Ruined tradutor Russo
13 parallel translation
Ben iyi bir bira içicisi değilim fakat "Stone Ruined Asia" denen biradan bir tane daha alabilir miyim?
- Я не часто его пью, но это мне нравится. - Да. Хорошее.
Evet, brançı ben mahvettim.
Oh, yeah. I ruined the brunch.
Benim hayatımı bir defa mahvettin,... ve tekrar mahvedemeyeceksin!
Now, you ruined my life once before, and you are not gonna ruin it again!
Ama bu ukala kadın her şeyi mahvetti. Kemerini de hâlâ takmamış.
But party pants ruined it for everyone, who still isn't wearing her seat belt.
Aptal kupon grubuyla hayatımı mahvetti.
She ruined my life with her stupid couponing club.
- Noel arefesi berbat oldu. - Yoo.
Christmas Eve is ruined.
Facebook'ta ekleyip duvarında hayatımı nasıl mahvettiğiyle ilgili psikopatça şeyler yazmam da mı kader?
Was I meant to friend him on Facebook to write on his wall some psychotic rant about how he ruined my life?
Rezil, ahlaksız bir canavar artık aramızda değil diye,... Bay Bates mi mahvolmalı, hatta asılmalı?
So Mr Bates must be ruined, or even hanged, because a vile, vicious monster isno longer with us?
Benny'nin, yiyecek kamyonunu alarak dünyasını kararttığını söylüyordu. - Buraya koca bir bıçakla geldi.
Claimed Benny ruined his whole life when he jacked the guy's food truck, comes here with a big-ass knife.
Ailenizi mahvedecekti bu yüzden onu öldürmek zorunda kaldınız.
She would have ruined your family, - so you had her killed.
Veya hapiste mümkün olan en uzun süre kalmaları için elimde geleni yaparım böylece ailenizi korumak için kızınızı öldürmeniz de boşa gitmiş olur.
Or I could make it my mission to ensure that they spend as much time in prison as possible, the family that you killed your daughter to protect would be ruined.
it felt wrong saying it. - listen, frank ruined our grand opening.
Слушай, Фрэнк проводит торжественное открытие магазина.
Daha şimdiden tanıdığım en iyi adamlardan biriyle olan dostluğumu mahvetti!
I mean, it's already ruined a friendship with one of the best guys I know!