Seat tradutor Russo
26 parallel translation
Belki de ağlama duvarında yerim olurdu
And maybe have a seat by the Eastern wall
Ama o sırabaşı için rakiplerim Çinli, Japon ve Yahudiler idi.
W.A.S.P.s, if you will. Но моё соревнование за то первое место было среди китайцев, японцев и евреев. But my competition for that first seat were Chinese, Japanese and Jews.
Şişirilmiş ön panelleri ve emniyet kemerini icat ettik.
... that prevented being impaled. We introduced обитые мягкой обивкой приборные панели, и мы ввели ремни безопасности. ... padded instrument panels, and we introduced seat belts.
Emniyet kemeri % 100 kullanılırsa yılda 20.000 hayatı kurtarabileceğimiz tahminini yaptık.
Мы подсчитали, что если будет 100-процентное использование ремней безопасности... We estimated if there would be 100 percent use of the seat belts то мы сможем спасти 20-ть с лишним тысяч жизней в год. ... we could save 20-odd thousand lives a year.
İnsanlara emniyet kemeri taktıramıyorduk.
Вы не можете заставить людей пользоваться ремнями безопасности. You couldn't get people to use seat belts.
Bir ikili kanape ile iki koltuk ve aralarında bir sehpa.
I can still see it. There's a love seat два кресла со столиком с лампой между ними. ... two armchairs with a lamp table in between.
Rüya takımı.
Outta the seat.
Seat.
Садитесь... садитесь...
Ama bu ukala kadın her şeyi mahvetti. Kemerini de hâlâ takmamış.
But party pants ruined it for everyone, who still isn't wearing her seat belt.
Kapının önündeki çalıntı arabanın ön koltuğunda.
He's outside in a stolen sports car, in the front seat.
Kenara çekildim.
I have been taking a back seat.
Çek bir sandalye.
- Pull up a seat. - ( Speaks indistinctly )
Otursana.
Have a seat.
Saat 8 : 21, bir adet Seat 850 geliyor. Plâkası WIG5536, 11 numaranın önüne çekiyor.
8 : 21 утра Сеат 850, регистрационный номер WAG 5536 приехал к дому 11.
Otur.
Uh, have a seat.
Eğer maktul ön koltuktaysa kafadan çarpışma sadece dirsek ve radyustaki kırıkları değil dövülmeye bağladığım tüm yaraları açıklar.
If our victim was in the driver's seat, a head-on collision not only explains the fractures to the ulna and radius, but all injuries which I attributed to the beating.
Eğer üst bölmenizde yer yoksa eşyalarınızı koltuğun altına da koyabilirsiniz.
If there's no place in the overhead compartment, place your carry-on under the seat in front of you.
Eğer arabama koyamayacaksam bebeğim olamaz benim. if I can't put a car seat in my own car.
Мне нельзя иметь ребенка, если я не могу разместить автокресло в своей машине.
Kim jump seat'te oturacak?
И кто во втором кресле?
The Hot Seat'te konuğum Lawrence Creff ile karşınızdayız.
И мы с моим гостем Лоуренсом Креффом возвращаемся в студию "Блиц-вопроса".
İşte bu yüzden kendi başınıza kalkmanızı sağlayan Seat-to-Feet Lift koltuğu icat ettik.
Вот почему мы изобрели Самоподнимающееся Кресло, которое оставляет необходимость вставать самостоятельно...
Koltuk bile... SEAT Leon Cupra 280, Nürburgring'in etrafında dolaşmak için bir hatchback kaydı var,
Даже "Сеат Леон Купра 280", у которого рекорд среди хэтчбеков на "Нюрбургринге", никуда не годится.
Oraya oturmak için harıl harıl çalışırdım.
... in the first seat on the left-hand row. И я отделался от своего хвоста, чтобы быть на этом первом месте. And I worked my tail off to be in that first seat.
Gidelim.
[Seat belt clicks, engine turns over]
Kemer yoktu.
Okay, so no seat belts.
- Otur.
Have a seat.