Outfit tradutor Russo
19 parallel translation
Siz hangi takımla birliktesiniz?
А вы ребят с каким снаряжением? прим. outfit так же переводится, как подразделение, а так же это сленговое словечко, которое означает "шприц наркомана"
- Yani Outfit'e mi?
Вступительный взнос?
"Outfit" ler.
Это "Аутфит"
- Hangisi? - Outfit Oteli.
В которой?
- Hepsini Outfit'e verdim. 130 bin $.
Я все 130 отдал в "Аутфит"
Outfit'e girip adamlarımızı pataklamak cesaret işi.
Это какая нужна наглость, чтобы войти, вырубить всех наших ребят
Bu Outfit ya da her neyse, bunların bir başı var, değil mi?
Этот "Аутфит", или как их там, у них есть главный, так?
70 bin dolar için Outfit'lerle kapışacağın için delisin ama sana yardım edeceğim.
Ты сошел с ума, если попер на "Аутфит" из за 70 штук Но я тебе помогу
Outfit. Her şeyi onlar ödüyor.
За все платит "Аутфит"
Herkes Outfit'ler kadar büyük bir örgüt tarafından öldürülmek istenmez.
Не каждый удостаивается такой чести быть замеченным большой солидной организацией
Outfit mantıksız değildir.
Мы не лишены здравого смысла
Ödül karşılığında seni Outfit'e vereceğim.
Теперь я сдам тебя "Аутфиту" и получу премию
Sen bizi çömez sandın, değil mi?
You think we're just a pushover little outfit, right?
Şu an üzerimde temizlik görevlisi kıyafetleri var ve sizinle oturuyorum.
Now I'm sittin'here with you three with a friggin'Korean janitor outfit on.
Bu neden "Nebula-9" kıyafetini giymediğini açıklıyor why you aren't wearing your "Nebula-9" outfit.
Что ж, это объясняет, почему ты не костюме команды "Небула-9".
Başka bir Noel Baba olmadığı gibi... görünüşe göre Hal kostümünü de yanında götürmüş... ve tüm Körfez Sahili'nde başka bir Noel Baba kostümü de yok.
Not only is there not another Santa available, but apparently Hal took his outfit with him and there's not another Santa suit to be found on the whole Gulf Coast.
Bu kararı diğerlerine onaylatması bile gerekmiyor. Dahası... Bob Benson ikinizi görmek istiyor.
And he's high enough at Chevy he doesn't have to run it by the whole outfit and- ( intercom buzzes )
Senden bir elbise ödünç almayı umuyordu da.
She has hoping to borrow an outfit.
Elimde ilk randevu için mükemmel bir elbise var.
I have the perfect first date outfit.