English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ V ] / Vasıl

Vasıl tradutor Russo

46 parallel translation
Bazı parçacıkların fakat tümünün değil nasıl kütlelerine vasıl olduklarını.. .. açıklayan teorisel bir mekanizma aklına gelmiş.
Он выступил с теоретическим обоснованием, которое могло объяснить, как некоторые, но не все, частицы получили свою массу.
Bu olayda bir sürü baskı yapılıyor, özellikle "The Observer" vasıtasıyla ben de burada oturup...
Слишком много давления по этому делу, особенно от "Обсервера". И я не могу просто сидеть здесь и...
Bunun aracılığıyla Colossus bizimle iletişim kurabilir - afedersiniz beyler - ve biz de bu cihaz vasıtasıyla ona cevap verip iletişim kurabiliriz.
Ѕлагодар € им, олосс может общатьс € с нами. ј с помощью этого устройства, мы можем общатьс € с олоссом.
" 1973 tarihli Federal Mesleki Rehabilitasyon Kanunu görevlerinin gerektirdiği işleri yerine getirmeye vakıf olan aslında vasıflı özürlülere yönelik ayrımcılık uygulanmasını yasak kapsamına almaktadır.
"Фeдepaльный зaкoн o peaбилитaции oт 1973 гoдa, зaпpeщaeт диcкpиминaцию людeй c физичecкими нeдocтaткaми ecли oни cпocoбны выпoлнять вoзлoжeнныe нa ниx oбязaннocти".
Cammy'i çözümleyerek Shadowloo'nun bu yüksek vasıflı katilleri nasıl yarattığını anlamalıyız. Shadowloo'nun, Cammy gibi teröristler yaratmak için dünya üzerindeki sokak dövüşçülerinin bilgilerini topladığını biliyoruz.
"теневой закон" создает собственных террористов, управляя сознанием жертв мы пытаемся выяснить, как это им удается надпись : совершенно секретно нам также известно, что "теневой закон" выбирает свои машины для убийства неслучайно они собирают информацию по уличным бойцам со всего мира
Başarılı olunursa ilk kez solucan deliği vasıtasıyla iletişim yapılmış olacak.
В случае успеха это впервые позволит вести связь через червоточину.
Asıl transfer, burada bulunan, biyo-elektrik mikro-fiberleri vasıtasıyla yapılıyor.
Сам перенос происходил через эти биоэлектрические микроволокна.
Rahip, binlerce silahlı çatışma vasıtasıyla savaşta, muhaliflerin geometrik dağılımının istatiksel yöntemlerle tespit edilebilen bir unsur olduğunu belirledi.
Проведя анализ тысячи записанных огнестрельных боев Орден Клериков обнаружил что геометрическое расположение противника в огнестрельном бою является статистически предсказуемым элементом.
Kevin senin alıcı olabilmen için iki yıl harcadı. Vas sadece onunla çalışacaktır ve bu da 9 gün sonra gerçekleşecek.
Кевин потратил два года, втираясь им в доверие, чтобьI ВьI могли стать покупателем.
Havale yapılınca, Vas'ın bankası bir GFX onayı alacak.
МьI совершим фиктивньIй перевод.
İyi bir kız olursan, sana gerçek ağır vasıtanın nasıl olacağını gösteririm.
... и если будешь лапочкой, я покажу тебе, как что такое по-настоящему большое оборудование.
Ona yanındaki kılık değiştirmiş Tokra vasıtasıyla bir mesaj gönderebiliriz.
Мы можем послать ему сообщение через тайного шпиона ТокРа в его рядах.
Uzakdoğu sporlarından tesisatçılığa kadar herşey, istediğin her vasıf artık parmaklarının ucunda.
Все : начиная от борьбы, заканчивая рисованием Любой навык, который ты хочешь развить, теперь под рукой.
Para borçtan yaratıldığı ve bankalar vasıtasıyla dolanıma girdiği için insanlar asıl borçlarından kopartılmakta, günlük giderlerininin karşılığı olan parayı kazanmak için rekabete girmeye zorlandıkları bir dengesizlik yaratılmaktadır.
А так как все эти деньги созданы из долгов, и хаотично циркулируют в торговле, люди стали отделены от их настоящего долга. И обесценивание происходит там, где люди вынуждены работать за гроши, чтобы заработать хоть немного денег для возможности свести концы с концами.
Aşçılık vasıflarımı genişletiyorum.
Это называется сделать над собой усилие, Кристиан. Я расширяю свои кулинарные горизонты.
Dostlarının büyüsüyle etrafı sarılıyken kusursuz vasıtayı bulup, onu kurban edip parçalarına ayırırsa öfkeli Tanrı'sının meydana çıkacağına inanıyor.
Она считает, что если она найдёт идеальный "сосуд", принесёт его в жертву и съест его плоть в окружении магии её фамильяров, то появится её безумный бог.
Zeki, vasıflı kendisine has bir yakışıklılığı olan.
Ясные глаза, изящные черты довольно красивый, по своему.
Vasıflarınız ve şirketteki konumunuza bakılırsa oldukça zeki olmalısınız.
Вы должно быть умны, судя по вашим характеристикам и вашей должности в компании
Senato'ya hem kocası hem de babası vasıtasıyla bağlantılı değerli bir arkadaş...
Со связями в сенате у мужа и отца. Ценность очевидна.
O, L.A.'deki restoranını işletmeye devam edecek kızınız vasıtasıyla paranın kontrolü sizde kalacak.
Он продолжает управлять ресторанным бизнесом в Лос-Анджелесе, Вы сохраняете контроль над финансами через Вашу дочь.
Geleceğinize, çocuklarınızın sağlığına teknoloji vasıtasıyla güvenli ve huzurlu kılınmış bir dünyaya önem veriyorsanız şimdi tam zamanı.
Если вы беспокоитесь о своем будущем, о здоровье своих детей, о мире, который стал безопасным и мирным благодаря их технологиям, Настало время действовать.
Aslında bir iPhone uygulaması ve Google Maps vasıtasıyla yapılan bir hayır işi için, dünya çapındaki sanal koşu müsabakasına katılıyorum.
На самом деле, я участвую в кругосветном виртуальном триатлоне с помощью Google Maps для iPhone.
Serçe parmağımda bile senden daha çok akıl vardır. Ya da herhangi bir vasıfsız nankörde!
У меня в мизинце больше интеллекта чем у тебя в голове и всех остальных безграмотных болванов.
Uzun lafın kısası suya Dalga yöneltebildiğin gibi soluk alıp verişin vasıtasıyla insan bedeni aracılığıyla da Dalga yöneltebilirsin.
как если бы ты был в воде!
Sizden, Passages Bağımlılık Tedavi Merkezi vasıtasıyla haberimiz oldu.
Мы слышали о вас в клинике Брайдис
Klasik Freudyen vasıflarının çoğunu sergilese de kurallar üzerindeki düşkünlüğü ve katılığı, ayrıca düzenliliğini hesaba katacak olursak, onun otopsi çalışmaları çok itinalıdır.
Хотя он и демонстрирует множество классических фрейдистских черт - непреклонность, зацикливание на правилах и организованность - вскрытия он произодит особенно тщательно.
"Düşmanının kellesini uçurmayan bir adam veya dokumacılıkta başarısız bir kadın yüzlerine dövme yaptıracak kadar vasıflı kişiler değillerdir."
Мужчина, который никогда не обезглавливал врага... и женщина, которая не умеет ткать одежду, не имеют права носить татуировку на лице
Psikometriye aşina mısınız? Fiziksel temas vasıtasıyla algılama duyarlılığı.
Вы знакомы с психометрией экстрасенсорном восприятии через физический контакт?
Katil olduğunu düşündüğüm için özür dileme vasıtasıyla kamptaki kızlardan biri bunun nasıl yapılacağını bana öğretti.
В качестве извинения, за то, что подозревала тебя, я узнала у одной из девочек в лагере, как это готовить.
Çünkü müvekkiliniz için tam dokuz yılımı harcadım ve daha az vasıflı erkekler emrinde terfi üstüne terfi bekledim.
Потому что я 9 лет горбатилась на вашего клиента, но год за годом повышали не меня, а менее квалифицированных мужчин.
Dr. Haas miyomektomi ameliyatında yardımcılık yapacak vasıfta değil.
У доктора Хааса нет достаточной квалификации, чтобы ассистировать мне при миомектомии.
Pekala, peki şu bağlantılı olduğu gazeteci kadından ne haber Coleen Palmer, belki adama onun vasıtasıyla ulaşabiliriz.
Что насчет журналиста, у него есть связь с ним? Колин Палмер, возможно, мы сможем добраться до него через нее.
Ve karşılığında sana İsa'nın kefareti vasıtasıyla ebedi yaşam bahşedilecektir.
- И дарует он тебе вечную жизнь... -
Eğitimsiz bir hiç kimse. gülünç tınısı olan bir şehirden, mucizevi bir şekilde yetenekli ki kendi başarın vasıtasıyla değil, ve lüks hayatın nasıl olduğunu da tattın.
Необразованная никто из нелепо-звучащего города, одарённая таинственно, не благодаря собственным достижениям, и теперь ты развила вкус к шикарной жизни...
Paul, bu adama yalakalık yapmak bir yere kadar,... ama bu vasıfsız kibirli piçin bana hastalığımla nasıl başa çıkacağımı söylemesine izin vermeyeceğim!
Нет, Пол, целовать зад этого парня – это одно, но я не позволю этому высокомерному придурку указывать мне, как справляться с моей болезнью!
Son on yıl içinde Hastalık Kontrol'e giren en genç kişiyim. Dr. Farragut tecrit bölümünde bana yetki verdi çünkü yeterince vasıflıyım.
Я была самым молодым доктором нанятые ЦКЗ за 10 лет, а доктор Фаррагут назначил меня за главного в изоляции, потому что я квалифицированный сотрудник.
Sosyal beceri eksikliği vasıfsız işi gösteriyor, ama gelişmişliğine bakılırsa sandığımızdan daha zeki.
Его необщительность указывает на непрестижный род занятий, но, судя по изощрённости его действий, он умнее, чем мы полагали.
Maddy, emlakçı vasıtasıyla evi satılığa çıkardığını öğrenmiş.
Через риелтора Мэдди узнала, что ее дом выставлен на продажу.
Keskin nişancılık eğitimi yok ama ordudayken nişancılıkla ilgili vasıflar kazanmış.
Хотя у него нет снайперской подготовки, он заработал квалификацию стрелка во время службы в армии.
S.H.I.E.L.D'in yardım konusunda son derece vasıflı olduğu sorunlar.
Только Щ.И.Т. может помочь ему разобраться с этим.
Bay Goldman, kardeşinizin kiliseniz vasıtasıyla nasıl uyuşturucu sattığının detaylarını anlatmayı da unutmasın.
И убедитесь, что мистер Голдман не забудет деталей о том, как ваш брат таскал героин в вашу церковь
Tanrım, beni senin barışına vasıta olanlardan kıl.
Господи, сделай меня орудием своего мира.
Eğer vajinan ağır vasıta sayılıyorsa, evet.
Если тяжелая техника - это твоя вагина, то да, в общем-то предстоит.
Satıcı kılığındaki ajanlar vasıtasıyla silahlar sokaklara geri satılıyor.
Возвращает изъятое оружие на улицы через агентов, выдающих себя за торговцев оружием.
Tanrım beni selametin vasıtası kıl.
Господи, сделай меня орудием своего мира.
Onları alışagelmiş vasıtalarla görmek çok zordur bunu yerine, kızıl ötesi kullanarak onların sıcaklarını bakarız.
Их сложно увидеть обычными способами, поэтому мы смотрим на их тепло, используя тепловизоры.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]