Köşeye tradutor Russo
1,531 parallel translation
- Şey, adam çıplak, ve... Sağ alt köşeye bakın.
- Ну, он голый... и в правом нижнем углу...
Filmlerinin sonuna sürekli izleyiciyi ters köşeye yatıran sahneler koyuyor.
Он всегда вставляет в конце своих фильмов неожиданные повороты сюжета, чтобы запутать зрителей.
Şimdi ters köşeye geldik. Bir ters köşe var.
А теперь неожиданный поворот, и это всем поворотам поворот.
Güzel, he? Biraz yana kaysana, köşeye oturayım.
Подвинься немного, я сяду на уголок.
Ondan çok hoşlanmıyorum ama akşam yemeği için beni köşeye sıkıştırdı.
Она не сильно мне нравится, но стребовала ещё один ужин.
Ama bilmen gerek ki kimse Jenny'yi köşeye sıkıştıramaz. Şimdiyse, hayatının en önemli anını yaşıyor.
Но тебе стоило знать, никто не может поставить Дженни в угол, и теперь настал ее час.
Lao'nun oyunu Mott Cadde'sinin hemen yakınında yani biz de hemen köşeye kurulacağız.
Игра Лао будет проходить рядом с улицей Мотт, что означает что мы будем сидеть вокруг здания.
Evet, köşeye sıkıştırıldık.
Ага, хорошо, поиграли в бильярд.
Köşeye sıkıştım.
Я прижата к стенке.
Eğer onu köşeye sıkıştırırsanız sakın küçümsemeyin.
и если вы намерены ее задержать или загнать в угол, не надо недооценивать эту женщину.
Olağan şüpheliler, siz köşeye geçin.
Все встали перед камерой.
- Eğer acele ediyorsa hata yapacak. Evet ama Foyet köşeye sıkışınca öldürmeye başlıyor.
Да, но когда Фойета загоняют в угол, он начинает убивать.
Siz, bütan gazına batmış bir bezinin, bu arada Dr. Whitton'un işinde hiç kullanmadığı bir kimyasal madde, bir şekilde laboratuarın diğer ucuna, yani araştırmanın yapıldığı tarafa geçip, kendiliğinden köşeye atılmış mumlu bir kâğıdı tutuşturduğuna inanıyorsunuz.
¬ ы убеждены, что тр € пка, пропитанна € бутаном... химикат, который доктор " иттон никогда не использовала в своей работе... как-то мигрировала через лабораторию пр € мо в зону ее исследований, и потом спонтанно загорелась от кусочка упавшей вощенной бумаги.
Bir göster ve anlatta çok fena köşeye sıkışmıştım.
Мне трудно давались эти покажи, да расскажи дни.
Kaybedecek ya da kazanacak hiçbir şeyi olmayan köşeye sıkışmış biri için oldukça yaygın bir yöntem.
Весьма обычная тактика загнанного в угол человека, которому нечего терять.
Birkaç kez bir köşeye çekip sıkıştırdım, ama 7 gün 24 saat arkasını kollayamazdım.
Я прогонял его пару раз, но я же не могу следить за ней круглосуточно.
Ve köşeye gelmiş?
И оказался в углу...?
Hayır, yere düşünce sekip köşeye gelmiştir.
Вещи просто так со стен не падают, а потом сами собой не оказываются в разных углах.
Afganistan'ı kesin sorarlar. Sakin olun ve köşeye sıkışmamaya çalışın.
Тема Афганистана очевидно всплывёт, но ведите себя спокойно и постарайтесь не попасть в просак.
Seni kayda alıyorum. Bu herifleri köşeye sıkıştırabiliriz.
и мы возьмем этих сукиных сынов за яйца!
Köşeye sıkıştırırız. Kazanacağız!
Мы можем победить!
Belki sen de MediaCorp'un seni nasıl, neden ve ne zaman köşeye sıkıştırdığını anlatırsın.
когда и почему Медикорп тебя срезал?
"Kimse bebeği köşeye koyamaz"
"Никто не поставит малыша в угол!"
Ve tabakları köşeye fazla yakın koyduğumu hatırlıyorum yani- -
Я устал, но я помню как поставил тарелки на край стола и...
Psikoloğum artık ona ihtiyacım olmadığını söyleyince o da bir köşeye oturup kitap okumaya başladı.
Мой психиатр говорит, что он мне больше не нужен, поэтому он просто сидит в углу и читает.
En sonunda, CIA emekliliğiyle burada bir köşeye çekilecek ve size, savaş suçları mahkemesine gitmenizi ve istediğiniz bo.u yemenizi söyleyecek.
В конце концов, он останется жить здесь на свою ЦРУ-шную пенсию, а вас вместе с этим чёртовым судом пошлёт куда подальше.
Köşeye geçer geçmez ateş etmeye başlıyorsunuz.
Как только завернешь за угол начинай стрелять.
- Onu kovaladın adamı köşeye sıkıştırıp ölümüne yaktın!
- Вы гнались за ним, загнали в угол и сожгли заживо.
Onu köşeye sıkıştırdık. Hem de silahsız.
- Мы её загнали в угол.
Şu köşeye eşya lazım, sonra her şey tamam.
Осталось лишь заполнить тот угол.
Tamam, flaş belleği oraya köşeye koydum.
Ладно, флэшку я спрятала вон там, - в углу. - Милая...
Köşeye giden duvarı takip edersen, bir kapı bulacaksın.
Если ты пройдешь вдоль этой стены до угла, то найдешь дверь.
Beni köşeye sıkıştırıyor ve yapmadığım bir şeyi itiraf etmemi emrediyorsun ve sonra da çöktüğüm anda saldırıya geçiyorsun. Şimdi bir de koltukta mı uyuyacaksın?
Ты сама настаивала, чтобы я признался, и стоило уступить тебе, сразу воспользовалась этим и отправилась спать на диван.
Neden şu köşeye geçmiyorsun?
"ди ка, посади свою хитрую задницу на пол. " уда в угол.
Sizi güvende tutacağız. Şöyle yapacağız, herkes bir köşeye geçsin ve ellerinizi duvara dayayın. Böylece bir şey peşinde olmadığınızı herkes görür.
" тобы ни кто не пострадал, € приказываю всем разойтись в стороны и положить руки на стены, что бы каждый видел, что никто не двигаетс €.
Orayı kap. - Köşeye çok yakınmış gibi geldi.
- Слишком близко к повороту.
Ve o geçer bir köşeye ağlardı. Evet, Bu kadar.
А когда она ушла, он стоял перед всем классом и рыдал, как девченка.
Kimse Bebek i köşeye sıkıştıramaz!
Никто больше не посадит Бэйби в угол!
Aşırı sürat yapan tipleri köşeye sıkıştırmaya bayılırım.
Я знаю, что значит гоняться за кисками и кайфовать.
Front Caddesi'nde onu köşeye sıkıştırmışlardı.
Они были недалеко, на ближней Улице.
Onu köşeye sıkıştırmıştık.
Мы поставили его в безвыходное положение.
Başkanı köşeye sıkıştırmak için oyunda hile yaptın.
Вы намеренно разыграли это, чтобы загнать Президента в угол.
Biliyorum şu anda Sookie'nin evinde bir köşeye çekildin ama uzun lafın kısası... Kara kıçımı çok pahalı, açılıp kapanan koltuğa koydum.
Я знаю, что ты прячешься у Сьюки, короче, я заполучил тачку за сто штук, кресло которой баюкает в эту минуту мою черную задницу.
Neredeyse paçayı kurtaracaktı... ama sen onu küçük bir kızın yazdığı mesajlarla köşeye sıkıştırdın.
Почему ты так хорошо ко мне относишыся?
Evet, Daniel'ı köşeye kıstırmadan önce onun hakkında bilmemiz gereken başka birşey var mı?
Что еще мы должны знать о Дэниеле, прежде чем начнем тыкать в него острой палкой?
Bir pizza ısmarlayıp, bir köşeye kıvrılıp, bir film seyretmek ister misin?
Хочешь закажем пиццу, посидим вместе, посмотрим фильм?
* Bende olan, koyduracak onurunu bir köşeye *
* Так что я выбью всю гордость из тебя *
Devon'la evlendiğimizde tutkuyu bir köşeye bıraktık ama böyle bir yerde onunla olmak bile o tutkuyu geri getirmeye yetiyor.
Когда я вышла замуж за Дэвона, мы немного отложили страсть в сторону. но находясь в таком месте, как здесь... возвращает чувства, понимаешь?
Beni köşeye koydun...
Трофейная жена... Стою в углу, не могу даже слова сказать...
- Köşeye sıkıştırdığını ve ona seçenek bırakmadığını düşünecekler.
Чего доброго, решат, что ты зажал его в угол, что у него не было выбора. Был у него выбор.
Sağ alt köşeye bakın.
Они хотят, чтобы ты какое-то время позанимался бумажками, акклиматизировался.