Mess tradutor Russo
51 parallel translation
- Hey, Spaceballs - Uğraşma sakın...
- * Hey, don't mess around - * With the Spaceballs
Spaceball'larla - Uğraşma sakın...
Don't mess around - * With the Spaceballs
Spaceball'larla uğraşma sakın...
* Don't mess around with the Spaceballs
Spaceballs'larla uğraşma sakın...
* Don't mess around with the Spaceballs
Gücümüzün % 20'sini kaybediyorduk.
That was a hell of a mess. We lost 20 percent of our capability.
Berbat bir durumdaydı.
Там был ужасный бардак. It was a God-awful mess.
" Tanrım, durumum çok karışık.
You can just see him thinking : " My God, I'm in a hell of a mess.
Vakit kaybetmek yok.
WE'RE NOT GONNA MESS AROUND.
Kendi pisliğini kendin temizle.
Clean up your own mess.
# Ah, dostum bu ne utanmazlık
Oh, man, what a goddamn mess
- Oyununu bozduğum için üzgünüm, Mike.
Sorry I had to mess up your game, Mike!
Bu karışıklığı nasıl temizleyeceksin, Alex?
How are you going to sort this mess out, Alex?
Mess'e bakın, arka tarafta.
Посмотри на Мессера. Вон, сзади.
Mess, Mess.
Месс, Месс.
Güzel düşündün Mess.
Молодец, Месс. Саймон.
"Hey Mess, Kobe'nin dün gece yaptığı hareketten sonra geriye sıçrayarak attığı şutu gördün mü?"
" Эй, Месс, ты смотрел вчера игру Лэйкерс, где Коби обвел того чувака сделал ложный замах и положил трехочковый?
Mess.
Месс.
Biliyor musun, Mess?
Знаешь, что, Месс?
- Mess?
- Эй, Месс?
Yemekhanede beş kişi var.
... But we've got five down by the mess.
Mess Hall'du, değil mi hepsinin karşısında beraber ilk öğleden sonramızı geçirdiğimiz yer?
Это было в солдатской столовой. Наш первый день вместе.
Pisliğin içine sıkışmış iyi biri.
Yeah, who is stuck in a mess.
Onu 16 IBD Mess'te bulacaksın.
Вы найдете его в нашей столовой.
Chad etrafı toplarken, ben de paraları saydım.
I counted out my drawer while Chad cleaned up the mess.
â ™ ª doesn't matter about the mess â ™ ª â ™ ª you're goin'through â ™ ª no one's ever gonna love you â ™ ª
* * *
Mess kadar onu, ben geri gelip size musallat olacak.
Потеряешь её - и никогда не избавишься от моего призрака.
Etraf biraz dağınık.
The place is kind of a mess.
Asıl ailesinde ise, tam bir karmaşa var.
The one that he has is a total dysfunctional mess.
♪ Paper plates for nana House is a mess
Одноразовые тарелки, Дом в беспорядке...
Baya karmaşık durumdasın.
You are one hot mess.
Eton Mess'i nasıl hazırlarsın?
Значит так. Как поставить в тупик ученика Итона?
Bu pisliği toparla.
Limpia this... mess-o. Andale.
O kız hakkında içimde gerçekten kötü bir his vardı ama büyüyüp bu sıkıcı derecede güzel hayata sahip olduysa... -... artık hayatına karışmak istemem.
I really feel bad about that little girl, but if she's grown up to have this perfectly boring life, then I don't wanna mess with that.
Bu günden sonra, bize bulaşan olursa herhangi birimize, çünkü siz de artık bizdensiniz sonu bu aynasız gibi olacak.
И начиная с этого дня, if anyone tries to mess with us- - any of us,'cause you're one of us now- - they're going to end up like this pig.
Ben berbat hâldeyim.
I'm a mess.
Onu bozmak istemedim.
I didn't want to mess that up.
Sophie, "Mess in a Dress" e oyna.
Софи, ставь на Замарашку-в-Платье.
200 dolar "Mess in a Dress" e yatır.
Вот ваши деньги. Две сотни на Замарашку-в-Платье.
Bak, bizim atımız "Mess in a Dress".
Смотри, смотри, вон наша лошадь, Замарашка-в-Платье.
Ve kazanan "Mess in a Dress".
И победитель — Замарашка-в-Платье.
Peki, ortalığı karıştırmadığın zamanlarda ne yaparsın?
So, what do you do when you're not making a mess?
Bence sen berbat birisin.
I think you're a mess.
Eton Mess, değil mi?
Итон Месс, да?
Bir örümceğin hayatı pistir, sinekleri yakalayıp yer.
A spider's life can't help being something of a mess, with all this trapping and eating flies.
- Bu bedenim mahvoldu.
My flesh bag is a leaky mess.
MESS skoru yedi olduğu için kurtarmayla kesme arasındaki belirsiz bölgedeyiz.
Его оценка по шкале тяжести - 7, мы находимся в серой зоне между спасением и ампутацией, так что...
MESS skoru sınırda olduğundan diğer göstergelere bakmalıyız.
Поскольку оценка шансов пограничная, мы можем посмотреть другие показатели.
We got your wide shot but also your extreme close-up, mess-yourself money shot.
У нас тут общий план, а еще очень крупный план, очень дорогой кадр.
Yemekhanede bir sorun var.
There's a problem in the mess.
Kargaşa yarattın
А я спасу вас от невзгод! You made a mess this rotten world Вы