Etmek tradutor Russo
45,998 parallel translation
Şunu bil ki yanında olup iflah olmaz küçük bahçende sana yardım etmek istiyorum.
Знай, что я хотела бы сейчас быть с тобой. И помогать тебе в этом чахлом саду.
Derhâl yok etmek çok önemli.
Нельзя уничтожать такую важную вещь.
- Örneğimizi hâlâ yok etmek istiyor musun?
Всё же хочешь уничтожить образец?
Miller da onu yok etmek istedi biliyorsun.
Миллер тоже хотел его уничтожить.
İvme vücudumu o kadar ağırlaştırıyordu ki hareket etmek bile güçleşiyordu.
Ускорение сделало тело настолько тяжёлым, что трудно было пошевелиться.
Kuşak için savaşmaya devam etmek zorundasın!
"Ты должен и дальше сражаться за Пояс."
Konuşamasam bile Caty başımın belada olduğunu anlar ve bana yardım etmek için bir yol bulurdu.
Хоть я и не могу говорить, Кэти поймёт, что я в беде и придумает, как меня выручить.
Kontrol etmek istiyor.
Он хочет ею управлять.
Yok etmek zorundayız.
Надо его уничтожить.
Bunu engellemenin tek yolu protomokelü yok etmek. - Yapabiliyorken hepsini ortadan kaldırmak.
Единственный способ это предотвратить - уничтожить её без остатка, пока можем.
Donnager'ı yok etmek için kullandıkları gemi gibi!
Такой же, какие уничтожили "Доннаджер".
Saklandığın yerden çıkıp şu gizli harekât gemisini işgal etmek zorundasın yoksa kapsüller asla istasyona ulaşamayacak.
Тебе придётся выманить и отвлечь этот корабль "стелс", иначе капсулы не достигнут станции.
Ama bunları sadece onları kontrol etmek için yapar.
Но лишь для того, чтобы контролировать их.
Şehirdeki bütün yatırımcılar bizi geri çevirdikten sonra, yaşamaya devam etmek için bir milyon kullanıcıya ulaşana kadar sunucu masraflarını kısmaya karar vermiştik.
- После того, как нас завернули все инвесторы, мы решили, что будем сокращать использование серверов, чтобы выжить в ожидании миллиона юзеров.
Başüstat, saygısızlık etmek istemem ama onları gördüm ben.
Archmaester, with respect, I've seen them...
Yavrusunun acı çekmesine müsaade etmek yerine adam ikisi için de sonu getirmiş.
И чтобы девочка не страдала, он покончил с ними обоими.
Jon Snow'un Cersei'den nefret etmek için sizden daha fazla sebebi var.
У Джона Сноу даже больше причин ненавидеть Серсею, чем у вас.
- Sana veda etmek benim için çok zor.
Мне очень сложно прощаться с тобой. Почему?
Arkadaki ağaçlığa gömdüm onu bir taşla da işaretledim olur da gidip ziyaret etmek istersin diye.
В лесу закопал, положил камень, вдруг захочешь, ну, знаешь, навестить.
Sana yardım etmek için burada olduğuma memnunum sadece.
Знаешь, я просто рад, что могу помочь.
Gel gör ki o özrünü alıp Çarşamba ve onun adamı Gölge Ay'a hediye etmek istiyor.
Однако, он хотел, чтобы ты их принес Среде и его человеку, Тени Муну.
Size yardım etmek istiyorum... Etki görüşleri, davranışlar, inançlar daha önce hiç olmadığı gibi.
Я хочу вам помочь... повлиять на мнения, поведение, взгляды, как никогда раньше.
Seyircini bulman için sana yardım etmek istiyoruz.
Мы хотим помочь найти тебе свою аудиторию.
Kavga etmek için burada değiliz.
Мы пришли с миром.
İnanç, inançlı sallananı terk etmek zorunda değil.
Вера не должна покидать верующих... висельников.
Onu yok etmek istiyorum.
Я хочу уничтожить его.
Bizi kurtardığınız için size bizzat teşekkür etmek istiyorduk zaten.
Мы хотели лично отблагодарить Вас за прошлую ночь.
Bana teşekkür etmek istiyorsan Dwight'ı yakaladığında Mario'yu hayata döndürmesini sağla.
Ты хочешь отблагодарить меня? Когда вы найдете Дуайта, сделай так, чтобы он возвратил Марио из мертвых, как насчет этого?
Beni manipüle etmek bu kadar kolay mı sanıyorsun?
Ты действительно думаешь, что мной настолько легко манипулировать?
Benden nefret etmek istiyorsan et, sana kalmış.
Хочешь ненавидеть меня, это твой выбор.
A plânımız mantıklarına güvenerek onları Penguin'den koruyabileceğimize dair ikna etmek.
У нас есть план "А", воззвать их разуму... Убедить их, что только мы сможем защитить их от Пингвина.
- İlgisini çekti ama onu ikna etmek biraz zaman alacak.
- Я заинтересовал его, но, чтобы убедить его, потребуется время.
Divan'ın şehri yok etmek için kullanmak istediği bir silah.
Суд попытается использовать оружие и уничтожить город.
Neden yok etmek istesinler?
Зачем тогда им уничтожать его?
Seni bunlara dahil etmek istemezdim. Sadece artık kime güveneceğimi bilmiyorum.
Я не хотел тебя втягивать в это, но мне просто больше некому довериться.
Gerekli olan, öğreteceklerimi kabul etmek.
Но ты должен, чтобы принять то, чему я тебя научу.
Fakat virüsü kendine enjekte etmek mi?
Но заразить себя?
Üçünüz onu öldürmeme yardım etmek için komplo kurdunuz.
Вы трое помогли мне с его убийством.
Nygma ve Barbara'yı yok etmesine yardım etmek için bu ucubeleri bulmuştuk.
О, мы выследили тех чудиков, чтобы помочь ему уничтожить Нигму и Барбару.
Bu saçma adı söylemek de kendi kendine işkence etmek olduğu için.
Ведь сказать это глупое имя вслух уже само по себе пытка.
Sana yardım etmek istiyorum.
Я хочу помочь тебе.
Kendi züppe ve düşüncesiz tarzıyla gerçekten yardım etmek istiyor.
- Он правда пытается помочь в его собственной пафосной, бездумной манере. - Он прав.
Ama Bay Ramon'un boyutlar arası rakibini alt etmek için ihtiyacı olan şey kullanışlı bir taktik.
Но для того, чтобы одолеть своего межпространственного противника, мистеру Рамону понадобится стратегия.
Wallace'ın bu yeni beceriyi öğrenmesine yardım etmek için birkaç simülasyon hazırlamalıyız.
Нам нужно придумать какую-нибудь симуляцию, чтобы помочь Уоллесу выучить этот навык.
Gitmeden bir veda etmek istedi.
Мы просто зашли попрощаться.
Gönüllü olmazsanız hiçbir şey sizi lime lime etmek istemiyor.
Ничто не будет пытаться оторвать твою конечность, если ты добровольно не согласишься.
Savaş için yola çıkmadan önce teklif etmek istemiş ama parası yokmuş.
Он хотел сделать предложение до того, как его призвали, но у него не было денег.
Yardım etmek için elimden geleni yapmalıyım.
Я должен сделать все возможное, чтобы помочь.
Wally için kendimi feda etmek istiyorum.
Я хочу пожертвовать собой ради Уолли.
Ne bileyim dostum. Yardım etmek istiyorum.
Слушай, я хочу помочь.
- Etmek zorundayız.
Но мы должны это сделать.