Own tradutor Russo
179 parallel translation
1943'de beriberiden ölmüş, Kings Own veya Queens Own ya da her neyse onun cesur üyesi ve şerefiyle ölen...
Доблестный подданный короля или королевы или что-то в этом роде... умерший от бери-бери в 1943-м году от рождества Христова... во славу....
Tatlı yolunla gülümsersin.
"Твои уста лишь трогает улыбка" Thou smilest in thine own sweet way
Benim olsun O da...
Of my own
Aksine, geri getirdigi önceye its own coherence, ait dogruluk cevherlerini geçerli kilan, kendi içsel tutarligi ve pratik faydasidir.
Наоборот, именно благодаря строгой внутренней последовательности, а также с помощью активного использования фактов, только она и может подтвердить подлинность истины, которую она несёт с собой.
" Ne bir videom var Ne evim ne de arabam
" I don't own a VCR And a house or a car
Ve bana sadece senin olduğumu söyle...
* And tell me I'm your own
#'Cause it's got A mind of its own #
* *'Cause it's got A mind of its own * * * Потому что Она себе на уме *
Connie Francis'in, "Kalbimin Kendi Aklı Var" şarkısı güzeldir.
Вышла новинка - Конни Фрэнсис, "My Heart Has a Mind of lts Own".
"On Your Own" da Raven'i oynadı.
Она играла Рэйвен в "Самостоятельно",
Rebecca, "On Your Own" yayından kaldırıldıktan sonra hiç dizi yapmadı.
Во-первых, Ребекка Лоувелл не снималась в сериалах с тех пор как "Самостоятельно" закончилось.
Demek, gerçekten "On Your Own" un tek bir bölümünü bile görmedin?
Так ты действительно не видел ни одной серии "Самостоятельно"?
Bana öğretmezsen doğruyu Nasıl adam olacağım
Аnd hоw саn уоu lеаrn whаt's nеvеr shоwn Yеаh, уоu stаnd hеrе оn уоur own
Hepimiz Monica ile kendi çocuğumuz... ... olması için uğraştığımızı biliyoruz.
I mean, we all know that Monica and I have been trying to have a baby of our own.
Kendi askerlerini veya başkalarınınkini.
Будь-то его собственные войска, или войска противника. His own troops or other troops.
# Gonna make our own lightning #
§ Сотворим наше собственное сияние §
Kendi türünle yatağa gir
Get in bed with your own kind
Saklandığı yere sıkışıp kaldı lzgaradan aşağı düşerek Görünmez velet Yerini buldu
Got stuck where he hid falling through the grid lnvisible kid got a place of his own
Saklandığı yere sıkışıp kaldı lzgaradan aşağı düşerek Görünmez velet Yerini buldu
Got stuck where he hid fallin'through the grid lnvisible kid got a place of his own
Kendi bebeğine dokunamadığını düşünsene.
Представь, каково это, не иметь возможности прикоснуться к собственному ребенку. Imagine not being able to touch your own baby.
Kendi pisliğini kendin temizle.
Clean up your own mess.
Saf bir kılıçla tek başına yüzleş Sadece koruman gereken şeylere güven
100 ) } nuku ha ni wa ha wo muke { \ 1cHB0B0B0 } Face a bared blade with your own 100 ) } mamoru beki mono dake wo shinjite { \ 1cHB0B0B0 } Only trust in what you must protect
Cloud Florida, Maverick, Blanket Hog, Newman's Own, Master of Suspense, England's Rose, Takma İsim Kararlaştırılıyor, Bram Stoker's Dracula ve Kar Tanesi.
Киссимми Сент-Клауд, Флорида, Мавери, Подстилка, Кетчуп, Магистр Тревоги, Английская роза, Тебяяпотомназову,
If we despise our own government that the police have captured a man whom they believe to be the "Son of Sam..."
Если мы презираем наше собственное правительство полиция задержала человека, который, как они считают, является "Сыном Сэма..." Четыре года спустя
# Tek başıma oturup beni nasıl öptüğünü hayal ettim
I sit on my own and dream of how I'll kiss you
Dediğim dedik çaldığım düdük çıktı.
She marches to the beat of her own drum, huh?
Bir tanesini al ve işe koyul.
Pick one up. You gotta start your own chair, go on.
Onun Gus Van Sant'e en yakın anı "My Own Private Idaho" filmiyle mastürbasyon yaparak olabilir.
Ближе к Ван Сенту, чем передёрнуть на "Мой собственный Айдахо", ему не подойти.
Uranium gave mankind the means to tap into the vast, seething energy inside the nucleus and turn it to its own uses.
" ран дал человечеству средства использовать обширную, кип € щую энергию € дра и использовать ее в своих собственных цел € х.
Ben de senin, bir kez kendi yemeğini pişirip, çamaşırlarını yıkarsan, benim değerimi daha iyi anlayacağını düşünüyorum.
And I think you would appreciate my value more if, for once, you had to cook your own food and wash your own clothes.
Lynette, düğmelerimi bana diktirir.
Lynette makes me sew my own buttons.
Kendi paramı kazanmaya başlamamı söylemiştin ya.
Remember how you told me I should start making my own money?
There are plenty of guys out there who think I can cook, change a tire, pack my own bags.
Куча парней думает, что я умею готовить, менять шины, паковать чемоданы.
Merhaba, benim adım Rachel Berry ve ünlü Broadway klasiği Les Miz'den "On My Own" u söyleyeceğim.
Привет, меня зовут Рэйчел Берри, и я спою "Лишь в мечтах" из классического бродвейского мюзикла "Отверженные".
Sevgi, bizde Kalabalık, bizde
¶ The love, we got it The crowd, we own it ¶
Ateş edersen senin olur.
Выстрелишь - будет твой. (? ) You shoot it - you own it.
World of my own, behind the wheel.
Мой собственный мир, позади колес.
Sendeliyorum!
Tripping! Here it goes! Hazelnut-y bar of your own.
Kendi ülkene saldırmak klas bir hareketti.
It's a classy move, attacking your own country.
Eğer babama kendim yardım edersem beni artık bir...
But I thought that if I helped dad on my own, he'd stop seeing me as...
Yatarak zamanımı geçireceğim.
Эмили Ф. I'll be laying in a puddle of my own waste.
Onu kendi ellerimle boğdum.
I suffocated him with my own hands.
Kendi rüyalarımı sorgulamak istemiyorum.
I don't want to start second guessing my own dreams.
Eli'ye iyi bak çünkü kendi çapında o sana bakacaktır.
Take care of Eli, because he's going to take care of you in his own way.
Kendi faniliğimi sorgular oldum.
Kind of battling my own mortality.
Kendi karımla avakit geçirmek istediğimde randevu almam gerekiyordu.
If I wanted to spend time with my own wife, I had to schedule an appointment.
Yani kendimce Sarah'ya düşkündüm.
I mean, in my own way, I was I was fond of Sarah.
Başkasının şeyini kendininkiymiş gibi göstermen dışında hayır.
Just the one you made in assuming that you could Pass off somebody else's material as your own.
I don't even have to buy my own drinks anymore.
Мне теперь даже не надо покупать себе - выпивку.
You gotta own it, sugar.
Можешь присвоить это, сладкая.
Hangisi? - "Go Your Own Way."
"Иди Своей Дорогой"
Seni uyarmalıyım Görüntü ve ekibi arkadaşlarına verdiğin küçük hediyeden haberdarlar.
And I should warn you that The Blur and his team are well aware of the little present you planted on one of their own.