Güçsüz tradutor Russo
939 parallel translation
Sokakta işsiz güçsüz dolaşan, yorgun, aç, üşümüş... insanlar.
Безработные мужчины и женщины окажутся на улице.
Oldukça güçsüz görünüyorlar Gallegher.
- Они такие худые и слабые.
Ama yere indiklerinde, güçsüz, zavallı ve yardıma muhtaçtırlar. Çocuklar gibi sakar olurlar.
Но вернувшись на землю, они бедные, слабые, беспомощные.
Sen de biliyorsun ki, O güçsüz bir gemi ve öksüz... ama senin hizmetkarın olmayı arzu ediyor.
Сейчас она всего лишь сосуд, она бедна, не хочет стать рабой твоей.
Yarası kapandı mı ; yılan, o yılan olur yine. Biz de kalırız dişlerinin önünde, güçsüz ve cılız kötülüğümüzle.
нашей жалкой злобе Она грозит всё тем же самым зубом.
Her dört saatte bir verilecek, değil mi? Kendini güçsüz hissederse kafein verin ağrısı çok artarsa da Demerol. Evet.
Ему нужно давать их через каждые 4 часа, верно?
O çok güçsüz!
Он слабак!
Güçlü olanlar bizim kontrolümüz dışında. Niyetli görünenlerse içlerinde en güçsüz olanları.
Mы не можем отличить сильных, и соглашаются лишь те, что еле ноги волочат.
İşsiz güçsüz, sürekli içen bir sokak serserisinin sözüne ben olsam güvenmezdim.
Бродяга, который не может найти работы и слишком много пьёт. Я не стала бы верить его словам.
- İşsiz güçsüz geziyorlar.
- Ходят тут без дела.
Bizi ancak sen alırsın. Aramızda güçsüz olanları bağışla. Biz birbirimizi bağışladık.
Прости тех из нас, которые слабы, как и мы прощаем друг другу.
" Ülkenin güçsüz düşmesini engellemek için ülkenin gücünü azaltan bu vatandaşlardan böyle küçük..
"Было бы странно, если бы жертвы не были востребованы от тех, кто всецело " использует государство для достижения гораздо более мелких целей.
Bazen o kadar güçsüz oluyor ki insan.
Иногда мы бываем так беззащитны...
Hele de Martin, öylesine güçsüz ve kaygılı ki!
Особенно с Мартином.
Güçsüz ve zayıfsın.
Ты слабак. И безвольный.
Başım dönüyor, bacaklarım güçsüz.
У меня все время кружится голова, ноги резиновые.
Sadece işleri düzene koymaya çalışmak için babanızın hizmetinde kaldım ve sınırlı çabalarım sadece engelleme konusunda güçsüz kaldığım yanlışlara sebebiyet verdi.
Я работал у твоего отца лишь для того чтобы исправить настолько, насколько мои ограниченные возможности позволяли это, ошибки, предотвратить которые было не в моих силах.
Za o kadar güçsüz ki, onun adına bir kadın konuşuyor.
За так слаб, что за него говорит женщина.
Kan kaybı ve şoktan dolayı kendimi güçsüz hissediyorum.
Ой, сейчас свалюсь, у меня шок от кровотечения.
Biraz güçsüz hissediyorum nedense. Şimdi iyiyim.
Я, почему-то, немного слаб, Джим, но я в порядке.
Beni iyi dinle. Her ışının en güçlü ve en güçsüz noktaları olur.
Выслушай, у всякого лучика света есть высшая точка сияния и высшая точка слабости.
- Güçsüz olduğunu söylerdim.
Я знал, что он слаб.
İklimi değişikti, güçsüz düşmüştün.
Смена климата, проблемы со здоровьем?
- Onu sadece güçsüz bırakabiliriz.
- Возможно, он лишь лишится сил.
Şeyin bilinci sürebilir, milyarlarca enerji parçacığı halinde uzayda sonsuza dek, güçsüz dolaşacak.
Его сознание будет существовать какое-то время. Распавшись на миллионы разрозненных кусочков энергии и бесконечно летая в космосе без сил.
İnsanların adaleti güçsüz.
Людское правосудие бессильно. Я уже мертва.
Sadece güçsüz olan ölecek.
Погибнет слабейший. Слово римлянина.
- Güçsüz biri.
- Слабый человек
Endişe etme, kadın dediğin güçsüz bir yaratıktır ve kolayca ağlar.
Не обращай внимания. Женщина - существо слабое.
Hayır, aslına bakarsan çok güçsüz biriyim ama keşiş olmayı seçtim. Çünkü buna yürekten inanıyorum.
Да, по сути, я очень слаб, но я выбрал путь священника, потому что верю в него всем сердцем.
Güçsüz olduğunu biliyor, o yüzden bu hale geldi.
У него плохо с солидарностью, поэтому так закончил.
İşsiz güçsüz dolaşsa ne olur, Şişse, kilo alsa ne olur?
И не важно чем он занят, Если он толстеть не станет,
Sonra kirli, berbat kokan kalabalık bir adam sürüsü güçsüz elleri ve nasırlı. pençeleriyle naçiz anlatıcınızın canına kastetmeye çalıştılar.
Это было похоже на море грязи, - толпа вонючих стариков... избивающих вашего скромного повествователя... своими костлявыми конечностями.
- İyi. Hâlâ biraz güçsüz.
Еще слабенькая.
– farkina, her yerde hazir ve nazir olan güç – tebaasinin kendisininkiyle taban tabana zit olan güçsüz kisiligine uyguladigi yikici siddet araciligiyla varir.
универсальной властью над действительностью, воплощённом в кровавом насилии, направленном против Я его подданных.
Ve güçsüz olan Havva kuzgunu dünyanın başına saldı.
"А Ева была слаба и выпустила в мир чернoгo вoрoна".
Güçsüz mü?
Устала?
Yaşam modülü onu dengede tutuyor ama çok güçsüz durumda.
жаиметаи ма стахеяопоигхгйе г йатастасг тоу, акка еимаи айола поку адумалос.
Diyelim ki kilo yüzünden kaybettin. Senin güçsüz olduğunu mu düşünecekler? Eskisi gibi olmadığını mı?
Если из-за этого проиграешь, все решат, что ты не так уж и силен?
- Kader bu kadar güçsüz mü? - Onu korumak gerek.
- Эта судьба так беспомощна?
Bunca yıl sonra güçsüz olacağını düşündüm, ama o çıkmış!
Я думал оно присмереет, после всех этих лет, но оно вылезло наружу!
Yaşlı ve güçsüz.
Старым и слабым.
Önsezilerinin güçsüz olmasının bedeli işte budur.
Ты заплатил за свою близорукость.
İçinizden hasta olanlara veya yürüyemeyecek kadar güçsüz olanlara yardımcı olunacak.
Больные и сильно уставшие - ждите помощи.
Seni güçsüz kılar.
Ты становишься беззащитным.
Clara : "Kızı burada bırakmalısın,... işsiz güçsüz onu Montana'ya götürmemelisin."
Ты должен оставить эту девушку здесь. Ты знаешь это, Гас. Нет никакой необходимости везти её в такие дикие места как Монтана.
Ah, Tanrım, ben daha işsiz güçsüz gezeyim!
Боже! Я просто убита!
Güçsüz uyandım.
Очнулся я слабым, хоть и в состоянии думать.
Hepsi sinirli, güçsüz ve alıngan.
У всех слабость и раздражительность.
Eğitimsiz çiftçiler, çıraklar, yaşlı güçsüz uşaklarla bu savaş kazanılamaz.
Что могут сделать придворные слуги, неопытные желторотики и старики?
Konuş. Taba kanunumuzu çiğnedi ve cezalandırılmalı ama neden onların ellerinde... güçsüz Koloni savaşçıları?
сйеьоу оти еимаи ои упеяаспистес тоу сулпамтос, енекицлемес лояжес фыгс, поку енекицлемес, поу сйопос тоус еимаи ма диасжакисоум оти ои думалеис тоус дем ха паяабиастоум апо йамема тоу дийоу тоус йослоу.