English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ S ] / Seen

Seen tradutor Russo

102 parallel translation
O "Seen" yazıyor.
Он пишет "Seen".
Bu koca şeyin etrafında benim "Mad Seen" i nasıl yaptığımı hatırlasana?
Помнишь, как я сделал "Mad Seen" : фон со стеной и разноцветной заливкой?
"Mad Seen," 5.deki?
"Mad Seen", который на 5-ой улице?
Seen gibi.
Вот, к примеру, допустим он получил имя Seen.
ve Seen onunla idi, ve PJ, ve ben Seen'i çağırdığımda o bunu yalanladı.
С ним были Seen и PJ. А когда я вызвонил Seen'а, он всё отрицал.
Bu bizim karşılaştığımız son saldırı mı acaba?
- это Iast, мы имеем seen of этот вид ofespionage?
Ama Cehennem Ağzı'nda yaşadığımıza göre, bu çocuklar..... these kids may have seen a monster.
Это правда, но есть еще один вариант "Мы живем на Адовой пасти" дети, возможно, видели монстра.
- Seni neredeyse bir yıldır görmüyorum.
- I haven't seen you in, like, a year.
Onu hiç bu kadar üzgün görmemiştim.
Я никогда не видел его... I've never seen him более расстроенным. Он полностью побледнел.
Burt, bu seen çok fazla şey atlattın.
Берт, вы многое пережили в этом году.
"Sonbahar havasında" "Yüzünün nasıl parladığını"
o / ~ I've seen how you sparkle o / ~ Как сияешь же ты, o / ~ When fall nips the air o / ~ когда холода наступают.
Allen is similar in height, weight and build to a man seen at Lake Berryessa on the day of the stabbings.
Аллен похож по росту, весу и телосложению на человека, которого видели на озере Берриесса в дни, когда происходила резня.
- Could be code training in the Navy, and people have seen Allen with ciphers in the past.
- Возможно шифр, которому он обучился в ВМС, и есть люди, которые видели, что Аллен связан с шифром.
♫ Brezilya ve Meksika'yı gördüm?
I've seen Brazil and Mexico
? Buradan gideceğini görmem gerekirdi?
I should've seen that you were making your way outta here
? Göremediğimizi yaratamam bu yüzden?
So I can't create what we haven't seen
Billericaylı bir adamın da muhabbet kuşunu aletinde dengede tuttuğunu görmüştüm, ama daha önce hiç böyle bir şey görmedim.
I've seen a bloke from Billericay balance a budgerigar on his Hampton wick, but I've never, ever seen anything like that before.
* Sen daha hiçbir şey yaşamadın ki *
* * boy, you ain't seen nothing yet. *
Santa Claus underneath his beard so snowy white oh what a laugh it would have been if daddy had only seen mommy kissin'Santa Claus last night
d ниже его такой белоснежной бороды d d вот смеху б то было d d если б папа только видел d d как мама целовала Деда Мороза прошлой ночью d
Buraya geldiğimizden beri gördüğümüz bunca şeyden sonra- -
After everything that we've seen since we've been here- -
Bilgisayar daha önce hiç görmediğim bir program için bir ton bellek kullanıyor.
The computer's using a ton of memory running a program I've never even seen before.
# Bir görebilseydim # # Şakanın bana yapıldığını #
Oh, if only I'd seen that the joke was on me.
- Sen "Çikitalar" ı görmemişsin.
Well obviously you haven't seen Chiquitas.
Daha önce görmediğim şey değil.
Nothing I haven't seen before...
Olaylarla ilişkin varsa da eminim polislere konuştuğunun bilinmesini istemezsin.
And if you're mixed up with this, I'm sure you wouldn't want to be seen talking to the cops.
I've never seen God.
- Я никогда не видел Бога.
No, I've never seen him either.
- Я тоже его никогда не видела.
Seen... Sen eşeksin.
Ты такой придурок.
Gördüğüm en iyi çalışmalar ile tavladı beni.
He hooked me up with some of the best work I've ever seen.
Eğer Ganz bunu görseydi muhtemelen şu anda nefes alıyor olamazdın.
If Ganz had seen this, you probably wouldn't be breathing right now.
Evet beyler okyanusu da gördük, sanırım artık geceyi noktalamanın zamanı geldi.
Okay, guys, well, we've seen the ocean, so I think it's about time we call it a night, yeah? I know.
Sanki daha önce görmedim.
It's not like I haven't seen that before, you know?
Eve sarışın tatlı bir kız gelmişti birkaç kez.
I seen a cute little blonde coming to and from the house a couple of times.
Hayır! * Gwarn get seen make a scene wile out *
Нет!
- Böyle bir şey görmüştüm.
- I've seen this before.
Öyle bir şey hiç görmedim, o yüzden karşılaştıramıyorum.
I-I've never seen that, so I can't make the comparison.
Ben o kalemi gördüm ve yerini de biliyorum.
I've seen that marker, and I know exactly what holds it.
Onu her gördüğümde kafamda The Beatles'ın "I've Just Seen a Face" şarkısı çalıyor.
Каждый раз, когда я вижу её, я слышу песню, Beatles, "I've Just Seen a Face" в моей голове.
I've Just Seen a Face.
"Я только что видел лицо."
Hiç o kadar büyük bir aksini ispat etme fırsatını masada bıraktığını görmemiştim.
I've never seen you leave a rebuttal that fat on the table.
All your life you've never seen a woman taken by the wind
"All your life you've never" "seen a woman taken by the wind"
Sabıka kayıtlarını gördünüz.
You've seen her criminal records.
Seni etrafta gördüm.
I've seen you around.
Yani şu çocuklar onu görmüş olabilir.
I mean, t-those kids might have seen her.
Kallie'i gördün mü?
You seen Kallie up in here?
Köpeğimi arıyorum.
Yo, I'm looking for my dog. You seen my dog?
( Music ) Dolanıyorum etrafında, etrafında, etrafında, etrafında, etrafında ( Music )
Итак, есть приблизительно четыре серьёзные причины, почему я сейчас не рисую. Seen :
O yürürken benim ismim Seen demiş, ve evet onu burda görüyorum.
Он может просто ходить и говорить каждому встречному : "Привет, я - Seen"
" Başkanım, bunu kimse görmedi.
President, nobody has seen this.
- Have you seen him? - Neler oldu böyle?
- Чё происходит?
* Canın eğlenmek istediğinde * * Gel New Orleans'a * * En güzelidir *
* come on down to New Orleans * * it's the prettiest * * it's the prettiest little * * thing you've ever seen... *

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]