Onto tradutor Russo
13 parallel translation
Kalçamın üzerinde doğrulacağım.
AND THEN I COME UP ONTO MY BUTT.
- Hold onto the blood bag.
Передайте пакет с кровью.
Öyleyse brane'lerin kaba dünyalarına Paul ve Neil potansiyel yeni bir teorisiyle hata yaparak bir başlangıç yaptılar.
( Freeman ) It was rough this world of branes that Paul and Neil stumbled onto a potentially radical new theory of what happened before the beginning.
"Sete gittim. Ancak görevi tamamlayamadım." Son yolladığına bakın.
"Made it onto the set, but didn't complete the mission." Look at the most recent post.
Akbaba'yı peşinde olduğumuzdan haberdar da etmemiştik.
We also didn't alert the Vulture that we were onto him.
I can just see you with him holding onto hands on execution of Anne Boleyn.
Я прямо вижу, как вы с ним держитесЬ за руки на казни Анны Болейн.
Direk üzerime atlayıp buradaki elemanlarda olduğu gibi beni şok tabancası kullanmakla devam etmek arasında karar vermeye zorlamıyor.
He doesn't, like, force himself onto me where I've got to decide if I'm gonna taser him or go along, like I do with the guys from around here.
İş görebilen erkekler Kaptan Lawrence'ın komutasında Black Hind'e gönderilecek böylece son firarın yerini doldurmuş olacağız.
The able-bodied males will be taken onto the Black Hind under Captain Lawrence to fill a recent rash of desertions.
Ve sanırım bir şeyin üzerindeyiz.
And I think we're onto something.
İkimiz birlikte çime taşıyabiliriz.
I think that the two of us could drag it onto your grass.
Yaptıklarını biliyorum.
I'm onto you.
Bayan Truman, yetenekli olduğunuz kesin ama işe birini alırken tek önemli olan bu değil.
Миссис Труман, у вас явно есть талант, but that's not the only thing I consider when I look to bring someone onto the team.
Ve insanlara belediye başkanlarının mülküne gizlice dalıp ona şantaj yapmasına ve onun tüm olgun domateslerini yeme cesareti veriyor.
And it gives people the courage to sneak onto their mayor's property and blackmail him and eat all his ripe tomatoes.