Kadar tradutor Russo
337,833 parallel translation
Boğazımda ne zaman biraz gıcık olsa buraya kadar diye düşünüyorum.
Каждый раз, когда начинает першить в горле, я думаю : "Вот оно".
Altı aylık, turist vizesinin izin verdiği kadar.
Аренда на полгода, больше виза не позволяет.
Ben Johnny Frost. 206 Weekly'nin tartışmalı zombi haberinden sonra bazı veliler tüm öğrenciler nabız kontrolünden geçene kadar çocuklarının derse girmesine izin vermeyi reddetti.
После выхода сенсационной 206-й истории о зомби некоторые родители уже не отпускают детей в школу, требуя провести тщательную проверку пульса у всех учеников.
Bir kişinin nasıl bu kadar çok eşyası olabilir?
Как у человека может быть столько всего?
Birkaç adam alıp Harley'nin kardeşlerini bulana kadar her yeri basalım.
Давайте задействуем еще людей и проверим все, пока не найдем братьев Харли.
Biz insanız, son nefesimize kadar kardeşlerimizi koruruz.
Мы, люди, защищаем своих братьев до последнего вздоха.
O kadar süre yanımda oturup hiçbir şey yapmadı.
Весь полёт она была рядом со мной и ничего не делала.
062'ye kadar savaşçıların alıştırma koordinatlarına kalkmış olmasını istiyorum.
Чтобы все были на месте тренировки в 062.
Eğer bir sonraki döngüye kadar hala haber alamazsak aramaya başlarız.
Проверим, если дроид не выйдет на связь через цикл.
Sistemini yeniden başlatması için ona yeteri kadar güç verebilirim.
Немного питания должно хватить для перезагрузки.
Geriye ne kadar zamanımız kaldı?
Сколько у нас времени?
O öldükten sonra Jedilar kılıcını tapınakta saklamışlar. Bu Vizsla Evi üyelerinin oraya girip onu ele geçirinceye kadar sürmüş.
После его смерти джедаи оставили меч себе, пока кто-то из рода Визла не выкрал его из храма.
Savaş eğitimi o kılıcın temsil ettiği şey kadar önemli değil.
Главное, что меч символизирует, а не боевая подготовка.
Bilmiyorum farkında mısınız fakat bu günlerde ailem arasında o kadar da popüler değilim.
В курсе ты или нет, но я у них не в почете.
Evet, şimdi ne kadar iyi eğitildiğine bir bak.
Верно, и результат налицо.
- O kadar heyecanlı görünmemeye çalış.
Не терпится, да?
O çok etkileyici fakat bir o kadar da sürekli gergin.
Она очень экспрессивна, но в тоже время зажата.
- Şu ana kadar işe yarıyor.
- Пока выходит.
Bunu yapıncaya kadar, gerçek bir ışın kılıcı kullanmak onun için çok tehlikeli olur.
И пока это так, давать ей световой меч в руки очень опасно.
Bize güvenmesinin onun için ne kadar zor olduğunu hatırlıyor musun?
Ей было очень трудно поверить в нас.
Bu kadar uzun süreliğine gideceğini düşünmemiştim.
Что-то она долго.
Ve herkes senin olduğun kadar güçlü olmayabilir.
И не все такие сильные, как ты.
Flynn bu kadar kısa sürede nasıl bu kadar yere gidebiliyor?
Как Флинн может прыгать без перерыва?
Ne kadar sürerse sürsün.
Сколько бы времени это ни заняло.
Eminin bunun kadar korkunç bir şey yapmak üzeresin.
Наверняка, твои планы немногим лучше.
Rufus, başının ne kadar belada olduğunun farkında mısın?
Руфус, ты представляешь, какие у тебя проблемы?
Bundan emin olana kadar buradan çıkmayacağım.
Я не уйду, пока мы всё не проверим.
Bana ne kadar çabuk yardım edersen, onlara da o kadar çabuk geri dönersin.
Чем скорее поможешь мне, тем скорее пойдёшь к ним.
Ve annen de... annen de onu durduramayacak kadar zayıf bir kadındı, değil mi?
А твоя мать была слишком слабой, чтобы ему помешать.
Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
Откуда ты знаешь?
Üzgünüm, onlar geri gelene kadar burada kalıyorsun.
Извини. Но пока они не вернутся, тебе придется остаться здесь.
Bunu bizim için ne kadar kolay hala getirirsen buradaki yeni ortağım için de o kadar kolay olur.
Чем послушней ты будешь... тем лучше будет для моего нового напарника.
Ama belki de PT Westmorland'ın bu kadar uzun yaşamanı sağlayan şeyler bunlardır.
Но может из-за них П.Т. Вестморланд так долго живет?
- Bu kadar çabuk belli olmaz.
О, не так быстро.
- Ne kadar da dokunaklı!
- О, как трогательно.
263 yaşına kadar burada yaşadı.
Прожила до глубокой старости, до 263 лет.
MK, bunu yaptığında, kapıların arkandan sonsuza kadar kapandığını söyledi.
М.К. говорит, что когда ты это сделаешь, дверь за тобой захлопнется навсегда.
Ne kadar da banal!
Как банально.
Ama özgür olana kadar bana Rachel teyze de.
Но пока мы не на свободе, зови меня тетушка Рэйчел.
Pekala, bu kadar çocuklar.
Так, на это все сегодня.
Benimle ofise kadar gelebilir misiniz, bayım?
Можете пройти со мной в офис, сэр?
Yeni özel ağlarda, kripto para marketinde, hiçbir yerde bilgi yok. Yeteri kadar bilgi yok, daha çok bilgiye ihtiyacımız var...
Новые частные сети, криптовалютные рынки, нет никаких данных, недостаточно информации, нам нужно больше данных..
Bu kadarı yeter! - Bırak beni!
Отпусти!
Yıllar boyunca sayısız medeniyetle karşı karşıya geldim fakat hiçbiri Keşişler kadar yüce gönüllü değildi.
За эти годы я сталкивался с бесчисленным количеством цивилизаций,... но никогда с такой доброжелательной, как монахи.
Son birkaç ayın ne kadar zor geçtiği hakkında en ufak bir fikrin var mı?
Ты хоть представляешь,... какими тяжёлыми были несколько последних месяцев?
Gerçeklere tutunmanın ne kadar zor olduğu hakkında?
Как трудно было держаться за правду?
Pes edip yalanlarına inanmak o kadar kolay olurdu ki.
Было бы так просто уступить и поверить в их ложь.
Sonsuza kadar burada kalırlar.
Они будут тут вечно.
Yani öyle olmalı. Yoksa bu kadar uzun süredir hakimiyeti ellerinde tutamazdılar.
Они должны, иначе они не смогли бы удержать власть надолго.
Beni bu kadar konuştuğumuz yeter, sen neler yapıyorsun?
Хватит обо мне, как у тебя дела?
Daha ne kadar şarj olacak?
И долго ещё?