English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ S ] / Satranç

Satranç tradutor Russo

1,150 parallel translation
Satranç oyunu, Bay Rhyme.
Игра в шахматы, Г-н Райм. Некоторые люди выигрывают.
Acaba satranç biliyor olabilir misin?
Ты случайно в шахматы не играешь?
Spordan anlamaz o Ölümüne satranç oynamayı iyi bilir ama.
Не в болельщики, а в тренеры надо идти.
Satranç Kulübü kendini mi geliştiriyor? - Bu iş burada bitmez.
Шахматный клуб расширяет поле деятельности?
Yoksa neden satranç kulübüne ya da tiyatro kulübüne katılayım değil mi?
Зачем бы ещё я вступил в шахматный клуб, театральный кружок и частный клуб?
Satranç oynuyorduk.
Мы играли в шахматы.
Phoebe, ikimiz hiç satranç oynamadık.
Фиби, мы с тобой никогда не играли в шахматы.
Satranç oynuyorduk, sen de sıkıcı olduğumu söyledin.
Мы играли. Ты сказал, что я скучная.
Bütün ilişkiler kazanana kadar rakibinin dengesini bozmak için tasarlanmış, stratejili, şaşırtmacılı bir satranç oyunu muydu?
Может флирт - лишь шахматная партия : стратегия, ходы, выпады и все это ради того, чтобы выбить противника из седла?
Küzenim ödül kazanmış bir satranç programıydı.
Мой двоюродный брат был чемпионом по игре в шахматы.
- Satranç.
- Шахматы.
Satranç oyununda rakibinin taşlarını görmesine asla izin vermeyeceksin.
Когда играешь в шахматы, ни в коем случае не показывай противнику свои фигуры.
Peninsula'da biri, onun kapıcıyla satranç oynadığını görüyor "Kim bu çocuk?" diyor.
Кто-то видит его в отеле "Полуостров". Он играет в шашки со швейцаром. Спрашивает : "Кто этот парень?"
Tehlikeli oyunumuzu oynuyoruz. Satranç oyunu... eski düşmanımıza karşı.
Опасная игра с нашим давним противником...
Korkarım ki, nasıl satranç oynandığını bilmiyorum.
К сожалению, я не умею играть в шахматы.
Burasının satranç klübü olduğunu söylediler ama kimse oynamıyor.
Они называют это шахматным клубом, но никто не играет.
Ve yazlık stajyerimiz, Deep Blue, satranç oynayan bilgisayar.
И наш летний практикант, "Дип Блю." Лучший шахматный компьютер в мире.
Bu iş satranç gibidir, dama değil.
Это же шахматы, не шашки!
Modern çağın başında, bizden öncekiler dünyayı satranç oynayabilen ilk düşünebilen makinalarla şaşırttılar.
He в нoвую эpу зapoдилacь oнa, кoгдa нaши пpeдки ужe coздaвaли пepвыe мыcлящиe мaшины, пpocтыe, тe, чтo игpaли в шaxмaты.
Karanlıkta satranç oynamaya benzer.
Это как игра в шахматы вслепую.
Her iyi satranç oyuncusu karşısındakinin hareketlerini önceden bilir
Хороший шахматист знает ходы соперника перед тем как тот их делает.
İyi bir satranç oyuncusu karşısındakinin hareketini önceden bilir.
Хороший шахматист всегда видит ходы противника перед тем как тот их делает.
Bu satranç oyununu akıl ve kudretiyle kazanan bu üstün zeka sahibi kim?
Чей интеллект победил в этой шахматной партии.
Bu bir satranç tahtası.
Это шахматная доска.
Satranç oynayarak, karşı tarafa geçeceğiz.
Мы должны выиграть наш проход через комнату.
Ayrıca, Bay Ronald Weasley'e Hogwarts'ın yıllardır gördüğü en iyi satranç oyununu oynadığı için 50 puan.
Далее мистеру Рональду Уизли за великолепную игру в шахматы которую стены Хогвартса уже давно не видели, 50 очков.
Bay X, satranç bilir misin?
- Мистер Икс, вы играете в шахматы?
Sanki ısı vucudumdan satranç parçalarına geçiyor.
Мне кажется, что так жар покидает моё тело и устремляется в шахматную фигуру.
Sizce satranç taşını önemli yapan şey nedir?
Каково значение шахматной фигуры?
- Kartları karıştırabiliyor, satranç oynayabiliyorum.
- Играю в карты и шахматы.
Satranç oynamak, kulüplerde DJ'lik yaparak yaşamaktan hoşlandığımı mı sanıyorsun?
Думаешь, мне нравится так жить? Толкать билетьI, играть в шахматьI, бьIть ди-джеем в этих клубах?
Sayıları satranç hamlelerine ya da stadyum yer sayılarına dönüştürüp hatırlarım.
Когда я сльIшу цифрьI, я перевожу их в шахматньIе ходьI или места в Мэдисон Сквер Гарден.
Onun satranç oynamayı sevdiğini duymuştum ve orada müzik dinlemeyi.
Я знал, что он любит играть в шахматы и слушать там музыку
Mulder sizi satranç dehası olarak tanıdı.
Малдер повстречал тебя как юного гения шахмат.
Babanla oynadığın ebedi satranç oyununda piyonuz sadece.
Мы просто пешки в твоей бесконечной игре в шахматы с твоим папой.
Satranç oynuyoruz.
Мы играем в шахматы, Кларк.
Yani satranç kulübündeki sümüklü çocuklarla bile el sıkıştım.
Я даже пожала руки парням из шахматного клуба, которые в носу ковыряются.
- Biz satranç oynamıyoruz.
- Нет, мы не так играем.
Satranç tahtasında dama mı oynuyorsunuz?
Почему вы играете в шашки шахматными фигурами?
Tamam da, satranç daha kaliteli bir oyundur.
Йо, шахматы интереснее.
Satrançın nasıl oynandığını bilmiyorsunuz değil mi?
Вы не умеете играть в шахматы, точно?
Satranç tahtasında dama oynayamazsınız.
Хватит уже играть в шашки на шахматной доске.
Bakın, satranç kolaydır.
Ладно, смотрите, это просто.
Satranç oynamayı severim.
Я люблю шахматы.
- Bu büyücü satrancı.
Это волшебные шахматы.
Ron söyler misin? Bunun gerçek büyücü satrancı gibi olacağını sanmıyorsun, değil mi?
Рон, как ты считаешь - эта игра ведь не настоящие колдовские шахматы, правда?
Sanırım bu aynen gerçek büyücü satrancı gibi olacak.
Я думаю, игра тут пойдёт как в настоящих колдовских шахматах.
Satranç!
Бах!
Satranç gibi.
Это как в шахматах.
Satrancın bir fiziksel temas oyunu olduğunu bilmiyordun.
Иди тьI... Не знал, что шахматьI это контактньIй спорт, да?
- Satrancı bitirmemiz gerekiyor.
Мы должны закончить нашу шахматную игру.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]