Olumlu tradutor Russo
1,860 parallel translation
Alex'in onunla görüşmesine olumlu mu yaklaşıyorsun?
- Ты уверен, что Алекс с ним встречалась?
Olumlu bir yapım var benim.
Я очень жизнерадостный человек.
Bu çöplükten bir verici yapma konusunda hala olumlu düşünüyor musun?
А ты оптимист, если надеешься построить передатчик из этого хлама.
Müfredat programına önerdiğim değişikliklere olumlu bakıyor gibi.
Кажется, она благосклонно отнеслась к моим предложениям внести изменения в учебную программу.
Olumlu.
Подтверждаю.
Bu anket ve benim olumlu raporum olmadan...,... çocuğu evlat edinmeniz mümkün değil.
Какой-то он агрессивный... - Пошел вон!
Bence "canlı" kelimesi "ter ve koku geçirmez" yerine kullanılabilecek olumlu bir kelime.
Думаю, слово "свежий" настраивает на позитивный лад, в отличие от "Борется с потом и запахом".
Bu tür şeyler, olumlu yönde fayda sağlar.
Что-то в таком роде более позитивно.
Araştırmalara göre şehrin % 90'ı bunu olumlu karşıladı.
Исследования показали, что 90 % жителей с нововведением согласно.
Bu hareketlere ihtiyacım var. Olumlu tasdike ihtiyacı olan birçok sporcu var.
Мне нужно двигаться.
Evet. Ben de kendi olumlu tasdiklerimi kullanabilirim.
Да, знаю, я бы и сам от этого не отказался.
Bunu olumlu karşıladığına şaşırdım.
Я удивлен твоей положительной реакцией.
Pekala, normalde işleri ağırdan alır ve seninle bazı kelime türetme oyunları falan oynayabilirdim. Sana karşı olumlu yaklaşıp senin de hazır olduğunda benimle konuşmanı sağlayabilirdim ama şu an hiç vaktim yok.
Хорошо, я бы мог потратить свое время и мы бы поиграли в ассоциации и я бы использовал позитивное подкрепление и ты бы заговорил со мной, когда бы тебе стало комфортно, но у меня нет времени.
Neden olumlu yorumlar da yapmıyoruz?
Почему бы нам не разбавить всё это положительными комментариями. Эй, эй. А?
Uzun molalar aldığında ve biz onun yerine bakarken gayet olumlu davranıyorum.
Я полагаю ты берешь длинные перерывы, и поэтому мы должны прикрывать тебя.
Evet, olumlu.
Абсолютно.
Olumlu şeylere odaklan.
Думай о хорошем.
Biraz olumlu düşünebilir miyiz acaba?
Можем мы мыслить немного позитивнее?
- Olumlu bir şey...
Не могу сказать определённо...
Saçma sapan bir durumda olumlu düşünmek önemlidir.
В глупой ситуации важно думать позитивно.
Olumlu tepki aldım- -
Есть один результат.
Olumlu.
Именно так.
Olumlu biçimde orta çağa özgü duruyor.
Определённо похоже на средневековье.
Ama fidyeyi ödeyerek olumlu bir sonuç elde edilemeyeceğini anlamanız gerek, tamam mı?
Но вы должны понимать, что не случится ничего положительного после уплаты выкупа, ясно?
Telma, Louis'in bu fikir hakkında pek olumlu düşündüğünü sanmıyorum.
Лаверн, у Ширли очень плохое предчувствие по поводу твоего маленького плана.
Boğazı biraz kurumuş, ama olumlu bakmak lazım..
У него сжимается горло, но хорошая новость...
- Olumlu.
- Подтверждаю.
Sonunu olumlu düşünmeye çalış.
Научись находить во всём хорошее.
- Olumlu.
- Абсолютно.
Ama olumlu düşünmeye çalışıyorum ; çünkü bunu yenebilirim. - İşte doğru tavır bu.
тогда будет химиотерапия, но я стараюсь смотреть на это позитивно, потому что, думаю я с этим справлюсь.
Olumlu düşünmekten midir nedir?
Более... позитивный чтоли?
Olumlu olmak zorundayım Lana.
Мне нужно быть позитивным.
Olumlu kalmaya çalışıyorum!
Я пытаюсь! Быть позитивным!
Kimlik teşhisi olumlu.
Это определенно ее.
Teklifini olumlu yönde değerlendireceğim.
Я буду рассматривать лишь положительные стороны.
"Adamım" lafını olumlu veya olumsuz yönler için kullananlar.
И тех, кто использует слово "крутой" и в хорошем и в плохом смысле.
Olumlu.
Получила.
- Güvenli mesafede misiniz? - Olumlu.
Вы на безопасном расстоянии?
Hayatımda olumlu değişiklikler yaptım.
У меня в жизни позитивные перемены.
Yaptığımı sandığım olumlu değişiklikler, güzel bir geceydi sadece.
И все эти перемены к лучшему, которые, мне казалось, я делал... они были лишь пушистыми розовыми облаками.
Yeni Dışişleri Bakanı yapılması da olumlu karşılandı.
Его назначение на пост министра иностранных дел также было тепло встречено.
Teşekkür ederim. Dün geceki Güvenlik Konseyi toplantısından olumlu bir sonuç çıktı mı?
- есть ли какие-то достижения после вчерашнего вечернего заседания Совета безопасности?
Nüfusun yüzde 95'i olumlu oy verdi. - Aynen öyle.
95 % населения проголосовало за.
Ne duyduğunuzu bilmiyorum ama şunu biliyorum ki ekibim çok çalışıyor ve olumlu sonuçlar alıyorum.
Что ж, мои сотрудники упорно работают над этим, и мы добились хорошей отдачи.
Olumlu.
Конечно.
Sen "Olumlu Düşünmenin Gücü" kitabını okumadın mı?
Разве ты не читал "Сила позитивного мышления"?
Hep olumlu düşünüyorsun.
Тебя ожидают хорошие вещи в будущем.
Elimize ulaşan bilgilere göre üç oğlu da askere kabul edildi. Partinin seçim kampanyalarının üç gün daha süreceği belirtildi. Bu durumun Seo Yong Hak'a olumlu etki göstermesi bekleniyor.
= Эксперты говорят, что вербовка троих сыновей в армию позитивно отразится на позиции кандидата Со Ён Хака на выборах в Национальную Партию, которые пройдут через три дня. =
SAMCRO, sen hiç var olmamış gibi devam eder. Olumlu davranışlar buraya kadarmış.
И когда это затронет SAMCRO, тебя уже не будет существовать.
Bence her olumsuz şeyde bir olumlu yan vardır.
что нет худа без добра.
- Olumlu.
Подтверждаю.