Rüzgârlar tradutor Russo
78 parallel translation
Mayısta sert rüzgârlar goncaları sallar, Ve yazın kira süresi bir günden daha kısadır. "
Порою ветер налетит, с ветвей цветы срывая, и краткой жизни их кладет предел ".
Mars'ın seyrek atmosferinde, kumu uçurabilmek için rüzgârlar çok hızlı olmalıdır ve hızları bazen, ses hızının yarısına yaklaşır.
Чтобы переносить песок в разреженной атмосфере Марса, ветра должны быть очень быстрыми и порою достигать даже половины скорости звука.
Önce, Mars rüzgârlarını incelemek için bir parmağını çıkardı.
Сначала он поднял палец, чтобы попробовать марсианские ветра.
- Havada aşk rüzgârları var
- Здесь праздник везде,
Dünya Kuvvetleri'nin tam ortasından ayıran iç savaşın sona ermesi Başkan William Morgan Clark'ın ölümü Mars'ta esen bağımsızlık rüzgârları ve çiçeği burnunda yeni bir ittifak.
Завершение гражданской войны, которая расколола Земные вооруженные силы смерть президента Уильяма Моргана Кларка рождение независимого Марса и создание нового межзвездного союза.
İntikam rüzgârları gibi.
Разъяренный ветер!
Rüzgârlar güçleniyor ve dalga yükseklikleri artıyor.
Ветер становится сильнее, а волны выше.
Gerçek bir tehditse, sert rüzgârlar bile kasıp kavurur.
Если это реальная угроза, даже сильные ветры могут нанести ущерб.
Yanan bulutların ateş saçan yağmurları yukarı yağar. Gama ışınları ve güneş rüzgârları iyonosferi tutuşturup iyonlu dev plazma bulutları oluşturur.
√ амма излучение и солнечные ветра создают огромные облака ионизированной плазмы.
# Yoksa sert rüzgârlar aşkını mı yok etti? #
Это ветер унес твою любовь?
Bilimadamlarının üstünde en çok çalıştığı ve endişe duyduğu bir sorun da Kuzey Kutbu'ndan, Grönland'ı geçerek gelen soğuk rüzgarların, Kuzey Atlantik'te, yukarı tırmanmakta olan sıcak su akıntısı ile karşılasması bu sıcak sulardaki ısıyı buharlaştırması ve bu buharın, rüzgârlar ve Dünya'nın ekseni etrafında dönüşü aracılığı ile Batı Avrupa'ya taşınmasıdır.
И один из тех, что вызывают наибольшее беспокойство, где ученые провели больше всего времени, изучая проблему, это север Атлантического океана, где поднимается Гольфстрим и встречается с холодными ветрами, идущими из Арктики над Гренландией. Происходит испарение, так, что тепло Гольфстрима и пар переносятся преобладающими ветрами и вращением Земли в западную Европу.
Açık denizde oluşan rüzgârlar kıtaların iç kısımlarına doğru ilerler.
Ветры, зародившиеся в море перемещаются внутрь страны через континенты.
Hint Okyanusundan esen rüzgârlar... topladıkları nemle kuzeye yönelir ve Himalaya'lara ulaşırlar.
Ветры, дующие в направлении Индийского океана собирают влажность и сметают к северу к Гималаям.
Grubun dış kenarındaki penguenler, saatte 150 kilometre hızla esen rüzgârları kesiyor ve içeride durma sırası gelenlere korunma sağlıyor.
Птицы с краю толпы держат удары ветра, несущегося со скоростью 100 миль в час прикрывая в центре тех, чья очередь настанет позже.
Bahar rüzgârları bile, iliklere işleyecek denli soğuk.
Даже весной ветер продувает до костей.
Demir çekirdek artık manyetik alan oluşturamaz hâle geldi. Ve Güneş rüzgârları, Mars yüzeyini dövmeye başladı.
Железное ядро больше не производит магнитное поле, и солнечный ветер начинает бить по поверхности Марса.
Gözü olan ve merkezinde çok hızlı türbülanslı rüzgârlar esen bir kasırganın aksine Kırmızı Leke durgundur.
Буря не похожа на ураган, в центре которого ветры дуют с огромной скоростью. Центр красного пятна более тихий.
Şiddetli rüzgârlar ve yıldırımlarla tamamlanan muazzam bir fırtınadır.
Это сильнейшая буря, сопровождаемая яростными ветрами и яркими молниями.
Büyük Kırmızı Leke'nin içinde, saatte 560 km hızla esen rüzgârlarıyla hayatta kalabilmek imkânsızdır.
Выжить в центре огромного красного пятна посреди ветров, дующих со скоростью 750 км в час, невозможно.
Güneş rüzgârları bu mesafede öngördüğümüzden çok daha güçlü.
Параметры солнечного ветра на данном расстоянии выше, чем мы ожидали.
Serin yaz rüzgârları, bahçenin mis kokusunu mutfağımıza doldurdukça hep sen aklıma geliyorsun.
Летний бриз дует сладкими ароматами из нашего сада в мою кухню, и я думаю о тебе.
Manzara burada güzel, şartlar da uygun ve Kuzey rüzgârları destansı mücadelemizin yankılarını bizi efsane yapacak olan ozanların kulağına taşıyacak...
Здесь расположение идеально, отличный вид И северные ветра будут доносить эхо нашего сражения к ушам бардов, чьи песни сделают нас легендами!
Rüzgârlar, yardım edin bana!
Ветры! Помоги мне!
- Deli rüzgârlarım vardır.
Ветры являются дикие.
- Deli rüzgârlarım vardır. - Ovalar bana çok dardır.
Низменности стали слишком узкими.
Oraya gittiğimizde yeni yılın ilk güney rüzgârlarının estiği ılık bir gündü.
Мы подъехали... день был теплый, первый южный ветер в этом году.
Güneş rüzgârları nedeniyle türbülans olacak. Önceki deneyimimizden çok daha beteri.
Сначала будет турбулентность от солнечного ветра, гораздо сильнее, чем наша предыдущая.
[\ cH44AEE0 \ fnComic Sans MS \ fs18 \ 3cH000009 \ 4cH000006 \ 2cH868986 ] [ \ a6 ] [ \ k78 ] Ne [ \ k68 ] e [ \ k36 ] ki [ \ k33 ] mi [ \ k37 ] wa [ \ k29 ] o [ \ k39 ] bo [ \ k34 ] e [ \ k50 ] te [ \ k21 ] i [ \ k28 ] ma [ \ k40 ] su [ \ k28 ] ka [ \ cHFF9F00 \ 2cH868986 \ 3cH000004 \ 4cH000004 \ fnComic Sans MS \ fs18 ] Yeminimizi bozduk ve birbirimize sokularak... [ \ cHFF9F00 \ 2cH868986 \ 3cH000004 \ 4cH000004 \ fnComic Sans MS \ fs18] İlk yaz rüzgârlarıyla savrulduk.
yakusoku chigiri shoka no kaze ga tsutsumu 450 ) } futari yorisotta
- Dün akşam soğuk rüzgârlar estiği için özür dilerim. Fakat onlara bir şans tanırsan ne kadar iyi insanlar olduklarını görürsün.
- Ладно, слушай, мне жаль, что вчера все так паршиво прошло с девочками, но они на самом деле милые люди, просто надо дать им шанс.
Bu kurbağa yavruları bir gün, ergin güneş sistemlerine dönüşebilirler ama sürekli şiddetli rüzgârlar büyümelerini engelleyebilir.
Этот маленькой головастик может однажды превратиться в полную солнечную систему, но постоянный сильный ветер может остановить его рост.
Güneş her saatte bir, uzaya yaklaşık 7 milyar ton taç parçacığı sızdırmaktadır. Toplu halde bulunan yoğun, aşırı sıcak ve ses üstü atom parçacıkları. Yani güneş rüzgârlarıdır.
Ежечасно Солнце выбрасывает в космос почти 7 миллиардов тонн вещества своей короны, состоящей из расщеплённых атомов, раскалённых и несущихся с огромной скоростью, они и образуют "солнечный ветер".
Güneş rüzgârlarını gözümüzle görmesekte her gün yıldızımızın küçük parçacıkları durmaksızın dışarı püskürtülmektedir.
Для нас солнечный ветер невидим, но его мельчайшие частицы сплошным потоком мчатся к нам от Солнца.
150 km hıza kadar olan rüzgârları simule edebilir.
Грант щелкает переключателем, и наездник в мягкой обложке покачиваясь едет через карьер.
Timbal'dan flaş haber olarak gelen raporlara göre Muson rüzgârları iki saat önce bu küçük ada ulusunu vurmuş bulunuyor.
К нам поступают сообщения о последних новостях из Тимбала, где 2 часа назад огромный циклон обрушился на это небольшое островное государство.
Soğuk rüzgârlar esmeye başladı.
Поднимаются холодные ветра.
Beyler, kader rüzgârları sizi bizim yanımıza getirdi.
√ оспода, ветра судеб столкнули нас.
Soğuk rüzgârlar yükseliyor.
Надвигаются холодные ветры.
- Paris'in rüzgârları.
Ах, Парижский ветерок.
Aynı makroekonomik rüzgârlar esiyor işte, değil mi?
Все те же макроэкономические препятствия, верно?
Güneyden gelen rüzgârlar bizi itiyor olmalıydı.
Южный ветер должен был подтолкнуть нас.
Storybrooke'ta hızı saatte 6 mile çıkan rüzgârlar görülüyor.
Порывы ветра в Сторибруке достигают 9 километров в час.
Esin rüzgârlar!
Дуй, ветер!
Üçlü Tehdit Çetesi, Kızıl Mevsim Rüzgârları Agni Kais...
Агни Каес
Nostalji Rüzgârları'yla el sıkışabileceğimi sanmıyorum.
Я не вижу себя подписавшим контракт с "Золотыми Старушками"
Nostalji Rüzgârları da faks makinesiyle Charo takvimi yollamış.
Золотые Старички только, что прислали мне факс и сисько-календарь.
Artık yeni siması ve ayrıcalıklı müşterisi olduğun yer Nostalji Rüzgârları!
Теперь ты новое лицо и... и эксклюзивный клиент... Золотых Старичков!
Rüzgârlar okşayacak bacaklarımı.
Ветром, овевающим твои ноги.
Aniden ortaya çıkan rüzgârlar, yıldırımlar ve hortumlar...
Итак, из неоткуда, у нас шторм, молнии, торнадо
Yağmurlar, kuraklık, rüzgârlar...
Дождь ли льёт, светит солнце или дует ветер.
O uzak ülkeden rüzgârlar eser Onu, Kiracı filminde oynarken izlemiştim.
Я видела его в "Жильце".
Ticaret Rüzgârları.
Это ветры приливов.