English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ D ] / Dosdoğru

Dosdoğru tradutor Russo

341 parallel translation
İki Amerikan uçağı, intikam okları gibi süratle ve dosdoğru gelirler...
Быстро и прямо, как стрелы мести, приближаются два американца...
Dosdoğru eve gitmeyi tercih ederim.
Я лучше прямо пойду домой.
Sadece dosdoğru yürüyeceğim.
Просто пойду по дороге.
Oğlunu dosdoğru üniversiteye gönder.
Отправь сына в колледж.
Dosdoğru yatağıma mı?
Прямо в мою постель?
Dosdoğru süt aracına gidiyor.
Она идет прямиком к фургону молочника.
Bak, ya sen Alfred'i analiz etmeyi bırakırsın... ya da ben dosdoğru Bay Macy'e gider... ne kadar adi bir düzenbaz olduğunu anlatırım.
Пpeкpaтитe aнaлизиpoвaть Альфpeдa, инaчe я paccкaжу миcтepy Meйcи, чтo вы шapлaтaн.
Şimdi, dosdoğru yatağa.
A тeпepь cтупaйтe в кpoвaть.
- Dosdoğru gidin..
- Прямо.
Ya her yöne ayrılan kavşaklardan birine sapabilir eğer yolu biliyorsanız da hiç sapmadan dosdoğru gidebilirsiniz.
Дороги усыпаны съездами можно даже ехать вперед, если только знаешь как.
Üzgünüm doktor. Bu durumda dosdoğru balıkların yanına gitmiş olmalı.
Простите, доктор, но согласно этим фактам, ракета уже среди рыб.
Hangi tarafa? Dosdoğru.
{ C : $ 00FFFF } Вы шутите!
Dosdoğru üzerime geliyorlar.
Идут прямо на меня.
Şu korsanları kiralayalım ve dosdoğru Brundusium'a yürüyelim!
Заплатим пиратам и пойдём походом на Бриндизи!
Sonra tekrar arabasına bindi... Ve dosdoğru duvara sürdü.
Он вернулся в машину и врезался прямо в стену.
Olaylara dosdoğru bak!
Смотрите на жизнь прямо!
Senden ayrıldıktan sonra dosdoğru eve geldim ve yukarı çıktığımda...
После того, как мы расстались, дома, еще поднимаясь по лестнице...
Odaya girdikten sonra dosdoğru televizyonu açanlar Ve odaya girdikten sonra dosdoğru televizyonu kapatanlar.
На тех, кто входя в комнату, машинально включает телевизор, и на тех, кто входя, машинально его выключает.
Bazen o, kanun karşısında dosdoğru müşterisine başvurur.
Иногда, невзирая на правила, они подзывают клиентов, делают им знаки, а иногда и просто пристают.
Peki o zaman bu dünyada yaşamaya değecek... tertemiz ve dosdoğru bir şey var mı?
Но есть ли что-то ясное и верное, что имеет право на существование в этом мире?
Hele bir daha böyle dolap çevirsin, mektupları dosdoğru tuvaleti boylar!
Если мне ещё раз попадётся под руку подобный образчик... -... То ему несдобровать!
Dosdoğru gidin, binbaşım.
- Прямо, господин майор. - Благодарю. Поехали.
E, Görüşmek üzere, Şurik. Siz buradan dosdoğru, bende, kampa gideceğim.
Ну, до свидания, Шурик.
Dosdoğru. Evet.
Вперед.
Şimdi, dosdoğru git.
Теперь - прямо.
Başkaldırın dosdoğru ve yararlı idi.
Твой бунт хорош и честен.
Dosdoğru bize geliyorlar.
Идут прямо на нас...
- Dosdoğru git!
Только вперёд!
Bizse dosdoğru ortasından geçeceğiz.
И пусть себе. А мы его возьмем напрямки.
Ve yarın sabah, dosdoğru kiliseye gideriz.
А на рассвете, с Божьей помощью, прямо в церковь.
Arabayı çalıştırdı ama ön camdan dışarısını göremiyordu... ve dosdoğru kanala uçtu.
Он ничего не видел, когда завел машину, и свалился прямо в канал.
# Dosdoğru inancımızla sorgulamayız bile.
Вера верит и без вопросов почему.
Saunadan dosdoğru hava alanına gitmişler.
- Здесь еще и Павлик! Нет тут Павлика.
Bazen dosdoğru sana bakar gözlerinin ta içine bakar.
Иногда акула нападала, глядя прямо в глаза.
Dosdoğru, her zamanki gibi.
Прямо, как обычно.
Bakireliğini dosdoğru tanrıça Venüs'ün soyundan gelen birine verdiğin için.
Ты лишаешься девственности при помощи прямого потомка богини Венеры.
Dosdoğru bizim peşimizden gelecekler.
Поэтому они погонятся за нами.
Dosdoğru ileri.
Прямо.
Dosdoğru çöpe!
Прямо в мусор!
Dosdoğru gideceksin.
Едь вперёд.
Şimdi dosdoğru git.
Теперь вперёд.
Dosdoğru bak.
Смотри прямо.
Bitirince dosdoğru yatağınıza gidiyorsunuz.
Когда поедите, сразу отправляйтесь спать.
Dinle evlat, sana dosdoğru söylüyorum : kızım benim herşeyimdir.
Послушай, сынок, для меня дочь - всё на свете.
Kartlarımızı doğru oynarsak, dosdoğru zirveye gideriz.
Если мы будем правильно играть в карты, мы будем прямо на вершине.
Dosdoğru önüne bak. Orta bölüm pek oynamıyor.
Сильно вращается.
Dosdoğru önüne bak.
Смотри прямо.
Metresi havaalanına gitti ve oradan da dosdoğru Londra'ya.
Его любовница поехала в аэропорт и улетела в Лондон.
Arabayı fabrikadan dosdoğru buraya getirdim.
Ты что, с ума сошел?
Dosdoğru gözlerime.
Прямо в глаза.
Dosdoğru bak!
Иди!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]