Spoke tradutor Russo

LeMay tek heceli konuşurdu.

ЛеМэй говорил односложно. LeMay spoke in monosyllables.

Daha konuşalı üç gün oldu, sana bir şey lazım demek ki.

Well, we just spoke with you three days ago, so obviously you need something.

It would be easier if I did not put a spoke in the wheel.

Было бы проще, если бы не ставил мне палки в колёса.

Bu dünyadaki takipçilerine sesleniyor.

He spoke of leading his followers from this world.

Pernille, Munk Andersen'in akrabalarıyla konuştu.

Pernille spoke to Munk Andersen's relatives.

Hotel... Son iki yıldır... Broken Spoke otelinin barında takılıyormuş.

Отель, у него постоянные свидания в отеле Броукен Спок в течение двух лет.

Karının Broken Spoke'tan haberi var mı?

Твоя жена знает о Броукен Споук?

Marie'nin kocası, Çavuş Hollister'ın, Jacob Spoke adında bir ortağı varmış.

У мужа Марии, сержанта Холлистера, был партнер, Джейкоб Споук.

Altı ay önce, Gümrük, Spoke'a ait olan bir depoya baskın yapmış.

Шесть месяцев назад таможня провела обыск на складе, принадлежащем Споуку.

Jake Spoke'a ait bir adres buldum.

Есть адрес Джейка Споука.

Vermediğini biliyorum.

I spoke to Pastor Tim.

Silvie kaybolduktan sonra konuşmuştuk.

We spoke after Silvie disappeared.

Bugün erken saatlerde Hotch'a Harrison'dan bahsettim.

I spoke to Hotch earlier today about Harrison.

Henry'nin iş arkadaşlarıyla konuştum.

So, I spoke to Henry's colleagues.

Göçmenlik bürosuyla görüştüm Suyin'in Mimi Tan aleyhinde ifadesi karşılığında onu mülteci olarak kabul edecekler.

I-I spoke with immigration, and in exchange for Suyin testifying against Mimi Tan, they are going to grant her asylum.

Bir dakika. Son konuşmamızda, Bunu yapabilmek için bazı ayarlamalar yaptığından bahsetmişti.

The last time we spoke, he said that he had made arrangements to do just that.