Latın tradutor Russo
77 parallel translation
Şu gişe hasılatını alıp... sabah açılır açılmaz Vergi Dairesine yetiştirmenin bir yolunu bulmalıyız.
Потом нам надо придумать, как собрать выручку от концерта... и отвезти ее в налоговую, прямо с утра, к открытию.
Güzel, madam hasılatın yarısına ne dersiniz?
Что ж, мадам как насчет половины сбора?
Gayri Milli Hasılatın Yüzde 70'i.
7 процентов ¬ ¬ ѕ, не слишком ли это много?
Hatırlıyorsan, bu yılki hasılatın yarısı yaşlılara ve.. ... zihinsel engellilere gidecek.
Напомню, в этом году больше половины всей выручки пойдёт в помощь престарелым и умственно отсталым.
O yüzden bay Duncan, dükkanın bu günkü hasılatını Çocuk Hastanesi'ne bağışlayacak.
И еще... все деньги, вырученные сегодня...
Hasılatın yarısını sana veriyorum.
Теперь ты в доле.50 на 50.
Sanırım mağazanın hasılatını götürmeyi düşünüyorlar.
Так, что они украдут выручку из больших магазинов?
Şimdiden dünkü bütün hasılatın 27 dolar üstüne çıktık.
Мы уже подняли на 27 долларов больше, чем за весь вчерашний день.
Kapı hasılatının % 10'una ne dersin
- Как ты отнесешься к 10 % от выручки?
Bu tiyatro ve bu geceki hasılatın tamamı da teklifimin içinde olacak. - Ne diyorsun?
Включая здание театра и сборы от сегодняшнего представления, которые я отдам тебе с искренней благодарностью за помощь.
Hiç Gordon Walker denen adamla karşılatınız mı?
Вы когда-нибудь сталкивались c Гордоном Уокером?
İşimiz bir Anne-Baba dükkânıyla işleyen bir yer haftalık hâsılatın kasaya gittiği Cumartesi günü.
Мы хотим, чтобы мама и поп операции, в оживленном месте, на субботу когда на этой неделе принимает идти в сейфе.
Son iki cumartesi gecesinin gişe hasılatını teslim edeceğini söylüyor.
Он готов даже
Kocanız şuçunu itiraf eder ve parayı iade ederse son iki cumartesi gecesinin gişe hasılatını alabilir.
всю выручку с двух ночных субботних представлений. Но если ваш муж откажется содействовать, то он будет вынужден заплатить
Doğu ise, esas paranın olduğu yer, en çok vergi hasılatını getiren, tahıl taşımacılığı oluyor.
А все деньги на востоке, поставки зерна, львиная доля собираемых налогов.
Bu planla ilgilenmemi istiyorsan eğer, hasılatın çok ama çok büyük olması gerekir.
Но и выручка должна быть очень, очень большой, чтобы это могло меня заинтересовать.
Hâsılatın bir kısmını sana göndeririz.
Но мы будем высылать тебе деньги из наших заработков.
Hasılatın yarısı Genç Diyabetliler'e bağışlanacak.
Да, половина доходов идет на, э-э... юношеский диабет.
Birkaç haftada bir, irili ufaklı bütün oyunların hasılatını toplamak zorundaydı.
Раз в несколько недель он собирал доход с мелких залов.
Filmimin gişe hasılatını yükseltmek için birini öldürdüğümü mü söylüyorsun?
Вы намекаете на то, что я убил кого-то ради пиара своего фильма? Не "кого-то".
Kuzenim Jack, benim adıma restoranı yönetir O ve ben, akşam hasılatının üzerinden geçiyoruz ve bir tartışma duyuyoruz.
Мой кузен Джек управляет рестораном для меня. Он и я подсчитывали вечерние счета и мы услышали спор.
Sen ve babam hiç baban orada çalışırken ne bileyim, onunla karşılatınız mı?
Вы с папой когда-нибудь заезжали к ней, когда она жила там?
Bu muhabirin Stacee Jaxx ve Paul Gill'i araştırması gece hasılatını arttırdı. "
Наш репортер узнал, что Стейси Джекс и Пол Гилл забрали практически всю выручку за концерт. О...
Derim ki Bay Morehouse hasılatın % 35'ine İrlandalı Jake ile gösteri maçına çıkması için çocuğu eğitirim.
Я так думаю, мистер Морхаус : за 35 процентов сборов я выучу этого парня провести показательный бой против ирландца Джейка.
Keşke hasılatın yüzde yirmisini alsaydım.
Хотел бы я получить хотя бы 20 % от сборов.
Pekâlâ, banka kapanmadan bugünün hasılatını yatırmam gerek.
Ладно, мне нужно сегодня попасть в банк до того, как он закроется.
Bilet hasılatının yüzde kaçını kızlara veriyorsun?
Какой процент выручки вы отдаете девушкам?
Latın kızla birlikte dört kişi oluyoruz, değil mi?
Получается, вместе с латинкой нас четверо, так?
Hâsılatın % 20'sini.
20 % прибыли.
Bu şerefsiz de gidip bütün günün hasılatını taşıyan Cruz'a mı denk gelmiş? Ayrıca bu gece yüklü bir satış da yapmıştık.
- И этот говнюк нападает на Круза, когда у того оказывается выручка за весь день?
Tamam, bugünün son hasılatını hesapladım.
Я все подсчитал.
Sizi yarın vereceğim bir partiye davet ediyorum. Hâsılatın yardım kuruluşuna verileceği bir Monte Carlo gecesi.
Хочу пригласить вас на мероприятие, которое я организую завтра - - благотворительную ночь Монте-Карло.
Bırak mağazaların kraliçesi ve hasılat defterinin metresi olsun.
Пусть она будет королевой склада и хозяйкой бухгалтерских книг.
-'90'latın, tatlı normal adamı gibi.
- Ты хочешь порезче?
Adamların... Çinli fahişelerden gelen hasılatı da toplayacak.
Ваши люди будут следить за доходами от поднебесных проституток.
Ona söyleyeceklerin, mekan... kazanmayı amaçladığın hasılat... Al'in payı ve yaşlılık ekstrası.
Укажешь место, чёткую сумму с делюги и процент с добычи, плюс премиальные за перевыполнение плана.
Bu son haftanın hasılatı.
Вот здесь все за прошлую неделю.
Son iki öde-izle maçımızın hasılatı yerlerde.
По платным каналам тебя больше не показывают.
Bu haftanın toplam hasılatı 75,547,750 dolar.
Общая сумма проданных билетов на NT $ 75,547,750.
Vince tüm zamanların en fazla gişe hasılatı yapan filminde oynadı.
Винс снялся в самом кассовом фильме всех времён.
Bir hafif içki, iki yavan şaka, hasılatı toplarsın.
Безалкогольное пиво, непристойные анекдоты и подсчёт вечерней выручки.
Vicky ölünce miras kalacak ve hasılatı katlayacaktınız.
Как только Вики умерает, вы наследуете состояние и удваиваете добычу.
Hasılatı sen mi çaldın evlat?
Ты утащил димсам?
Tarihin en ünlü edebiyat eserlerinden birinin merkezinde yer alıyorlar alt tarafı. Tüm zamanların en çok hasılat yapan filminden bahsetmiyorum bile. Ama tamam, Hobbitlere hâkim olma sen.
Они всего лишь главные герои одного из самых известных литературных произведений в мире, не говоря уже о том, что о них снята одна из самых кассовых франшиз в истории кино, но, конечно, не знакома с хоббитами.
Yakın dostun Max'i, her sabah senin atınla yürürken,... ve çöplüğüme dışkısını dışkılatırken görüyorum.
Я вижу твою подругу Макс, выгуливающую твою лошадь каждое утро и выбрасывающую лошадиные какашки в мусорный бак.
Bu kargaşanın hasılatı ne oldu?
Есть пострадавшие во время суматохи?
Görsel karşılatırma çalışsın.
Посмотрим на визуальное сравнение...
Küçük Çılgın Şey dünyada genel olarak 300 milyona yakın hasılat yaptı.
"Эта безумная штучка" собрала почти $ 300 млн. по всему миру.
Ayın sonu. 28.7 milyon dolar komisyon hasılatı hepsi de borsa dışı hisselerden!
И мы преодолели отметку 28.700.000 в прибыли от комиссий, все из-за розовых бумажек, парни!
Cruz bu gece bütün örgütün hasılatını taşıyordu Tommy.
- Итак,
Köpeğinin ihtiyaçlarını karşılatıyordu, ben de "Affedersiniz ama o şeyi kaldırımdan alacak mısınız?" dedim.
Она выгуливала собаку, а я сказал : "Простите, вы за ней уберёте?"