Uçağı tradutor Russo
5,101 parallel translation
Tamam, öğlen uçağına bindik diyeceğiz ve...
Ладно, скажем им, что взяли ночной рейс, и... Где Джо?
Uçağın saatler önce indi.
Ты давно прилетел.
- Tamam, ben uçağı kaldırayım, sen kullan. - Ne?
Ладно, я буду пилотом, а ты рулевым.
Tamam, sen uçağı kaldır, ben kullanayım.
Ладно, ты полетишь, я буду направлять.
İngiltere'ye uçamayız ve bu uçağı yere indiremeyiz.
Мы не можем просто полететь в Англию и посадить там этот самолет.
Kargo uçağını da mümkün değil uçuramazsın.
И ты бы точно не смог управлять тем грузовым самолетом.
May, eğer onunla gitmezsem, bu uçağı parçalara ayıracak.
Мэй, если я не пойду, он разнесет самолет на кусочки. - Они
Asıl önemli olan S.H.I.E.L.D. uçağını vurup yerle bir etmeleri.
Важнее всего то, что они навсегда уничтожили самолет Щ.И.Т.а.
Efendim, aslında Ward uçağın gitmesine izin vermiş.
Вообще-то, сэр, Уорд отпустил самолет.
Sonra Hydra uçağı havadayken patlatırdı.
Тогда Гидра бы взорвала наш самолет.
Sigortaya ihtiyacım vardı Shield uçağının bizi havaya uçurmaması için.
Мне нужна была гарантия того, что Щ.И.Т не собьет нас.
Ama aynı zamanda Shield uçağının vurulmaması için emir verdin.
Но ты также приказал не трогать самолет Щ.И.Та.
Uçağın üzerinde bir kamera olmalı.
На дроне должна была быть камера.
TNT uçağı tamamen patlatabilirdi.
Только тротил не подорвал бы целый дрон.
Uçağın boyutuna göre roketi daha kolay taşır.
Был полезной нагрузкой для дрона такого размера.
Bir ihtimal uçağın 3G kontrol sistemini kullanarak nereden kalktığını takip edebilirim.
Может отслежу точку взлета, используя 3G систему управления дроном.
Ve ben de uçağı kontrol etmek için telefon sinyalini analiz edebildim.
И мне удалось изолировать сигнал, который контролировал дрон.
Uçak bir uçağı havalandırmak için oldukça güzel bir yer.
Это хорошое место для запуска маленького дрона.
Nell uçağın karbon fiberden yapıldığını söylememiş miydi?
Нэлл не говорила, что дрон был сделан из углеродного волокна?
Uçağı sadece buradan havalandırmamışlar burada yapmışlar.
Они не просто запустили дрон отсюда, дрон здесь построили.
Ve alıcıya gerçek uçağı teslim ettikten sonra gerçek olanı kullanarak adamı öldürüyorlar.
После того как он построит полномасштабный дрон покупателю, затем при помощи концепта, они убьют его.
Minas'ın kiminle çalıştığını bulmak uçağı bulmak için en iyi şansımız.
Выяснить, на кого работал Минас лучший способ найти дрон.
Sanırım Minas'ın uçağı kimin için yaptığını bulduk.
Похоже, мы выяснили, для кого Минас строил дрон.
Askeri bir insansız hava uçağını hacklemek için ne paraları ne de bağlantıları vardı.
У них не было денег или связей, чтобы взломать военный дрон.
Bu adamlar uçağı yaptırmak için Minas'ı işe alarak bir sürü derde girdiler.
Эти ребята преодолели кучу проблем, чтобы нанять Минаса и построить дрон.
En kısa sürede o uçağı havalandırırdım.
Я бы запустил дрон как можно скорее.
Muhtemelen Minas'ı öldüren uçağı kullanıyordu.
Вероятно управлял дроном, который убил Минаса.
- Uçağı havalandırmak için harika bir yer.
- Прекрасное место, чтобы запустить дрон.
Sanırım insansız hava uçağını kastetmiyorsun.
Полагаю, ты не про дрон.
Uçağın kontrolü bende.
Управление дроном у меня.
O düğmelere bastıktan sonra otomatik pilot devre dışı olacak ve uçağın kontrolü tamamen sende olacak.
Как только так сделаешь, автопилот отключится, и управление дроном будет полностью под твоим контролем.
İyi haber az önce uçağı havaya kaldırdın.
Хорошая новость - ты выравнялся.
Uçağı görebiliyorum.
Я вижу дрон.
Uçağı uçurmak daha güzeldi değil mi?
Было прикольно управлять дроном, верно?
Bizim de bir uçağımız olsun.
Нам стоит самим собрать дрон.
Bizim uçağımız?
Свой дрон?
Yani insansız hava uçağı kulübüne girmek istemiyorsun? Biraz rekabet, alçak uçuş birkaç aile fotoğrafı filan?
Так ты не хочешь вступать в клуб дронов, может устроить соревнование, провести время с семьей?
- Endişemiz, uçağı bizden önce bulup gizlenme yazılımını en çok parayı verene satmaları.
Бояться надо будет, если они найдут самолет раньше нас, и продадут секретные технологии программного обеспечения по самой высокой цене.
Walter biliyorsun ordu seni o jetin olduğu yere ancak 32 kilometre kare yarıçapta yaklaştırabilir. Ama tüm bilgiler bende olursa siz daha inmeden, telefonuna uçağın olduğu 270 metrelik alanın bilgisini gönderebilirim.
Уолтер, знаешь, военная аппаратура может сузить зону поиска самолёта только до 50 квадратных километров, но, если у меня будет всё необходимое, я могу выслать тебе точные координаты местонахождения самолёта на мобильный к моменту вашего приземления с точностью до 270 метров.
Bu son teknoloji ürünü uçağın içinde olmasına imkan yok.
Не может быть, чтобы им оснащали современные самолеты.
Düşüşten sağ çıkmadıysa, bedenin bu uçağı terk etmesi mümkün değil.
Не было других способов выбраться из самолета, кроме как пережить аварию.
İsyancılar uçağın düştüğünü gördüler takip ettiler ve pilotumuzu kaçırdılar.
Повстанцы видели падение самолета, отследили его, забрали пилота.
- Yani bu uçağın düşüş sebebi mekanik arıza değil.
Это значит, что причиной падения стала не механическая неисправность.
Uçağın geçmesini bekleyip, hamlelerini yapmışlar.
Оставалось лишь выждать, когда самолет пересечет границу и сделать свой ход.
Uçağın savunma sistemlerini hacklemek için gönderdikleri güçlü, kesintisiz sinyal yüksek rakım ihtiyacı doğurmuş olmalı.
Чтобы взломать защиту самолета, им бы пришлось преодолевать огромное расстояние, посылая непрерывный сигнал.
Pekala, bu uçağımızın düştüğü zamanla hemen hemen aynı.
Как раз в этот промежуток времени и рухнул наш самолет.
Ne bok yemeye düşürdün o uçağı?
Какого черта ты обрушил тот самолет?
- Uçağı kim uçuracak?
Тогда кто будет управлять самолётом?
Uçağı yere indiriyorum.
Я сажаю нас.
Uçağı çalıştır!
Заводи мотор!
Uçağı çalıştır!
Заводи же.