Uzmanlık tradutor Russo
948 parallel translation
Aşk senin uzmanlık alanına dahil değil.
Любовь - это не твоя область.
Sopayı iyi kullanıyor olabilirsiniz ama boks da benim uzmanlık alanımdır.
Значит, вы неплохо управляетесь с палкой. А мой предмет - бокс.
- Güzel bir şeyler. - Uzmanlık alanınız ne?
Но в мое время там не было казино.
Yıllar süren uzmanlık eğitimi.
И долгие годы тренировок.
Bu tip ameliyatlar uzmanlık alanım ama terslikler yaşanabilir.
Обычно мне удаются такие операции... Но всё может пойти по-разному.
Uzmanlık alanımla daha alakalı olan bir şey planlıyorum.
Я планирую кое-что побольше, в соответствии с моей профессией.
- Lou, benim uzmanlık alanım öğretmek.
- Моя профессия - учитель.
Ekipleri çoğaltıp, vazifelerini uzmanlık alanlarına göre saptarsak eminim ki günlük randıman 30 % civarında artış gösterecektir.
Если мы увеличим группы и специализируем их функции, уверен, что ежедневный результат можно будет поднять на 30 %.
Büyük uçaklar başka bir uzmanlık konusu mu?
А большиесамолеты делали на другомзаводе?
Adliyede uzmanlık yapan Prof. Mato beni bir otopsi için davet etti.
Профессор Мато, судмедэксперт в суде, пригласил меня на вскрытие.
Ben bir özel dedektifim.Çalınan veya sahte olan, sanat eserlerinin, araştırılması, takibi ve ortaya çıkarılması benim uzmanlık alanım.
Начнем с того, что я детектив, специализирующийся в области искусства. Ищу украденные картины и разоблачаю подделки.
Duyduğuma göre bu sizin uzmanlık alanınız. "Çizgi" dâhil olmak üzere.
Я наслышана, что это ваша специализация, командир.
Sizin uzmanlık alanlarınız başka, benimki başka.
Вы - эксперт в одних областях, я - в других.
- Silahlar benim uzmanlık alanım.
- Оружие - это моя специальность.
- Onlar uzmanlık alanım.
- Моя специальность.
Başı dertte güzel kızlara yardım etmek benim uzmanlık alanımdır.
Помогать прекрасным дамам... девицам в беде - моя работа.
Üzgünüm, Bay Foucauld ama bu benim uzmanlık alanım değil.
Простите, месье Фуко, но это не моя специальность.
Uzmanlık dalıma göre güzel bir okulda Yunanca dersi verebilirdim ancak burada sıcağın alnında el değmemiş savanalarda dolaşıp yöresel otlar ve mineral numuneleri toplamaktayım.
под летним небом собирая местные травы и образцы минералов.
Ah! Şimdi senin uzmanlık alanına girmiş olduk.
Наконец-то мы говорим о том в чем ты разбираешься.
Benim adım Doktor Paul Ruth. Ben bir psychopharmacist'im. uzmanlık alanım ise tarayıcılar.
Меня зовут Пол Рут, я психолог по профессии, специализируюсь на феномене сканеров.
Bu neyi ispatlar ki? Sam, şu anda benim uzmanlık alanımdayız.
Сэм, сейчас мы говорим о том, в чем я специалист.
Doğrusu lavman benim uzmanlık alanım.
Вообще-то, клизма - это моя специальность.
Bilgisayarlar uzmanlık alanımdır. Ver bakayım.
омпьютеры Ч это мой конек.
Rüyalar benim uzmanlık alanımdır.
Мечты - это моя специальность.
Uzmanlık alanım, fare ve hamam böceği.
Я специализируюсь на мышах и мокрицах.
Uzmanlık alanı : hafif silâhlar. Tıbbi eğitim, helikopter ve lisan eğitimi.
Войска специального назначения, специалист по лёгкому стрелковому оружию.
Saldırı köpekleriniz sadece insanlara mı saldırıyor yoksa uzmanlık alanlarına küçük köpekler de giriyor mu?
Да, а ваши боевые собаки, могут нападать только на людей или на маленьких собачек тоже?
Çekici ışınlar benim uzmanlık alanım Halledince sizi ararım.
Тяговые лучи – мой конек, шкипер! Я с вами свяжусь, как только это сделаю!
Beş yıl gece okuluna gittim ama uzmanlık sınavını verdim.
Я 5 лет училась в вечерней школе, но все-таки получила диплом.
Ama bence bu etikle alakalı, hem devletin uzmanlık alanı da değil.
Но я думаю, что этот вопрос скорее этический и лежит вне компетенции правительства.
O da katılsa olur mu? Uzmanlık dalı nedir?
Его не считаем что ли?
- Evet, uzmanlık alanıdır.
А дизайном? Да, это часть его профессии.
Bu benim uzmanlık alanım.
Связи с общественностью - моя специальность.
O Bertrand denen herife hemen söyledim, bu benim uzmanlık alanım değil.
Я ведь сразу сказал этому Бертранду, Что это дело мне не по плечу.
Mantık senin uzmanlık alanın.
У вас хорошая логика.
Bence bu, deliler hastanesindeki yetkililerin uzmanlık alanı!
Думаю, это дело для уполномоченных по сумасшедшим.
Biz konuşurken, tam da şu anda benim ilgili vergi bilgilerimi ona teslim ediyor ve sorunun onun uzmanlık olanı ilgili olduğuna dair bize güvence verdi.
И пока мы разговариваем, в этот самый момент он передает ей все нужные документы и она заверила нас что это дело ей хорошо знакомо.
Öğretmenlik yapıyorum. Uzmanlık alanım şiirdir.
Да, я преподаю, моя специальность - поэзия.
Birincisi adını biliyor, ikincisi nasıl göründüğünü biliyor üçüncüsü nereli olduğunu biliyor, dördüncüsü uzmanlık alanını biliyor!
Теперь он в курсе, как тебя зовут, откуда ты родом и твою специальность!
Uzmanlık alanı ; büyük sayılar teorisi, asal sayılar, çarpanlara ayırma. - Kriptografi.
Специалист по теории простых чисел и по элементарным операциям.
Uzmanlık alanım bu.
- И проблемы с блоком..
Sanırım örmek uzmanlık alanın değil.
Надеюсь, что ты умеешь делать что-то лучше, чем плести сандалии.
Bu benim uzmanlık alanım.
Я всё это соберу снова, у меня есть опыт.
Ve kardiyolojide uzmanlık umduğum için aile yadigarı ile kutlamaktan daha iyi bir yol olmayacağını düşündüm.
Поскольку я надеюсь, что она выберет кардиологию, я решил, что самое время вручить ей семейную реликвию.
Başka bir Trill, Selin Peers'in uzmanlık bilgisine başvurdum.
Мадам судья, я вызываю в качестве эксперта другого трилла, Селина Пирса.
Fransızın uzmanlık alanı seksti.
Французская лисичка - по части секса.
Benim uzmanlığım yaşlılık hekimliği.
я cпeциaлизиpyюcь в гepиaтpии.
Artık bu iş uzmanlık gerektiriyor.
Да, я его не знаю.
Biz Profesör Tikhomirov'un kızlarıyız. Ben psikiyatri uzmanlığı yapan bir tıp öğrencisiyim..
Я чччсь в медицинском, специализирчюсь по психиатрии, ты - в химико-технологическом.
- Nişanlısı, güzellik uzmanlığı öğrencisi ve baştan çıkaran dişiliğini çok iyi kullanmayı bilen bir kızla kaçmış.
- Она сказала, ее жених сбежал с ученицей-косметологом, знавшей, как пускать в ход женские хитрости.
Madalyaya layık görülmüş... büyük uzmanlığa sahip bir polis olan Müfettiş Dixon... güvenilir bilgilere ve yetkin dedektif çalışmasına dayanarak... Paul Hill'i tutuklamış... ve yaptıklarının utancı altında ezilen bu kişi suçunu itiraf etmiştir.
Инспектор Диксон, опытный офицер полиции, отмеченный многими наградами, опираясь на достоверные сведения... арестовал Пола Хилла, который, стыдясь содеянного, сознался в преступлении.