English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ N ] / Ndaki

Ndaki tradutor Russo

41,624 parallel translation
Dinle. Hesaplardan anladığıma göre Batı Hindistan Limanları'ndaki bürolar işletilmek üzere 50 yıllık sözleşmeyle kiralanmış ve sürenin bitmesine 32 yıl kalmış.
Послушай, в отчетах написано, что в конторах Вест-Индских доков у нас есть земли, за которые на 50 лет уплачена аренда.
Belki hakkındaki rivayetler doğrudur.
Возможно, что слухи про него являются правдой.
Cornwallis adındaki şalopanın batması olayını araştırıyorum.
Я расследую потопление судна под названием "Корнуоллис".
Yaşam ve ölüm arasındaki çizgide sizi bıçak sırtında yürütecekler.
Они проведут вас по натянутому канату. Линии между жизнью и смертью.
Peki bunu Kraliyet Komisyonu'ndaki beyanına dahil edecek misin?
И ты собираешься включить это в свои показания Королевской комиссии?
İstanbul seyahati için donatılan "Güzel Umut" adındaki çifte direkli bir yelkenli yarın cezirde yelken açmak üzere ayarlandı.
Корабль называется "Добрая Надежда". Он подготовлен к рейсу в Константинополь, и отчаливает завтра с отливом.
Kuzenler arasındaki bu savaşta hiçbir şey basit değildir.
Ничто не просто в этой войне между кузинами.
Nootka Boğazı'ndaki hakkımı Doğu Hindistan Şirketi'ne ve dostunuz Stuart Strange'e mi devrediyorum?
Передачи моих прав на залив Нутка Ост-Индской компании? И вашему другу, Стюарту Стрэйнджу.
Krallar ve Tanrı arasındaki konuşmalar özeldir. Ancak konunun esasını sana söyleyeyim.
Беседы между Всевышним и монархами конфиденциальны, но я передам суть.
Dosyalarım, dünya hakkındaki kitabım için soruyorum.
Для моих записей... Моей книги о мире.
Senin de hatırlayacağın gibi dünya hakkındaki tüm bildiklerimle günün birinde bir kitap yazacağım.
Надеюсь, ты помнишь, что я собираюсь написать книгу обо всем, что знаю об этом мире.
Amerika Birleşik Devletleri ile Kanada arasındaki sınır kapalı kapılar ardında çiziliyor değil mi?
Граница между США и Канадой прочерчивалась в очень тихой комнате, за закрытыми дверями.
"Lorna, bir anlığına nehir kenarındaki bu lanet evi terk edip seninle Amerika'ya giderek çıplak ve vahşi bir şekilde yaşamak istiyorum."
" О, Лорна, теперь я бы бросил этот постылый дом у реки и уплыл с тобой в Америку.
Horace Delaney'in dul eşi olarak Nootka Boğazı'ndaki ticaret merkezinin yarısına sahibim.
Как вдова Горация Дилейни, я также владею половиной торгового поста в заливе Нутка.
Seni öldüremezler ama ismini ve etrafındaki herkesi bastıracaklardır.
Они не могут убить тебя, но они уничтожат твое имя и всех, кто тебя окружает.
Çingene kadın iki mahalle arasındaki bu adanın sahibi.
Этот остров между двумя приходами принадлежит цыганке.
Kafasındaki delikten bir sürü şeytan fırlayıp nehrin akıntısına karıştı.
Множество бесов вылетело из дыры в его голове и кинулось в реку.
Şimdi Hal soygun hakkındaki sarayda haberler nasıl karşılandı delikanlı?
А теперь Хал, к новостям в суде, для грабителя. Какой была реакция?
10 Temmuz 1804'te Cornwallis adındaki bir Doğu Hindistan Şirketi gemisinin batmasıyla alakalı Kraliyet Komisyonu açması için Naip'i ikna ettim.
Я убедил принца-регента начать расследование обстоятельств, при которых затонуло принадлежащее Ост-Индской компании судно под названием "Корнуоллис" 10 июля 1804.
Ancak Batı Afrika kıyısındaki Cabinda limanında adı geçici olarak değiştirilmiş.
Но в порту Кандида на западноафриканском побережье его название временно изменили.
Mahzeninde kilitli tuttuğu hırpalanmaktan haz alan aktris hakkındaki rivayet çalındı kulağıma. - Hiç ihtiyacım yok...
Я слышал про то, что он запер в своем подвале актрису и наслаждается побоями...
Robert adındaki çocuk geldi.
Привезли парнишку по имени Роберт.
Sonradan adı Influence olarak değiştirilen Cornwallis adındaki şalopanın 1804 Temmuzunda Cabinda kıyısında batması olayını araştırıyorum.
Я расследую обстоятельства затопления шлюпа "Корнуоллис", переименованного во "Влияние" у побережья Кабинды в июле 1804.
Yaşam ve ölüm arasındaki çizgide.
Линией между жизнью... и смертью.
James Delaney adındaki şahıs yakınlarda Nootka Boğazı denilen bir toprak parçasını miras aldı.
Джеймс Делейни, частное лицо, недавно унаследовал участок земли - залив Нутка.
Tavan arasındaki masamın üstünde elle yazılmış bir not var.
На моем столе на чердаке лежит записка.
Peki Thoyt'un bürolarındaki adamlarınız kimler?
И кто отстукивает вам из конторы Тойта?
Michigan'ın batısındaki sınır çizgisini avukatlar belirleyecek.
К западу от Мичигана границу определят юристы.
Kral ve Doğu Hindistan arasındaki üleş ne kadar adil?
Насколько далеко зашли разногласия между Ост-Индской компанией и королем?
Az önce yaktığınız mektupta Horace Delaney'in dul eşi olarak Nootka Boğazı'ndaki ticaret merkezinin de yarısına sahip olduğum yazıyordu.
В сожженном вами документе также говорится, что как вдова Горацио Делейни, мне также принадлежит половина фактории в заливе Нутка.
"Yemek masasındaki muhabbet çok coşkuluydu."
"За столом идет живой разговор".
Denizlerin ve yıldızların arasındaki dansını ve Ay'ın etrafındaki parıltısını görebilirsin. Ama bugünlerde o parıltı sönüyor.
Видишь, как оно танцует посреди морей и звезд, светится вокруг луны, но сейчас свечение умирает.
1970'de ABD Hava Kuvvetleri, UFO'lar hakkındaki 20 yıllık araştırmaları olan Mavi Kitap Projesi'ni durdurdu.
В 70-м году военно-воздушные силы США закрыли "Голубую книгу" – 20-летний проект по исследованию НЛО.
Cehennemin dokuzuncu katındaki yeriniz hazır!
Вам уготован девятый круг ада.
Lois Duffy adındaki bir şüpheliyi tutuklamak için bir motele gidiyorlar.
Они приезжают в мотель, чтобы арестовать подозреваемую Лоис Даффи.
" Evinin yanındaki hırdavatçıya git.
" Иди в хозяйственный магазин рядом с домом.
Ama halkla düşman arasındaki farkı anlayamıyorum.
Но я не вижу разницы между народом и врагом.
Irak ve terörizm hakkındaki tartışma ulusal güvenlik konularıyla ilgili birliğimizi mahvetti.
Годы обсуждений Ирака и терроризма привели только к разногласиям по вопросам нашей безопасности.
İsyan hakkındaki analiziniz bana yekpare bir Taliban olmadığını düşündürüyor.
Ваш анализ партизанского состава предполагает, что единого Талибана не существует.
Oyun hakkındaki dilekçe için konuşmak istemiştim.
Я с тобой про петицию хотела поговорить. Насчет пьесы.
Çok daha bütünsel bir denklem olabilir. Hayatındaki o dünyanın bütünsel harikası hakkında en bilmiş kişi gibi davranmayacağım. Peki.
Особенно на глобальном уровне.
Vahşi Av ve Morrigan hakkındaki efsaneler var. Lenore'u bırakmışlardı.
Есть легенда про Дикую Охоту и Морриган.
Ne zamandır iyi ve kötü arasındaki fark bu kadar belli oldu?
Когда всё было однозначным?
Bu drone, geçen gece Munja'kin köyü yakınlarındaki Özgür Topraklar Kabilesi'nin üzerindeydi.
Этот дрон пролетал прошлой ночью над Землёй Свободных Племён поблизости от селения Жевунов.
Bilim ve sihir arasındaki farkı biliyor musun?
Ты знаешь разницу между наукой и магией?
Hakkındaki her şey yanlış.
Всё в тебе - неправильно.
Elizabeth, Gilliken'in dışındaki bir çiftlik evinden bahsetmişti.
Элизабет упоминала ферму возле Гилликена.
Aralarındaki bekar cadı. - Hadi.
и вычислила ведьм среди них.
Glinda ve Büyücü arasındaki savaşı durdurmanın tek yolu bu.
Это единственный способ остановить войну между Глиндой и Волшебником.
Adil olduğumuz için cezaya çarptırılmadan önce hakkındaki suçlamaları duyacaksın.
Так как мы справедливы, ты заслушаешь обвинения против тебя, прежде чем понёсешь наказание.
Kaptan Berringer adındaki madunun biri birkaç yüz adamın burada kalıp yenilgilerinin intikamını almasına izin verdi.
Один из моряков, капитан Берринджер, возглавил несколько сотен солдат, решивших остаться, чтобы отомстить нам.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]