Ucakları tradutor Russo
1,210 parallel translation
Saldırı uçaklarını gönderiyoruz.
Поднимаем истребители.
Saldırı uçaklarımız geri çekilsin.
Вернуть истребители на базу!
General, saldırı uçaklarımızı Kazakistan'a gönderin.
Пошлите наши истребители в Казахстан.
Amerikan uçakları, burası Hava Kuvvetleri Bir.
Говорит борт 01!
Bu uçakları izlemenin bir yolu yok mu?
Paзвe oни нe мoгут oтcлeдить нaш caмoлeт?
Sevgili Aknot, ödünç aldığın uçaklar ne oldu?
Мой дорогой Акнот, как насчет тех двух самолетов, которые ты позаимствовал?
Bu ziyaretin B-3 bombardıman uçaklarıyla bir ilgisi var mı?
Эта поездка связана с бомбардировщиком Б-3?
Uçakların birbirlerine çarpmamak için kullandıkları yollar.
Вы знаете, что самолеты летят по определенному пути. Чтобы не сталкиваться.
Uçaklar hastahanenin üzerinde yollarını değiştiriyorlarmış.
В любом случае, путь самолетов изменяется чуть выше над Королевским госпиталем.
Avcı uçakları, teta taktik şablonuna geçin.
Истребители-штурмовики, тактический образец тета.
Avcı uçakları teta düzeninde.
Истребители-штурмовики перестроились по образцу тета.
Sisko'dan avcı uçaklarına.
Сиско – истребителям-штурмовикам.
Avcı uçakları, tam güç.
Истребители-штурмовики, полный импульс.
82nci Hava Tümeni'ne bağlı uçaklarımız Merderet boyunca ikisi hariç her köprüyü yok etti.
Наши войска уже захватили все мосты через Мердер, кроме двух.
Bunlar, tanksavar uçakları, Efendim. P-51'ler.
Противотанковые самолёты, сэр, П-51-й.
Bak, sana uçaklar hakkında bir iki şey söylemem lazım.
Слушай, мне надо рассказать тебе кое-что о самолетах.
Biscay Belediye Başkanı'nın yönettiği merasim sırasında İspanya'daki Almanya Büyükelçisi bir konuşma yaptı. Alman uçakları tarafından Guernica'ya yapılan bombardımanı ilk kez kabul etti. İspanya İç Savaşı'nda, 2000 insanın ölümüne yol açmıştı.
Во время церемонии, посол Германии выступил с речью, в которой он впервые высказал сожаление о бомбежках Герники, в которых погибло более двух тысяч человек.
Ya Alman uçakları üzerimizden geçerse? Ya da Almanlar yine gelirse? Herşey normal gözükür ve sorun yaşamayız.
Если над поездом пролетят самолеты или немцы вдруг появятся, они увидят нас в форме и община уцелеет.
Ve jürinin ihtiyacı olan şey uçakların sebepsiz bir şekilde düşmeyeceklerine inanmak.
А нуждаются они в твёрдой вере - самолёты не падают просто так. Они должны верить что у всякой поломки есть причина.
Tıpkı ben ve sizin için olduğu gibi onlar için de uçakların sebepsiz yere düşmesi kabul edilir bir şey değildir.
Недопустимо. Всегда есть причина. Кто-то допустил ошибку.
Uçakları kalktı ve indi.
А хотим мы много.
Ama onlara bir uyarı tokadı atarsanız ekonomik sebeplerden dolayı bir daha hiçbir uçaklarının düşmemesini sağlarsınız.
Если вы будете строги к Трансанлантик, в их экономических интересах будет не давать самолетам падать.
- Uçaklar geri geliyor!
- Эти глайдеры возвращаются!
Ölüm uçakları saldırana kadar ana gemiyi farketmedik bile.
Материнский корабль никто даже не заметил, пока глайдеры не напали на деревню.
Şimdi, naqahdah takviyeli savaş başlıkları..... bizim hayalet uçaklarımızla aynı maddeden yapıldı,..... böylece radarları tarafından algılanmayacaklar.
Сами боеголовки, обогащенные наквадой, сделаны из того же материала, что и наши Стелсы, и их радары не должны их засечь.
Ölüm uçaklarının kısmı ne tarafta?
Где находятся отсеки глайдеров?
Kamplarını uçurmak için tüm c4 ü kullanırsak,..... gemiler ve uçaklar için ne kullanacağız?
Если мы используем всю Си4, чтобы взорвать лагерь сейчас, что мы будем делать, когда прилетят новые корабли и глайдеры?
O ikisi Goa'uld ölüm uçakları, sizin şu kahramanca şeyi yaptıktan sonra bindikleriniz.
Здесь они изучают те два Гоа'улдских глайдера смерти, на которых вы летели после вашего геройства.
Amerikan ordusu büyük. Uçakları ve tankları var.
" Американская армия огромна.
Uçakları gördük.
Мы все видели самолет.
Ruslar, o uçakları düşürmüş mü?
Русские сбили эти самолеты?
Dünkü uçaklar bunu koruyordu.
Именно его вчера защищали немцы.
İnsan Kalkanı, tanklarımızı ve uçaklarımızı da koruyun.
Помните, "Человеческий щит", защищает также наши танки и самолеты.
Tutkun denir mi tam bilmiyorum, ama uçakları severim.
Ну, я бы не сказал, что прямо без ума, но мне нравятся самолеты.
Romulan saldırı uçakları üç ve dokuz mevzide yerlerini aldılar.
'Крылья атаки три и девять вышли на линию развертывания.'
Yerimi tespit eden ölüm uçaklarından kaçabilmek için sıçrama yaptım.
Я перешёл в гиперпространство, чтобы уйти от глайдеров, обнаруживших меня.
Kraliyet Hava Kuvvetleri tavukların gelişmiş uçaklar uçurmasına izin vermez!
В Королевских ВВС не принято сажать петухов за штурвал воздушного судна.
Doktor, Dünya döndüğünüzde bende size kağıt bardaklardan yaptığım model uçakları göstereyim.
Доктор, в следующий раз когда Вы будете на Земле, я покажу Вам
Buradan gemileri, uçakları, tekneleri, uyuşturucu taşıyan her şeyi... izlemeye imkanımız var.
Отсюда мы можем следить за судами, самолётами -... всем, что используется для трафика.
Uçakları, tenleri nükleer gücü dışlıyor...
Ненавидит самолеты, поезда, ядерную энергетику.
Geçtiğimiz veya durduğumuz kırmızı ışıkların, bizimle ilişkiye giren veya girmeyen insanların bindiğimiz uçaklar veya binmediklerimiz...
Каждое наше движение... от простого до великого... красный свет, на который мы остановились или не остановились... люди, с которыми мы были близки... люди, которые отказали нам в близости... самолеты, на которых мы летим...
Bu dağ çok yüksek olduğundan uçaklar çakılabilirler!
горы здесь слишком высокие, и самолёты запросто могут о них разбиться!
Güneş battıktan hemen sonra, uçaklar köye saldırdı.
Сразу после захода солнца..... деревню атаковали глайдеры.
Eğer onun Apophis olduğunu ve onun orijinal uçakların uçağı eve döndürecek bir aygıt içerdiğini söylediğini düşünüyorsan... o halde evet.
Если ты подумал о Апофисе и о том, что он сказал, что оригинальные глайдеры... содержат устройство, предназначенное для возвращения этого глайдера на родную планету, то да.
Aracın kontrolünü kaybettik, kontrolü gizli bir geri çağırma cihazı devraldı, görünüşe göre... beş para etmez, yapışkan, yılan beyinli Apophis bunu tüm ölüm uçaklarına yerleştirmiş. Tamam.
Мы потеряли контроль над кораблем... из-за какого-то спрятанного устройства, которое, очевидно, установил этот мерзкий, скользкозмеезадый Апофис... на свои глайдеры смерти.
Aracın kontrolünü kaybettik, kontrolü gizli bir geri çağırma cihazı devraldı,..... görünüşe göre Apophis bunu tüm ölüm uçaklarına yerleştirmiş. Tamam.
Апофис на свои глайдеры смерти.
Fakat bugünlerde bazı uçakları savunma alanımıza girebiliyor.
Но теперь их бомбардировщики входят в наше воздушное пространство каждый день.
- Uçakları tehdit edebilirler,..... fakat düşman yıllardır böyle bir riske girmedi.
- Истребители могут отбить её, но враг уже несколько лет так не нападал.
Uçaklar, stasis aletleri, füzyon reaktörleri...
Самолёты, камеры заморозки, реакторы синтеза...
Alar, düşman uçakları savunma hattının içine girdiler.
Алар, вражеские бомбардировщики приближаются к внешнему периметру.
- Kendi uçaklarımıza saldırıyor.
- Он атакует наши бомбардировщики.