Kışım tradutor Russo
33,462 parallel translation
Bacağım sıkışmış.
Мне ногу придавило.
Kışın orada yaşarım diye almıştım ama yıllardır orada yaşamadım.
Я купила его как зимний дом. Но не была там годами.
Elinizdeki izleri fark ettim. Onları ilk başlarda yardımcı aşçı olarak işinize bağlamıştım oysa, taypanların simetrik ısırık düzenine mükemmel uyuyorlardı.
Я понял, что шрамы у Вас на руках, которые я изначально принял за последствия кулинарной деятельности, полностью совпадают с отпечатком укуса тайпана.
Kemik yapısı, güleç elmacık kemikleri gözlerimiz, dolgun dudaklarımız.
Телосложение, знаешь ли, игривые щёчки, манящий взор, пухлые губки.
Kısmete inanır mısın?
Ты веришь в судьбу?
Yaşadıklarımıza asla saygısızlık etmem.
Я... М :
İki yaratılışın da kendince özel kıyaslamaya çalışmanınsa aptalca olduğunda anlaşalım.
Сойдемся на том, что у обоих созданий есть своя специфика и глупо пытаться их сравнивать.
Peki azıcık da olsa azmış mıydın?
Ну так это завело тебя хотя бы немного?
Ryder. Hera'ya haber et. İçeride kapana kısıldık ve yardıma ihtiyacımız var.
Свяжись с Герой, мы в ловушке, нужна помощь.
- O bir ışın kılıcı mı?
- Это световой меч?
Evie, adam patlamış mısır gibi görünüyor ve morina gibi kokuyor. Artık konuşmayacak.
Эви, парень похож на попкорн и воняет треской, но всё не угомонится.
Bu sabah tanışmamış mıydık?
Простите.
O kısım tağşişti.
- О! Ах это - да, это порча.
MacArthur Bağışı'nı kazandım, herkes beni kıskanıyor.
Надо же, я получил грант МакАртура, и все стали завидовать.
Buranın arka çıkışı var mı?
Ээ... а тут есть чёрный ход?
Anladım artık Lucy. Geçmişin bozulmaması için üzerinde baskı hissediyorsun, böylece daha fazla insan yok olmamış oluyor.
Я понимаю, Люси, какой это стресс - пытаться сохранить историю, чтобы другие люди не исчезли.
Aklımda olan şey sıkıldım olması.
Я думаю, что мне скучно.
Şimdi, ben... akranlarımdan çok daha akıllıyım. Kendimi sıkıntıya daha derinden hissettiğime inanmaya başladım Herkesten daha... ♪ umurumda değil mi?
Я настолько умнее всех, что я поверил, что чувствую скуку острее, чем кто-либо еще что приводит меня к недавнему затруднительному положению..
Atkım, atkımı takmamışım. Annem bana kızacak.
мама расстроится.
Öyle bir gücüm olsaydı bu şekilde sıkıntı yaşamazdım.
Иначе чего бы мне так страдать?
İnsan gözünün görebileceği ışık spektrumunun dışındaki artık enerjiyi görebilmemiz için gözlükleri ayarladım.
Я откалибровала очки, чтобы засечь остаточную энергию чего угодно, что вне видимого человеческому глазу спектра.
Büyü yaptığım için hâlâ kızgın mısın?
Тебя все еще сводит с ума использование магии?
Vücut topraklarımızda bulunursa, Bu çok sıcaklık olurdu.
Тело, найденное на нашей территории, наделало бы много шума.
Saygılarımızla, sıradan bir görevdir. Watson ve ben şimdiye kadar dedektif olarak karşılaştık.
Ну, при всем уважении, это самая тривиальная задача, с которой мы с Ватсон сталкивались в качестве детективов.
Kaptanınızla bir görüşmeden yeni çıktım. Bana bu sabah sahnemde olduğunuzu söyledi Sıkıldığın için.
Я только что со встречи с вашим капитаном, сказала ему, что вы приехали на место приступления утром, потому что вам было скучно.
Evet, üst kısım birkaç yerde oyulmuştu. Ve bacaklardan birisi gevşekti.
Да, верх был поцарапан в нескольких местах, и одна из ножек шаталась.
Kısaca Londra'da bir daire paylaştım Vahşi oyun idrarının toplayıcısı ile.
- Недолгое время я жил в Лондоне с коллекционером мочи диких животных.
Annenin gitmesi alışılmadık mıydı Dr. Krieg'in ofisine sensiz mi?
- Это необычно, что твоя мама ходила к доктору Криг без тебя?
Uyanık mısın?
Ты очнулся?
- Siz söylemeden daha bir sıkı çalışacağım!
Я вас не подведу!
Sırf patronu yok diye nasıl olur da tembellik eder yarı zamanlı bir çalışan? Yokluğunuzda daha sıkı çalışmalıyım.
буду усердно работать.
Oturun bakayım. Emredersiniz, sıkı çalışacağız!
будем усердно трудиться!
Taze sıkılmış meyve suyu ister misin diye soracaktım ama sesimin tonu biraz yüksek kaçtı, değil mi? Üzgünüm.
Извини.
Kısımlara ayırmıştım hatta. Düşüncelerimin arasında şarkı söylemiştim, yaprağa baktığım sırada bile...
Даже пела в промежутке.
Başka bir anlamı yok bunun. Yalnızca hiçliğe dönersen buralarda birazcık canımın sıkılacağından.
просто без тебя мне будет скучно.
Saygısızlık etmek istemem, Kumandan, ama benim adım Khadgar.
При всём уважении, Командующий, меня зовут Кадгар.
Sonra da Kızılderili savaşçısı olarak çalıştım.
Потом нанялся сражаться с индейцами.
Binbaşı, en karmaşık silahımız, ancak bozulmamış olması durumunda.
Майор - наше самое продвинутое оружие, пока не взломана.
Yatak odasında küçük bir ışık yanınca anladım.
Когда ты это сделала, в спальне загорелась маленькая лампочка.
Bir keresinde bir kadında saatlerce sıkışmıştım.
Однажды я застрял в женщине на несколько часов.
- Hayır. Hala sıkışığım.
- Застрял.
Tamam. Pipimi bir sandalyeye sıkıştırmıştım.
Мой член застрял в лежаке.
Sizin gibi görünmek için cidden sıkı bir diyete ihtiyacım var sanırım.
Я думал, что надо сидеть на жёсткой диете, чтоб так выглядеть.
Sanırım ben sadece patronum olmasına alışık değilim.
Думаю, я просто... не привык иметь босса.
Artık çeneni kapatır mısın?
Теперь ты заткнёшься?
Hala onu bana karşı kışkırtmaya mı çalışıyorsun?
Все еще пытаешься настроить ее против меня?
Uyandığımda ilk kez korkmadım ya da kafam karışık değildi ya da sinirli değildim.
Впервые, когда я проснулась... Мне не было страшно. Я не чувствовала себя запутавшейся.
Şimdi birazcık dışlanmış hissetmeye başladım.
Что-то мне начинает казаться, будто я вообще не при делах.
Çıkış yolumu bulmam lazım.
Мне нужно найти выход...
Daha önce tanışmış mıydık?
Мы с тобой раньше не встречались?
- Tanışmış mıydık?
- Нет?