Damn tradutor Russo
132 parallel translation
Lanet olsun
Damn it
Kötü şöhretim umurumda değil
I DON'T GIVE DAMN LIVIN'IN THE PAST,'BOUT IT'S A NEW GENERATION
Ve kötü şöhretimi umursamayacağım
AND I DON'T GIVE A DAMN'BOUT MY BAD REPUTATION
Ve pazartesi günü bu lanet İrlandalıyı alt etmeye azimli dönerlerdi.
И они возвращались настроенные в понедельник уделать того проклятого ирландца. And they came back determined on Monday to beat that damn Irishman.
Toplum bir şeyin eşiğindeydi.
... and was damn happy to have the job. Общество было на грани... The society was on the verge of Я не хочу говорить : революции...
Uzun lafın kısası, hiçbir işe yaramıyordu.
Короче говоря, это не стоило и выеденного яйца. To make a long story short, it wasn't worth a damn.
"Lanet olsun, ne olursa öğrenin." dedim.
Я сказал, "Черт побери, найдите то, что мы сможем изучить." I said, "Damn it, find out what can we learn."
Tek bir kişi bile 50.000, 100.000 ya da 150.000'in bu savaşı bitireceğine inanmıyor.
Джонсон : - Неглупый человек понимает, что ни 50 000 Johnson : - Not a damn human thinks that 50,000 ни 100 000 ни 150 000 не положат конец этой войне.
Bağımsızlık, birleşme. "
Независимость, объединение. " " You could've had the whole damn thing :
Olamaz... Damn it!
Проклятье!
Salak buzdolabı yine bozuldu herhâlde.
Damn fridge must be on the fritz again.
Damn.
Черт.
Biri şu lanet telefona baksın.
Кто-то поднять Damn телефона.
Hem de en iyisinden.
And a damn good one.
Ve, eminim bunu duymak sana yardımcı olmayacaktır, ama sen benim kahramanımsın.
And, um, I'm sure it's not gonna help for you to hear tell you this, but you're damn heroic to me.
Lanet Uzay Yolu hayranları heryerde.
Damn Trekkies are everywhere! Проклятые "трекки" - они везде!
# damn damn # # there's nothing that a hundred men # # or more could ever do # # s-s-sapien #
. . .
Kendimi ergenliğe teslim etmeye hevesli değilim. Eğer sorun yoksa, o zaman tamamen yanılıyorsun. Ama niye aynı lanet şarkıya dalıp duruyorsun?
I'm not inclined to resign to maturity if it's all right then you're all wrong but why bounce around to the same damn song you'd rather run when you can't crawl
Kahretsin!
Damn it!
Kahretsin, moo-shoo domuzum için ekstra krepleri unutmuşlar.
Damn it, they forgot the extra pancakes for my moo shoo pork.
Lanet olsun.
Damn.
Herhalde kızdım lan.
Damn right I'm mad.
Of ya.
God damn it.
Çok haklısın.
Damn right.
Asla olmaz. Başbakan bile olsan, kuponlarıma dokunamazsın.
No way, I don't care if you're the damn president, you ain't touching my coups.
Damn oğlum bu çok iyidi!
Черт возьми, сынок!
Damn dostum ben cilalı parkelerden sonra dinlemeyi bıraktım.
Черт возьми, красотка, я перестал слушать после слова "поцарапал".
Kahretsin, dostum.
Damn, buddy.
Meşhur Damn Yankees'deki herkesin istediği baştan çıkartıcı Lola rolünü kapmıştı.
Она получила желанную роль соблазнительницы Лолы в долгожданной восстановленной версии "Damn Yankees".
Diyorum ki sen çok iyi bir Noel Baba'ydın.
I mean, you were a damn good Santa.
- Tabii sorun değil!
- Damn right it's fine.
- "Damn the Torpedoes" u kaydetmek için Jimmy ile anlaştık,
Я нанял Джимми в качестве режиссера, чтобы сделать "Damn the Torpedoes"
Köküne kadar haklısın, hem de çok iyi hissettirdi.
You're damn right it felt real goo
Kallie birkaç gece önce park alanında ana avrat düz gidiyordu ben de onu dışarı atmak zorunda kaldım. Şimdi ise ölü bir kız ile ilgim olduğunu söylemeye çalışıyor..... ki bu da kuyruklu yalan.
Kallie was cussing up a storm in the parking lot a couple nights ago, and I had to boot her out, and now she's trying to say I know some dead girl, which is a damn lie.
Lanet olsun, bu şey acayip kaşındırıyor.
Oh, damn, this stuff's itchy as hell.
Kahretsin.
[Sighs] Damn.
Kahretsin.
Oof. Damn.
- Bence artık o hareketi yapma.
Yeah, I don't think you should do that anymore. Damn it!
Planın, bir balo düzenleyip... "Damn I wish I was your lover" ın yorumcusunu onurlandırmak mı?
Ты планируешь устроить танцы в честь исполнительницы "Черт, как же жаль, что мы не любовники"?
Bu işte hasarlık bir durum yok!
Damn it, there is no harm in this!
Bir de kimsenin bu insanlara değer vermediği.
And no one gives a damn about these people.
Lisedeyken Damn Yankees müzikalinde defansın ortasında oynamıştım.
В старших классах я играл роль центрового в мюзикле "Проклятые янки".
Onlar umurumda bile değil.
I don't give damn about that.
Siktir!
Damn!
Damn it!
Черт!
Damn Yankees.
"Проклятые Янки"
Your parents must be beavers,'cause damn.
Пап, я кое с кем встречаюсь.
" Pekala.
... be part of that damn Washington social world.
- God damn it!
- Черт возьми!
Bebeğim olabilir mi olamaz mı?
Can I have a damn baby or not?
Vay canına.
Damn.