Kışş tradutor Russo
1,795 parallel translation
Eski hayatından sıkılmışsın.
Тебе просто наскучила твоя жизнь.
Dükkanları açık unutmakla kalmamışsın, bir de dışarıya doğru çıkan bir kalemin var.
У тебя не только ширинка расстегнута, у тебя и карандашик торчит наружу.
Aman Tanrım. Kıvrılmışsın.
Боже, ты такой сложный.
Sanırım diğer Olivia'nın bıraktığı bilgisayarının şifrelerini kırmışsınız. Birkaç gün önce kırdık.
Я так понимаю, вы взломали пароль на компьютере, который остался от другой Оливии.
Anlaşılan kızımla tanışmışsınız.
С моей дочерью вы уже познакомились?
Bunu göremiyorsun ama bir kapana kısılmışsın.
Ты этого не видишь, но ты в ловушке.
"Anlayışsızlık" a ne dersiniz?
Как насчет "Нетерпимости"?
Öğretmenlere şantaj yapmışsın küçük sınıflara zorbalık yapmışsın.. ... bir de hamilelik şüphesi?
Вы шантажировали учителей, запугивали однокурсников, паниковали из-за беременности.
Bir yılanı kıvırıp, kanını ve bağırsağını çıkartmışsın gibi gözüküyor.
Звучит так, будто ты взял змею, скрутил её как ковёр, пока не вылезли кровь и кишки.
Doğduğum güne pişmanlık duymaya başlamışsındır baba.
Ты уже начал жалеть о нем, верно?
Şimdi ona tüm hikayelerini kısık sesle anlattırmamın nedenini anlamışsınızdır.
Теперь видите, почему я всегда прошу рассказывать эти его истории его низким голосом.
Artık bizim sevimsiz patronla tanışsın dedin.
Что самое время появиться большому и плохому боссу.
Çok hassas, çok kıymetli. Sonra bir bakmışsın göz açıp kapayıncaya değin gidivermiş.
Она так хрупка, так драгоценна, и вдруг, внезапно, все кончено.
Epey yaramazlık yapmışsın.
Ты порочный.
Her şeyi tek bir dolaba tıkıştırmışsın!
Ты все мое запихнул в один шкафчик!
Tüm çıkış rotalarını hesaplamışsındır diye tahmin ediyorum.
Я полагаю, ты уже проверил все возможные пути побега.
Ağzından çıkan her kelimen kızgınmışsın gibi olmak zorunda mı?
Все что вылетает у вас изо рта звучит как отвали?
Ayrıca geçmişte tıkılıp kalmışsın.
И ты застрял в прошлом.
Bu bilgiyi senden sakladığım için kızmışsındır.
Ты зол, потому что я скрыл информацию.
Korkarım o kadar çok sikilip atılmışsın ki artık buna alışmışsın.
Нет, боюсь, что тебя трахали и кидали столько раз, что ты уже привыкла.
Hoyt'un dediğine göre 150 kilometre içindeki bütün kızlarla yatmışsın.
Хойт говорил, ты переспал со всеми симпатичными девчонками в округе.
Görünüşe göre kızımın üstünde acayip bir etki bırakmışsın.
Ты, похоже, произвел на нее сильное впечатление.
Bir oktav yükseğe çık, birkaç tril ekle bir bakmışsın "Listen to the Mockingbird" çalıyorsun.
Возьмите октавой повыше, добавьте немного трели, и... и вот уже выходит "Песнь пересмешника".
Muhtemelen birilerini kızdırmışsındır.
Наверное, вы кого-то достали.
Edindiğin bilginin bir kısmı saklamayı başarmışsın.
И ты смогла сохранить некоторые полученные знания.
Edindiğin bilginin bir kısmını saklamayı başarmışsın.
Ты смогла сохранить некоторые полученные знания. Думаю, это даже хорошо.
Benim aksime sen kimseyi aldatmayacak kadar düzgünsün ama bu kızların kim olduğu ya da ne hissettiği konusunda fazla da kafa yormamışsın.
В отличие от меня, у тебя хватило ума не изменять никому, только, видишь ли, ты не особо задумывался кто эти женщины, что они чувствуют.
Pompacılık yerine, palyaçoluk yapmalıymışsın.
- Такой талант пропадает! Я не заправщик!
Yanlış kıza bulaşmışsın!
Ты полез не к той девушке!
Bir bakmışsınız ki, onları kaybediyorsunuz, ancak artık çok geçtir.
Вы понимаете, что теряете их, но...
'Bu hayatın kullanışsız ve hayal kırıklığı olduğunda anlaşalım, .. sonrada tadını çıkaralım'
"Давайте согласимся, что жизнь бесполезна и разочаровывает, а потом пойдем и насладимся этим дерьмом."
23 aylık periyodda 693 kere sperm bağışlamışsınız ve karşılığında 24,255 dolar ödeme almışsınız.
Это было 693 раза в течение 23 месяцев, за что вы получили $ 24,255.
Şöyle ki, Sen bu fotoğrafı internete yollamışsın, ve ben de şu sıralar kendimi tek eşli bir ilişki içinde buluverdim tesadüfe bak ki, ve o da buradaki kızla değil. Daha da önemlisi kızın göğüsleri kafamla yapışık çıkmış.
Видишь ли, ты выложил то фото в интернет, и я внезапно обнаружил себя в моногамных отношениях, и вовсе не с молоденькой девчонкой, между чьих грудей моя голова.
Kıvırmamışsın.
Ты не закрепил её.
Sonra bir bakmışsın o mermer tezgâhın üzerinde kıvranırken sen de plastik spatulayla kıçına şaplak atıyorsun.
Опомниться не успеешь, как она уже согнулась перед мраморной столешницей, и ты шлёпаешь её кухонной лопаткой.
Saygısızlık etmek istemem ama dışarıda olanlardan soyutlamışsınız kendinizi burada.
При всем уважении, вы здесь отрезаны от остального мира.
O zaman onu sıkı tut çünkü öyle adamlar o kadar çabuk kapılıyor ki bir de bakıyorsun 30 yaşına basmışsın ve tüm iyi adamlar gitmiş.
Тогда держись за него, потому что таких парней быстро охомутают, и не успеешь опомниться, как тебе исполнится 30 и хороших уже не останется.
Ona çok kızmışsın, anlıyoruz.
Джеф. Ты был зол на нёго. Мы понимаем.
- Kızmışsın. - Kızarım tabii.
- А ты по настоящему зол.
Sinirlendiğinde kafasında seni küçük bir kızmışsın gibi canlandırdı.
Ну, когда он разозлился, он представил тебя маленькой девочкой.
Özel bir kıyafet giydiysen yanlış yapmışsındır.
В этом случае костюм даже лишним будет.
- Eh, artık çıkmışsın, yani...
Ну, ты выбралась, и...
Kızmışsın ; çünkü ilişkin bitince bu durumu sen dahil kimse umursamadı.
Ты раздражён, потому что когда твои отношения закончились, всем было наплевать на это, включая тебя.
Sıkılmışsın.
Тебе скучно.
İki gün boyunca sahte bir cinayet planlamışsın, demek ki sıkılmışsın.
Ты потратил около двух дней фальсифицируя убийство, и тебе скучно.
Sezaryen yapmak zorunda kalmışsınız. Doğum esnasında rahmin yırtıldı. Ne yazık ki iç kanamayı kontrol edemedik.
Во время схваток произошёл разрыв матки, к несчастью, я не смогла остановить кровотечение.
Meğer sen bir kızmışsın, öyle mi?
Ты, похоже, девчонка?
Sen de seksi kızlarla az çıkmışsın, çakal seni.
В свое время ты встречался с горячими девушками, волк.
Vans'ı tutuklamışsınız. Bence saçmalık bu.
Вы посадили Вэнса под замок...
Açık bırakmışsın.
Дверь была открыта.
Kendine kızgınmışsın gibi görünüyor.
Похоже, ты злишься сама на себя.