Kova tradutor Russo
559 parallel translation
Oh, Tanrım! Kahretsin kova.
Что вам, ребята, надо знать о нас?
Evet, var. Bizzat kendim, 3 kova dolusu hazırladım.
Я сам намешал целых три ведра.
Kova kova sıcak ve soğuk su taşımak Ablam Angharad'ın göreviydi. Ben elimin yettiği küçük işleri yaparken, babam ve ağabeylerim sırtlarındaki kömür isini temizlerdi.
В обязанности сестры Анхарад входило носить ведра с холодной и горячей водой, а я помогал, чем мог, пока отец и братья отскребали со спин угольную пыль.
Keşke ayaklarımı koca bir kova suyun içine sokabilsem.
Как же хочется окунуть ноги в таз с водой!
Bir kova yollayın! Hala biraz su damlıyor!
Сбросьте ведро, тут ещё есть вода!
Sana bir kova dolusu buz için dört dolar vereceğim...
Сделай-ка мне ведерко льда...
Sahne korkusundan kova kova terledim, iç çamaşırlarım sırılsıklam.
Слова и музыка Леопарди. Исполняет Жени Лямур. - Правда?
koca bir marine edilmiş ringa... iki büyük kase bezelye çorbası... paspas büyüklüğünde bir biftek... sebze, domates... bir kova salata... biraz peynir ve çukulatalı fındıklı dondurma.
Здоровенную тарелку пикулей... две здоровенные миски горохового супа... Стейк размером с коврик для ног... четыре гарнира, несколько помидоров... ведро салата... немного сыра и мороженное с фруктами и орехами.
Arabanın içinde bir kova beyaz boya var.
В своем фургоне я держу ведро с белой краской.
Kapı dibindeki kovukta da temiz bir kova. Ve duvara monte edilmiş beton bir raf.
углубление около двери - гигиеническое ведро и прикрепленная каменная полка.
Kova hariç tüm eşyalarım var.
Я упаковала все вещи, кроме ведра.
İş başına kova, tahta bezi, süpürge.
Давайте, веник, швабра и ведро!
Sonra bir sabah kuyudan bir kova su çektim bir de ne göreyim, kovanın içi taşla doluydu.
Жена, я человек набожный и говорю правду. Как ее вижу я. Пахать плугом там невозможно!
Orada hâlâ, elimde taş dolu bir kova ile dikiliyor ve kara talihime bakıyordum.
Да, папа? Иди сюда! И вот представьте, сэр.
Kova ve kürek taşımamak kaydıyla ama.
Только я не понесу ведерко с лопатой.
Neredeyse bir kova siyah kan emdi benden.
Ведро черной крови она из меня выпила.
O eski eğilmiş paslı kova, bir çöp şilebi gibi tasarlanmış.
Это старое ржавое ведро похоже на мусорный контейнер.
Hollanda turnesinden dönen muhteşem bir ladin ülkemize ilk kez gelen üç sakız ağacı İskoç çam ağaçları Karaağaç Gövdesi, kötü olamaz ilginç bir Amerikan kalası, bir yağmur ormanı ve bir kova talaş gençlerde şiddet hakkında konuşacaklar.
Продолжать! Просто делай вид... ради всего святого! О, привет!
Sen Kova burcu musun?
Вы по знаку Водолей?
Sen Balıksın. yükselenin de kova.
От судьбы не уйдешь. О чем ты?
Üstelik, sana işkence eden bir kadına bir kova dolusu kaynar çorba dökmeyi de bir şekilde başarabilmişsin.
Одна тоже доводила тебя. Так ты опрокинула на неё кипящий суп.
her okşamayla... bir dolu kova.
"и каждое прикосновение..." "полный ковш молока."
Bu, Kova döneminin başlangıcıdır
Это наступает эра Водолея.
Eğer isterseniz kafamı bir kova suyun içine sokabilirim.
Я могу даже пойти и засунуть голову в ведро с водой, если хотите.
Kafamı bir kova suyun içine sokmamı ister misiniz?
Хотите я засуну голову в ведро с водой? Оно у меня с собой.
Bir tane hazır kova var. Marvin, um...
— Марвин, э...
Küçük bir kova su mu?
Может бы, нож?
Sonra bir kova dolusu buz küpünün üzerime döküldüğünü anımsıyorum. On yedi senedir evli olduğum kadın başımda şu şekilde duruyordu.
что помню - выливающееся на мою голову. стоит надо мной и говорит :
- İyisi mi bir kova getir.
- Лучше принесите ведро.
Mösyö için bir kova.
Ведро для месье.
Mösyö için yeni bir kova.
Еще ведро для месье!
Yeni bir kova ve temizlikçi kadın.
А! Ваше ведро и уборщица!
Mösyö için bir kova daha!
Еще ведро месье!
Bir kova kömür daha koy dikkatini başka bir şeye vermeden önce!
Купите ещё угля... прежде чем вы нацарапаете ещё хоть одну запятую, Боб Крэтчит.
Haklısın baba, kova getireceğim.
Подсоби-ка, Спайк!
Kova kafalı, sen de kim oluyorsun?
А ты кто, жестяная башка?
Kafana kova geçirmemi isteyip istememene bağlı.
Если вы хотите, чтобы у вас на голове было ведро, то будьте любезны.
Böyle yapacaksın, yoksa kova yüzer, boş çekersin.
Когда опускаете - слушайте, чтобы раздался всплеск, иначе вытащите пустые ведра.
Bir kova dolusu buz ve bir şişe kaliteli şarap.
- Ведерко со льдом и бутылка очень хорошего вина
Joe, koş bir kova su getir.
Джо, сбегай принеси ведро воды.
Sana en az bir kova dolusu kırlangıç öneriyorum.
Я бы посоветовала тебе выпить по меньшей мере с ведро.
Yatağın yanında bir kova suyla uyumaya başladım. Hatta bir yangın söndürücü bile aldım.
Вот до чего дошел.
- Kova getirin, kusacağım.
О... принесите блевпакеты!
Git, babana bir kova getir.
Эй, сходи принеси папе ведёрко.
Bağırıyordu, ve bir de baktım bir kova dolusu çikolata sosunu yeni kırmızı gömleğimin üstüne döktü.
Она кричит, и следующее что я вижу она поливает шоколадным сиропом мою новую красную рубашку.
adı da "Ye ve Kus". İsmini "Çatal ve Kova" koyacaklardı iyi ki tad üstün geldi.
Говоря о заведениях где можно поесть и их названиях, в Беверли Хиллз есть новенький ресторан специально для страдающих булимией.
Bir kova kızarmış tavuk çikolatalı parfe- -
Я возьму упаковку жареного цыпленка, колбасы. Роллы, шоколадное мороженое...
- Şaka mı yapıyorsun? - Bir kova mı?
Мы потом отдадим.
Fazladan bir kova yulafa ne dersin?
А за лишнее ведро овса?
Anne, bir kova su daha!
Мама. Еще ведро воды.
Dibi yok. Ne biçim kova bu!
Ведро с дыркой.