Desk tradutor Russo
16 parallel translation
... Cleveland Plain Dealer'dan Chuck Heaton... Ve New York News Desk'ten Ray Barone.
... Чак Хитон - "Кливленд Плэйн Дилер"... и Рэй Бэроун - "Нью-Йорк Ньюс Деск".
Eğer vajinandan bir masa çıkartmadıysan, aynı şey değil.
Well, unless you pushed a desk out of your vagina, not the same thing.
Uzun lafın kısası, bir Drama Desk Ödülü kazandım.
Зато я получил награду за драматизм.
Bunlar masanın çekmecesindeydi.
Those were in her desk drawer.
Masanın çekmecesinde kilitliydiler.
Locked in a desk drawer.
Onları masasındaki monitöre verebilir miyiz?
Can we route them to the desk monitor?
Bak, programı senin masanda, News Night logosu altında yapacaklar ama o geceliğine senin ismini oradan aldırtacağım.
Listen, they'll do it at your desk under the News Night logo, but I'm gonna take your name off of it for the night.
Odalara çıkan tek yol resepsiyonun önünden geçer.
The only way to get to the rooms is to pass the front desk.
Charles, sen masaya bak, Mary biz de yatak odasına bakacağız.
Charles, you take the desk, and, Mary, we'll search the bedroom.
Chevy Chase Pansiyonu'ndaki resepsiyonist sürekli müşteri olduklarını söyledi.
The desk clerk at the Chevy Chase Lodge said that they were regulars.
Masasında ölen.
Died at her desk.
Desk, telefon, daha evrakları bile.
На столе, телефоне, даже на документах.
That desk might be yours one day.
Однажды этот стол может стать твоим.
Cosgrove'un masasındaki notta vericinin anonim olacağı yazılıydı.
Well, the directive that was in Cosgrove's desk said that the donor would remain anonymous.
When I first took you under my wing, you were a complete disaster, your desk was, like, a buffet, you were living under the tyranny of your sister.
Когда я только взял тебя под крыло, ты был ходячей катастрофой, твой стол был похож на буфет, ты жил под тиранией своей сестры.
Eskiden masanda olan Örümcek Adam oyuncağı gibi.
Like that Spider-Man action figure that used to be on your desk.