Nadide tradutor Russo
155 parallel translation
Sonra da hevesle kumardan bahsetti. Gaddarca eksikliğini duyduğu şeyden mağdur olmamışçasına keyif aldığı bu nadide zevkten. "Evet, burada geçirdiğim vakitler hariç olmayan kolumu sık sık özlüyorum."
Затем он с энтузиазмом говорил об азартных играх как об одном из редких удовольствий, которое он любил и которое отвлекало его от тяжёлых воспоминаний.
Ned, burada, en nadide balıklardan istiridyelere kadar bir sürü şey var.
Нед, тут есть все, что угодно, от редчайших моллюсков до устриц.
Ne kadar da nadide ve güzel.
Какое редкое и красивое имя.
Burada en nadide sanat eserlerimizden bazıları toplanmıştır görülsün ve düşünülsün diye...
Мы собрали здесь некоторые из лучших наших произведений, чтобы каждый мог предаться их созерцанию и медитации- -
En saf ve nadide otoriteye sahip olmak istedim.
Я подтверждал концепцию чистой власти.
Nadide olduğunu kanıtla Suyumu şaraba döndür
Раз ты Бог - так здесь должно стать взамен воды - вино?
"Nadide çiçeklerden gördük."
Там мы узнали много нового о редких цветах.
Bu idam cezası gerektirecek bir suç olsa da toplumumuzun bu nadide üyesi sorumlu ve başarılı bir işadamıdır ve daha önce topluma karşı herhangi bir tehdit oluşturmamıştır.
Несмотря на то, что это преступление, караемое смертной казнью, обвиняемый достойный член нашего общеста, ответственный и удачный бизнесмен... и никогда ранее не представлял угрозы для общества.
- Kasada çok nadide mücevherler var.
Драгоценности! У него есть редкие драгоценности в сейфе.
Her aile çok nadide hazinelerden birini sundu.
Каждая семья дала что-то свое.
Cellini Okulu'ndan nadide bir parça.
Изображение лошади, приписываемое школе Челлини.
Bütan gazla çalışan nadide bir parçadır.
Бутановая красавица.
Burada iki nadide var.
У меня два красавца-билета прямо здесь.
- Dağdaki nadide çiçek.
Красотка из глубокой провинции.
- Ne kadar nadide, değil mi?
Он настоящее сокровище, не так ли?
Max'in iki nadide özelliği var :
У Макса два уникальных дара :
Bu, dünyanın en nadide bilim adamlarının yıllar süren araştırmalarının ürünüdür.
Это результат многолетних исследований проводившихся выдающимися учёными мира.
Bu Mima'nın nadide konserlerinden biri olacak.
Это ценнейший образец пения Мимарин!
Koleksiyonun, müzenizin en nadide parçası olacağına söz veriyorum. - Artık ilginizi çekebildiğime göre, fiyata bir sıfır daha ilave ederiz herhalde artık. - Bu Woody!
Я обещаю, что коллекция будет крупнейшей жемчужиной Вашего музея.
Bunlar nadide şaraplar!
Илона! Это редкие вина!
Benim nadide içkim!
Это моя лучшая наливка!
Nadide bir parça.
Невероятно.
- Nadide ve çok değerli.
Дефектных. Старинных, но очень ценных.
Nadide kitaplar odasındaydı.
Она была в комнате редких книг.
Ama tüm bu masum çocuk oyunlarının yanında duyduğum birçok konuşma vardı "kuku" denen muhteşem, nadide birşey hakkında. Tam olarak ne olduğundan emin değildim ama konuşulma şeklinden, bunun büyülü ve çok özel birşey olduğunu anlayabiliyordum. Her zaman fısıltı ile konuşulurdu.
дурака валяли. мои развлечения включали и разговор о некоей загадочной назвавшейся. потому что о ней всегда говорили шепотом.
Akorlar yanlış gibi gelirken Nasıl yazabilirsin şarkı? Bir zamanlar doğru olsalar bile Doğru ve nadide
Как писать песню, если каждый аккорд не в лад, хотя когда-то они все были звучными и чистыми?
Yarın serbest bırakılacaksınız. Hırsızlarla kapışmaktan bezdiyseniz ve bir şeyler başarmak istiyorsanız, doğu tepelerinde yetişen nadide bir mavi çiçek var.
Завтра вас освободят, и если вам надоели стычки с мелкими воришками, отыщите редкие синие цветы - они растут на восточных склонах.
Bu Casey, en nadide bebeğimiz.
Это Кейси, моя самая гибкая леди.
Sırada en kıymetli nadide parça var.
а самое ценное это...
Bir kar leopari. Himalaya'nin en nadide hayvani.
Снежный леопард - самое редкое из гималайских животных.
Duvarlar, en nadide ve hassas kristallerle kaplıydı.
Стены были покрыты изящными хрупкими кристаллами.
Mesela nadide kristallerle kaplı, bu 5 metrelik koniler gibi.
Эти пятиметровые конусы покрыты самыми изысканными кристаллами.
Öyle, ama sen istihbaratın nadide parçalarındansın bu yüzden üstün bir korumaya gereksinim var.
Это в идеале, но ты, очень важная часть спецслужб и всегда находишься под усиленной охраной
- Harika ve de nadide
- Как удачно
Nadide, Joseph Ubonn.
Раритет. Джозеф Убайн.
Araca, bir grup nadide çiçek avcısı çölün ortasında tesadüfen rastlamış.
Группа собирателей редких цветов наткнулась на нее в пустыне.
Dünyanın en nadide kahvesi.
Самый уникальный напиток в мире.
Çok nadide, çölden.
Наиредчайшая, из пустыни.
Ayrıca bu gece sizin nadide mekanınızda çalmak için kim isterseniz o olurum.
И я могу быть тем, кем ты захочешь. И играть в твоем заведении сегодня вечером.
İşte bu karakterin oturduğu o nadide anlardan.
Вот случаи, чтобы потренировать силу воли.
O nadide yeteneğinle geleceğe bakarak bize bunu söyleyebilirsin. Eskiden buraya ilk gelen olmaktan yeterince mutluydun.
С твоим редким даром, вы должны быть действительно уверены, говоря нам это.
Bilimkurgu türünün nadide parçalarından biri.
Не понимаю, почему никто не делал ставки? Это же коллекционный предмет классики сай-фай кинематографа!
Ve şimdide müzemizin en nadide....... eşi benzeri olmayan hazinesi...
А здесь у нас один из самых ценных и наиболее уникальных экспонатов - -
Burası Çin'in en büyük ve nadide sürüngeninin, gizemli ve efsanevi bir yaratığın binlerce yıldır yuvasıdır.
Ёто - наследственный дом larges ита € и самой редкой рептилии — ущество тайны и легенды
Nadide bir menümüz var.
О, у нас богатый выбор.
Çok fazla değildi. Nadide bir koleksiyon da sayılmaz.
Не тонна, не галерея,..
Haritalar çok nadide eşyalardır.
Карты - довольно редкий товар
Nadide bir parçadır.
- Она красивая.
- Nadide çarşafların içinde.
- В дизайнерских простынях.
Nadide bir şeydir.
Оно очень редкое. Платиновое.
Ne kadar nadide, garip bir kız bu böyle.
- Чертовски странная девка!