıyor, Jim.
Не открывается, Джим
Kapı açılmıyor.
Дверь не открывается.
- Açılmıyor.
- Не открывается.
Bağlanma kapakları açılmıyor.
Швартовые зажимы не реагируют на команды.
En iyi tarafını bilsen... Açılmıyor, bu yüzden de kimse üstünde uyuyamıyor.
А самое хорошее, он не раскладывается так что никто не останется переночевать.
Açılmıyor. Artık bunun gibi yapmıyorlar.
Коктейль, что надо!
Açılmıyor.
Заклинило.
Neden açılmıyor! ?
Почему они не открываются?
Alan açılmıyor
Поле не формируется!
Bu yer hiçbir yere açılmıyor.
Кажется, тоннель никуда не ведет.
Açılmıyor.
Не открывается.
Kapılar açılmıyor. Sekizinci kattan öteye gidemiyoruz.
Двери не открываются и мы не движемся.
Uçaktan atlıyorsunuz ve paraşütünüz açılmıyor, bu durumda kask korunmak için sizi giymiş durumda oluyor.
Ты прыгаешь с самолёта, парашют не открывается, получается, теперь вы надеты на шлем для защиты.
Lanet olsun, kasa açılmıyor artık.
Чёрт возьми, я не могу открыть. Заклинило.
Hala açılmıyor.
Всё ещё не работает
Gerekli kodu girene kadar kapı açılmıyor.
Она не даёт открыть дверь, пока не введешь код.
Bu pencere açılmıyor bile.
Окно даже не открывается.
Tanrım, paraşütüm açılmıyor.
Боже, мой парашют оказался простым рюкзаком!
- Kapı açılmıyor.
- Двеpи не откpывабтся.
Daha fazla açılmıyor.
That's as far as they'll go.
Affedersin Jim ama o kapı cehennem gibi bir yere açılmıyor mu?
Извини, Джим, но разве этот портал... не ведет в центр Хаоса?
Belki de saldırılmaktan korkuyorlardır. Lanet sandalye açılmıyor!
Они сидят и трясутся не нападут ли на них, а я не могу этот чёртов стул отодвинуть!
- Açılmıyor!
Не открывается!
Açılmıyor!
Она не открывается.
- Açılmıyor!
- Багажник заклинило.
Birkaç gündür orada öylece yatıyor olmalı, diğer kızlar gıbı yaralanmış, boynunda açılmış yarıklar.
Должно быть несколько дней здесь пролежала. Изуродованная, как и все остальные.
Ama bu açılmıyor.
А этот - нет.
Geremy konu açılmışken, bu satışın detaylarını açıklıyor.
Говоря о деталях... здесь все детали покупки.
Bu insanları rezil etmek için açılmış bir davadır. ... gerçek suçlular dışarıda elini kolunu sallayarak dolaşırken..,... gülerken, bu insanlar hapsedilmeye çalışılıyor.
Это просто пародия на правосудие, когда эти четыре человека заключены под стражу, в то время как настоящий преступник ходит по улицам и смеётся.
Bir Pah-Ruh tarafından acımasızca öldürülmek sayılmıyor mu yani?
А быть хладнокровно убитым "Призраком Па", не считается?
- Telefon açılmıyor ki!
О, нет.
Bayım, size açıkladım, müşterilerimiz masalarından ayrılmıyor ve önünüzde beş grup daha var.
Сэр, я же объяснил - люди не освобождают столики, а в очереди перед вами ещё пять желающих.
Vanalar açılmıyor.
Перехожу на ручное.
Bu da, bütün bu olanları, yani bilim ve sanattaki dünya çapında kendiliğinden... atılmış gibi görünen adımları açıklıyor.
Это объяснет, почему есть все эти, ну ты знаешь, кажущиеся спонтанными, глобальные прорывы в науке или в искусстве.
Açıkçası, otorite sana katılmıyor.
Очевидно, власти не согласны.
Açılmıyor!
- Ручка сломана. Не откроется.
- Telesekreteri açılmıyor!
О, нет.