Gok tradutor Russo
847 parallel translation
Onunla gök ile yer, yin ile yang ve mevsimler meydana geldi.
и четыре времени года.
"Bu suyla gök gürültüsü yaratma sanatını bana öğret!"
" Научи меня чудесному искусству вызова громов над водной гладью!
"Sana yemin ederim ki, bana cadıların nasıl gök gürültüsü yarattıklarını gösterdiğini sonsuza kadar sır olarak saklayacağım."
Клянусь, что вовек не пророню ни слова, как разоблачила ты себя, колдуя на грозу...
"İlk başta size gezgin bir taşçının bana söylediklerini anlatacağım." "Cadılar gök gürültüsünü çağırmak için ellerini suyun üzerine koyarlarmış..."
... Хорошо, слушай, - когда-то бродячий каменотёс поведал мне что перед тем как вызвать бурю, ведьма опускает ладони в воду... "
Gök gürültüsünden korkuyor musunuz?
Вы боитесь грома?
Gök gürültüsü nedir bilirsiniz, değil mi? Tabii.
А вы знаете, что такое гром?
Gök gürültüsü.
Они целуются.
Gök gürültüsü değil.
Похоже на выстрел.
Evet ve bu gece de gök kuşağını takip ederek buraya geldim.
И сегодня, сегодня я последую за радугой.
Belki bu gece gök kuşağını birlikte takip edebiliriz.
Не пойти ли нам за нею вместе?
Gök kuşağı geniş ve uzundur Ivy.
Радуга широка и длинна.
Hava alanları, 100 katlı gök delenler yapacağım. Kilometrelerce uzun köprüler...
Буду строить огромные аэропорты, стоэтажные небоскребы, длиннющие мосты.
Hava alanları, 100 katlı gök delenler inşa edeceğim.
Я стряхну пыль этого городка со своих ног и увижу мир. Буду строить огромные аэропорты, стоэтажные небоскребы, длиннющие мосты. Потом я начну строить.
Gök gürler, şimşek çakar, yoksa yağmur yağarken mi?
Под ливень, молнию и гром?
Gök amma da cimri bu gece ; bütün kandillerini söndürmüş.
На небе Скупятся и не зажигают свеч.
Ama yine güvenmeyelim, yazılı bir senet alalım kaderden : sağ kalma ki,... yufka yürekli korkuya "Yalan söylüyorsun" deyip uyuyabileyim, gök gürledikçe.
Но нет, себя вдвойне я обеспечу, Возьму залог судьбы : тебе не жить, Я страху бледному скажу : "Ты лжёшь" И буду спать назло громам.
- Gök gürültüsünden hâlâ korkuyor musun?
Ты всё ещё боишься грома?
Kumpanyanın davulcusu... çaldığında gök gürlüyor sanırsın.
Барабаны у этих артистов - они гремят подобно грому.
Güzel bir gök kuşağı gibi.
Прекрасна как радуга.
Hiçbir yerden korkunç bir olay geleceğe benzemiyordu tıpkı güzel bir günde gök gürültüsünün beklenmediği gibi.
Чувство страха, пришедшее ниоткуда... как гром среди ясного неба.
Gök gürlüyor, bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu.
Гроза, капли дождя стекали по листьям.
Şimşek çakıyor ve davul çalan bir çocuk gibi gök gürlüyor kanyonda yankılanıyordu.
Сверкнула молния и звук грома прокатился и стих в ущелье... как будто малыш с большим барабаном.
O gök kuşağının tam ortasından atımı sürüyorum.
А я? Я проехал прямо через радугу.
Dolu şeklinde inen ve gök gürültülü yağmur vardır.
Есть дождь с градом и дождь с громом.
- Hafiften, gök gürültüsü gibi. Tamam mı?
- Низко, как удар грома.
Gök gürültüsüne benziyor.
Звучит как гром.
Altın Post ve dağda yankılanan gök gürültüsü.
Золотое руно и гром в горах.
Gök gürlemesinden hoşlanmam.
Не люблю гром.
Mezarlık yakınında oturanlar düşen yıldırımı ve gök gürültüsünü önemsemediler.
Люди, жившие рядом с кладбищем, почти не обратили внимания на раскаты грома и блеск молнии,..
Gök gürültüsü mü?
Не иначе гром?
"Nasıl da boyun eğen bir aptal " Sanmıştım ki senin emrinde gök ve yer
Что за дура я была!
Şimşek gök gürültüsüne bir şey diyor, o da cevaplıyor.
Молния говорит с громом, гром отвечает.
Gök gürültüsü neden bu kadar kızıyor peki?
Почему же гром сердится?
Bu teori gök yüzünde beliren ayları açıklıyor.
Эта теория объясняет новые луны, появившиеся в небе.
Gök gürültüsünden önceki şimşek gibi.
- Ты уходишь, милый?
Yağmur yağar, gök gürler,... insanlar doğar ve sonra da ölür.
Дождь льет и гром гремит, люди рождаются, а затем умирают.
Ne renkti gök?
Какого цвета?
New York'ta da hava sıcak olacak ve normallerin üstünde seyredecek. Bu gece ve yarın gündüz gök gürültülü yarın gece de git gide düzelen bir havanın olması bekleniyor.
На севере штата будет жарко и облачно, сегодня и завтра возможныливни с грозами, но уже к завтрашнему вечеру небо разъяснится.
Fırtına da gelse, gök de yarılsa onu yolundan alıkoyacak hiçbir korku yoktur.
/ Ни ветер, ни непогода / / Не поколебят его / / Уговорим его обдумать /
Bu gök yüzündeki güneş değildi.
Речь не о солнце в небе.
Tapınağın sırlarını korumak için de hekim başını seçtiler ve gök karardığında da orası kullanılacak.
Они избрали вождя-целителя, чтобы хранить тайну храма и пользоваться им, когда темнеют небеса.
"Gök Baba ağladığında kötü olan ortaya çıkacaktır."
"Когда Силы Зла восстанут из небытия, то небесный отец пустит свои слёзы"...
Ve sonra Gök Baba ağlamış.
"И когда небесный отец заплачет".
Gök Baba ağlayacak.
"... и тогда небесный отец пустит свои слёзы ".
İsmi geçenler gök mavisi şerit takacaklar.
Те, кого я назвал, будут носить голубую ленту.
Gök cisimlerinin konumlarıyla ilgili değil.
Это неверно для подъема и наклонения неба.
Aşıkların gözlerinde rüzgarın sesini Gök gürültüsünü, ışıkları izlemek
В песне ли ветра, Иль в грома раскатах, Иль у влюбленных.
"Görüş", teleskoptaki görüntünün titremesini en aza indirgeyen durgun hava şartları için kullanılan bir gök bilimi terimidir.
"Видимость" для астрономов означает ровную атмосферу, в которой дрожание астрономического изображения в телескопе - минимально.
Kulik, dev bir gök taşının Dünya'ya çarptığını varsaydı.
Кулик предположил, что в Землю врезался огромный метеорит.
Darbe sonucu devasa bir krater ve gök taşından kopan ender parçalar bulmayı bekliyordu.
Он ожидал найти огромный кратер и редкие части метеорита - осколки далёкого астероида.
Fakat bölgeye vardığında dik duran, dalları kopmuş ağaçlar buldu ama gök taşı veya kraterine dair hiçbir iz yoktu.
Тем не менее, в эпицентре Кулик обнаружил только стоящие деревья, лишенные ветвей, и никаких следов метеорита или огромного кратера.