Ng tradutor Russo
599 parallel translation
Ama her gece gitarımı pencerenin altında senin için tıngırdatıyorum.
Но я бренчу на гитаре под окном каждый вечер.
Dört çıngıraklı yılanla yatan bir adama sigorta yapacak kadar aptal hızlı konuşan satıcı çetesi beni hasta ediyor.
— Надоело мне нянчить кучу недоумков. Они готовы впарить полис парню, у которого под одеялом гремучая змея!
Çıngırak sesi duyanınız oldu mu?
Кто-нибудь слышал звон?
Ceplerinde şıngırdayacak iki metelikleri bile yokmuş.
У них нет и пятидесяти центов.
Bir çıngıraklı yılan avı varmış, bunu haber yapmanı istiyorum.
Они проводят охоту на гремучих змей, я хочу, чтоб вы об этом написали.
- Çıngıraklı yılan avı mı?
- Охота на гремучих змей?
Bir çıngıraklı yılan avı.
Охота на гремучих змей.
Şu çıngıraklı yılan avında olduğuna bahse girerim.
Держу пари, он на охоте на змей.
Çıngıraklı yılanları boş verin.
Забудьте об этих гадюках.
Vaktini bir çıngıraklı yılan avında harcıyorsun.
Теряете время на охоте на гремучих змей.
Neden, seni çıngıraklı yılan! Şu zavallı kızı kovdurdun.
Почему ты, змея подколодная, заставила уволить эту девочку?
- Kızak çıngırakları, kar?
- О бубенчиках? О снеге?
Ben dürüst bir küçük çıngıraklı yılanım.
Я честная гремучая змейка.
Piyano tıngırdatır biraz.
Бренчит на рояле.
Tabii. Bunda biber ya da çıngıraklı yılan kafası yok.
Один из отважных первооткрывателей, расширяющих границы нашей страны!
Bir çıngıraklı yılan var.
Там гремучая змея.
Çıngıraklı yılanların bu kadar lezzetli olmasına inanmak zor.
Трудно поверить, что гремучие змеи такие вкусные.
Fazla uzağa gitme, başka çıngıraklı yılan olabilir.
- Только не уходите далеко. - Там могут быть еще гремучие змеи.
Ya saklandığında çıkan çıngıraklı yılan?
А помните гремучую змею, когда вы прятались от солдат?
Çıngıraklı yılanlardan daha hızlı.
Он проворнее гремучей змеи.
Ama bugün çalanlarda değil. Bugün çıkan sesler sadece tıngırtıydı.
Не сегодня, когда они звонили все, это был просто звон.
Altı çıngıraklım, iki yana kıvrılanım vardı. Şimdi çok kıymetli bir elmas sırtlımız oldu.
У меня шесть говорунов, две рогатых гремучих и теперь мы получили одну очень ценную техасскую гремучую
- Jeffries, hazır mısıng? - Evet, efendim.
А, Джеффри, Вы все проверили?
Büyükanne, bi çıngırak almak istiyorum.
Бабушка, я хочу купить погремушку!
Çıngıraklı yılan.
Гремучая змея!
Çıngıraklı yılanımı bekletmek istemem.
Я ненавижу заставлять ждать моего приятеля.
- Yazık. Çıngıraklardan söz etseydik. - Ne olmuş onlara?
- Я бы рассказала вам о колокольчиках.
Balkonumdaki çıngıraklar.
У меня на веранде висят колокольчики, которые звенят, когда дует ветер.
Çıngırakları görmek için.
Хотите посмотреть колокольчики?
Epey çıngırağın varmış.
Правда, колокольчики.
Adınız kalbime takılmış altın bir çıngırak.
Имя твоё, колокольчик златой, в сердце моём прозвенит.
Tıngırdat, tıngırdat, tıngırdat.
Раз, раз, раз.
Kadının durdurulması gerektiğini, yoksa onu sonsuza dek, terk edeceğini biliyordu. O yüzden ayak bileğine bir çıngırak bağladı. Böylece gece yataktan çıkmaya kalkışırsa kadını duyabilecekti.
Он знал, что её нужно остановить, не то она уйдет от него навсегда, поэтому он повязал ей на лодыжку коровий колокольчик, чтобы он мог услышать ночью, если она вдруг попытается встать с кровати.
Ama kadın içine çorap tıkıştırarak çıngırağı susturmayı öğrendi, ve yataktan yavaşça çıkarak geceye karışıyordu.
Но она научилась приглушать колокольчик, засовывая в него носок, тихонько поднималась с постели и уходила в ночь.
Bıngıl bıngıl her yeri.
Она сексуальна.
Şu tıngırdattığın gitara bak.
Глянь на эту старую гитару, на которой ты бренчишь.
Su engerekleri çıngıraklı yılanlar, kobralar, artık ne dilersen, adamım.
Ужи... медянки, гремучие змеи - все, что хочешь.
Onun da çocukları çıngıraklarını sallayıp etrafında kendi pislikleri ile daireler çiziyorlar.
И даже их дети трясут собственными погремушками... и таскают свою грязь за собой по кругу. Так, значит, это та самая книга о которой ты мне рассказывал?
Bak çıngırdak.
Вот погремушка.
Çıngırdak.
Погремушка.
- İyi, ama bıngıldağına dikkat et.
- Ну, помни о его фонтанчике.
Ne zaman paramı şıngırdatsam, O ciğerimi kapacakmış gibi gözüküyordu.
Каждый раз как я звеню деньгами, она смотрит так, будто готова вырезать мне печень.
Çıngıraklı yılan yemem.
Я не буду есть гремучую змею.
Aksi takdirde bir para tıngırtısı için size çeşitli kanlı aşk maceraları yaparız İtalyanlardan çalınma. Ve de tıngırdatmak çok da zor değil tek bir madeni paranın bile içinde müzik vardır. Tabii altınsa.
Ho вooбщe-тo зa звoнкую мoнeтy мы пpeдcтaвим вaм кyчy кpoвaвыx и poмaнтичeскиx истopий, cпиcaнныx y итaльянцeв, a yж звeнeть мoжeт вceгo-тo oднa мoнeткa, былa бы oнa тoлькo зoлoтoй.
Ayak sesleri dönüştü tüy kaplı zeminde Çıngırak seslerine.
Волнующий, как шепот хмеля Смягчает боль былых утрат
Dikkatli ol, O bir çıngıraklı yılandır.
Осторожно, это гремучая змея.
Ceketimin her tarafından fermuarlar çıkar ve ayaklarımda böylesine çıngıraklar oluşur.
Мой пиджак покроется молниями, а на ботинках появятся колокольчики.
Çıngıraklı yılan ziyaretçiyi mi soktu?
Змея атаковала гостя?
Çıngırakları görmek için.
Хочу посмотреть колокольчики.
Anahtarları şıngırdat!
Откройте дверь.
- Çıngıraklı yılan!
- Гремучая змея!