Means tradutor Russo
106 parallel translation
# Means that you're grand #
Means that you're grand
Thrown it together with the means and materiaIs at hand
Чем быстрей, тем лучше. Куда угодно и во что угодно.
Özellikle sen, Tribbiani. "
That means you, Tribbiani. "
Bunun benim icin cok önemli olduğunu söylemeliyim.
You know, guys, I've gotta say this means so much to me.
Sen benim kardesimsin... ... ve eğer bu senin için bu kadar önemliyse...
You're my sister and if it really means that much to you...
"Savaşın sisi" şu demek :
"Туман войны", - что означает : What "the fog of war" means is :
Bürokrasiyi kullanmalıydın.
Ты могла бы проникнуть в существующую систему! { I'm guessing he means "by beaurocratic means" }
"çok atış" means "daha kötü."
Также "пар" - значит плохой. Стойте.
Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum.
And I don't know what that means.
# Çünkü benim için "Hayır" "Evet" demek, "Evet" ise... # Daha sert!
Cos to me "No" means "Yes" and "Yes" means... ( AIl ) Harder!
I take it you have no means whatsoever of communicating with that freighter of yours?
Я так понял, у тебя нет никаких средств связи с вашим кораблем?
Uranium gave mankind the means to tap into the vast, seething energy inside the nucleus and turn it to its own uses.
" ран дал человечеству средства использовать обширную, кип € щую энергию € дра и использовать ее в своих собственных цел € х.
Eğer ben sana yeterli olamıyorsam canım, sen de belki bu konuda bir şeyler yapabilirsin.
Well, if I'm not supporting you adequately, my dear, by all means, feel free to do something about it.
O, benim için çok değerli.
It means a lot to me.
- Yollar ve yöntemler, Bolly.
- Ways and means, Bolly. - Have you got a light there, mate?
This means that it is the truth is certain, but there's no evidence, right?
Так значит я права, просто не могу доказать?
Ama konu generale geldiğinde lütfen bana taraf seçtirme.
But this means something to The General, so please do not make me choose sides.
Bu Clark Kent onu korumak için Görüntü olamayacak demek.
Which means Clark Kent won't be able to blur to his rescue.
Bunun ne demek olduğunu bilmiyorum.
I don't even know what that means.
Onun annesi sensin, which means that you're gonna have more of an effect on him than anybody else, okay?
Ты его мать, а это значит, что ты повлияешь на него больше чем кто-либо ещё, хорошо?
Evet, değerlerin çok düşmüş buda gösterirki epilepsi faaliyete geçecek ve bunun anlamı... Biz bu ay zımbırtısı üzerindeki şeye mi bakacağız? şeye mi bakacağız?
Yeah, her wave discharges have dropped considerably, и что свидетельствует об увеличении влияния of the focal epileptiform activity, and that means that- - we've got until this moon thingy scooches over to this doodad?
Ama bu, enfeksiyon olduğu anlamına gelir.
But this means there's an infection.
Uygun sıcaklık ve yeterli aydınlatma bunlara dâhil. Ayrıca tamponları ikiye bölmek yok demek de oluyor bu.
It also means no more cutting the tampons in two and no more tampering with the toilet paper.
İkisi de aynı şeyi savunuyorsa, ikisi de istiyor demektir.
it means they both really want the deal.
Yani sahibinin kimliğini öğrenemiyoruz.
Which means you didn't get the buyer's I.D.
Bu yine ödeştik anlamına geliyor.
That means we're even on life debts again.
Ama anlamını bilmiyoruz?
But we don't know what it means?
Tabağa dil bırakmasının hiçbir anlamı yok.
It means nothing just to put a tongue in a dish.
Demek ki Profesör konuyu kapamaya hazır.
Which means the Professor's ready to wrap this up.
Bir sürü insan, yani bu vaka en büyük önceliğimiz.
A lot of people, which means this case takes top priority.
Böyle icap etti.
Means to an end.
Şimdi hala ailem olması için bir şansım var ve senin gibi birini kaybetmek anlamına bile gelse bunu kaçırmak istemiyorum.
And now I have one chance to still have a family, and I am not going to let it slip by. Even if it means losing people like you.
Bay Means ile bir görüşmem vardı.
Я должен был встретиться с с г-ном Минсом.
Adamın Means otele gelmedi.
Твой человек Минс не появился в отеле.
Gaston Bullock Means. Bu numarayı nasıl buldun?
Гастон Баллок Минс.
Bu da önemli olduklarını gösteriyor.
So that means that they're important.
Sana söyledim, bir anlamı olmalı.
I'm telling you, it means something.
Pudingi pahalıya aldığımız anlamına geliyor.
It means that we're overpaying for pudding.
Aslında işini biliyor.
That just means she knows what she's doing.
Senin kızın olabilirim, ama ayrıca 18 yaşındayım yani savaşa katılabiliyorsam ve oy verebiliyorsam kimle çıkacağıma da karar verebilirim.
I may be your daughter, but I'm also 18, and that means if I can vote and go to war, I can certainly choose who I date.
Maalese bu Dr. Brennan'a daha çok iş çıkaracak.
I'm afraid that means more work for Dr. Brennan.
Ve bu, artık burada çalışamayacağım anlamına geliyorsa feda etmek zorunda olduğum şeyler olmalı.
And if that means you don't want me to work here anymore, well, that's something I'm going to have to swallow.
Gaston Means.
Гастон Минс.
Ne istiyorsun Means?
Что ты хочешь, Минз?
Ama gerçekte, Gaston Bullock Means.
Однако... Гэстон Буллок Минз.
Evdekinden daha iyi, değil mi? Bu Means hakkında ne düşünüyorsun?
Лучше, чем мамина стряпня, а? Что знаешь об этом Минзе?
- Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun?
Yeah. Do you know what that means?
Yani özelmiş.
Which means it was personal,
- Harekete geçiyoruz Caffrey.
Should... That means we move, Caffrey.
Yani, bu kalacağımız anlamına mı geliyor?
So, I guess this means we can stay?
Bunlar sana şaka gibi mi geliyor, Means?
Для тебя все это шутка, Минс?