English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ E ] / Esmer

Esmer tradutor Russo

658 parallel translation
Beyaz tenli mi yoksa esmer mi?
Он блондин или брюнет? "
Sırık gibi, esmer ve şeytani çeneli.
Долговязые брюнетки со зловредным ротиком.
- Bu esmer de kim?
- Кто эта брюнетка?
"Yaşlı beyin yanındaki esmer kadını görüyor musun?"
"Проследи за брюнеткой со старым господином у окна."
Esmer, geniş alınlı, kalın kaşlı güzel gözlü, kıvrık burunlu ciddileştiğinde trajik bir hal alan ama güler gülmez çocukça bir ifadeye bürünen suratı.
Брюнетка, широкий лоб, густые брови... красивые глаза, вздернутый нос на треугольном лице почти трагическом, когда она серьёзна и сразу же детском, когда она улыбается.
Zayıf ve esmer, ayrıca...
- Я хочу, чтобы парня арестовали.
Zayıf ve esmer, ha? Sizce o tipte kaç kişi vardır?
Можно наказать его как-то иначе.
Kızıl saçlı oldum, esmer oldum, sarışın oldum ama ne fayda!
Я пробовала краситься в рыжий, белый, черный цвета - все одно.
Esmer, elmasları olan.
Особенно та маленькая брюнетка с бриллиантами.
Çirkin, esmer olan.
Гадкий и смуглый.
BU FİLM, PARİS'TE SİRENİN ALARM DEĞİL, ESMER KADIN ANLAMINA GELDİĞİ... VE BİR FRANSIZIN IŞIĞI SÖNDÜRME NEDENİNİN HAVA BASKINI OLMADIĞI... O GÜZEL GÜNLERDE GEÇMEKTEDİR!
События картины разворачиваются в Париже, в те чудесные дни... когда сиреной называли брюнетку, а не сигнал тревоги... и если француз гасил свет, воздушный налет был ни при чем.
Saldırı liderlerinin hepsi esmer.
Странно, все зачинщики - брюнеты.
- Ve esmer bir diktatör.
Белокурый мир... - И диктатор-брюнет.
Çok güzel görünüyorsun. Bu esmer görüntü çok yakışmış.
Ты никогда не выглядела лучше.
Çok güzel bir kadındı uzun boylu, esmer, zarif giyimli.
Она была очень красивой женщиной. Высокая, брюнетка, эффектно одета.
Bir sarışın yüzünden kestim. Üstelik esmer çıkmıştı.
Сбрил их ради блондинки, которая оказалась брюнеткой.
Uzun boylu, kıvırcık saçlı ve esmer biriyle dans ettiğimi sonra çilli ve kısa boylu biriyle ve kulağıma şarkı söyleyen iri yarı ve sarışın biriyle dans ettiğimi hatırlıyorum.
Я помню, что я танцевала с высоким, темным мальчиком... с вьющимися волосами... и с маленьким таким, с веснушками... и с толстым блондином, кто пел мне в ухо...
Ama onlardan biriyle evlenmişsem, kesinlikle uzun boylu, esmer...
И если бы я вышла замуж за кого-то из них, то только за высокого, темного...
"Hayatını, yakışıklı, uzun boylu, esmer bir adamın ellerine emanet et." mi?
Доверить свою жизнь высокому, темноволосому человеку, очень красивому? Конечно нет!
Güzel bir şarkıdır. "Esmer Bakireler." Biliyor musun?
Отличная песня. "Грешные смуглые девы". Знаете ее?
Sözleri şu şekilde, " Ho ro ve esmer bakire.
В ней поется : " Рим и смуглая дева.
" Hiri ve esmer bir bakire.
Гром и смуглая дева
Nerede ya da ne zaman olduğu önemli değil, ama bir yerde ve bir zamanda gaydacılara "Ho ro ve Bir Esmer Bakire" şarkısını çaldırır mısın?
Неважно, где и когда - где-нибудь, когда-нибудь - попросите волынщиков сыграть "Рим и смуглую деву"?
Esmer, yeşil gözlü, hafif çekik 50 kg civarında, yalnız veya gri şapkalı, gri elbiseli bir gençle oturan bir kadın?
Брюнетка, с зелеными глазами, немного раскосыми, живет одна, или с невысоким парнем, весит где-то 52 килограмма, ходит в серой шляпе и сером костюме.
Tek esmer de sensin.
- И единственная брюнетка тоже.
Eğer beni arayıp esmer mi yoksa açık tenli mi, ya da bıyığın olup olmadığını sorsaydın cevap veremezdim.
Если бы вы позвонили мне и спросили : какого цвета у вас волосы и есть ли у вас усы? Я бы не ответила.
Şu anda sarışın mı yoksa esmer misin onu bile söyleyemem.
Кстати, я не помню, как ты выглядишь. Блондинка или брюнетка?
Garson Frèdèric ile çalışırlardı. Uzun boylu, esmer ve bir öküz kadar kuvvetliydi.
Они работали вместе с официантом по имени Фредерик, высоким брюнетом, сильным как бык.
- Müsaadenizle. - Teyzeniz esmer mi sarışın mı?
- Она блондинка или брюнетка?
Sadece uzun, esmer bir adam olduğunu ve gri bir takım giydiğini söyledi.
Только то, что он был высоким, темноволосым, и на нем был серый костюм.
Esmer derisiyle tanınan biri.
Узнаешь его по темной коже.
Yaklaşık 30 yaşlarında ve esmer biri olduğunu söylediler.
Сказали, что её около 30, она брюнетка.
Esmer, çok güzel bir kız.
Брюнетка.
Siyah gözler, esmer bir ten.
Он похож, он похож на северянина.
Yılışık bir esmer mi, Bay Myers?
Прильнувшей брюнеткой, мистер Майерс?
On iki yaşlarında esmer, zayıf, sade biriydi.
Брюнетка, худая, некрасивая.
Sarışın mıydı yoksa esmer mi?
Она была блондинка или брюнетка?
- Esmer.
- Темноволосая.
Esmer annelerden doğan sarışın çocuklar tabuları ihlal etti.
Светловолосые дети от темноволосых матерей нарушили табу.
İyi biri tabii eğer esmer, yakışıklı, şehvetli duruşu ve bir sürü dişiyle zengin görünen adamlardan hoşlanıyorsan.
Он хорош. Смуглый, приятный, богато выглядящий мужик со страстной натурой и большим количеством зубов.
Elbette José gibi esmer olacaklar, ama hepsinin yemyeşil, çok güzel gözleri olacak.
Они, конечно, будут темными, как Хосе Но у них будут красивые темно-зеленые глаза.
- Uzun boylu esmer bir genç. Çok yakışıklı.
- Высокий, молодой парень, весьма симпатичный.
1.70 boylarında, esmer, açık bej bir palto giyiyor.
Рост около 5 футов 7 дюймов, темные волосы, одета в светлый бежевый плащ.
Amazon ormanında siyah değil esmer bir çocuğum, birisi kanımı beyaza çevirmek için uyluklarıma pirana dişi sürüyor.
Я мальчик в джунглях Амазонки. Коричневый мальчик, а не чёрный мальчик. Кто-то тяпнул меня за бедро с зубами как у пираньи... чтобы поменять мою кровь на белую кровь.
Amazon ormanında siyah değil, esmer bir çocuğum.
Я мальчик в джунглях Амазонки. Я коричневый мальчик, а не чёрный мальчик.
Ne kadar çekici. Benim de "Esmer Güzeli" adında bir kedim var.
У меня бь * ла кошка, которую звали Сумеречная Красавица.
# Esmer, kültürlü Saçlarına ak düşmüş bir adam #
Это как концертная увертюра.
Sanırım esmer olan seni istiyor.
Мне кажется, этот парень к тебе.
Esmer biriydi, çok zayıftı.
- Мне было 13. Он был смуглый, очень худой.
- Esmer mi?
- Она брюнетка?
- Sarışın mı esmer mi?
- Она блондинка или брюнетка?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]