Yakısıklı tradutor Russo
6,665 parallel translation
Tüm aile yakışıklıdır.
Вся семья.
Çok yakışıklı bir erkek. Sana o kadarını söyleyeyim.
Он такой красавчик...
Daha sonra dünyadaki en yakışıklı erkeğe âşık oldum.
А потом я влюбилась, в самого классного парня в мире.
Kocamın cesaretli ve güçlü olmasını ve yakışıklı olmasını istiyorum.
Мой муж должен быть... смелым, сильным... красивым.
O gerçekten komik ve akıllı ve yaşına göre yakışıklı.
Он забавный и умный. Хорошо выглядит для своих лет.
Ve anlamalısın, benim kadar yakışıklı olduğun zaman çok az şey canını sıkar.
И ты должен понимать, что такого красавчика, как я сложно задеть.
Daha az yakışıklısı ama.
Только ты не такой красавчик. Присядь.
Yakışıklı olmaya çalışmana gerek yok.
Даже не придется обольщать.
Ah! Violet ne kadar yakışıklı olduğunuzdan bahsetmemişti.
Вайолет не говорила мне, что вы такой привлекательный.
Bugün çok yakışıklısın. Saçını mı kestirdin?
Выглядишь здорово, ты сделал новую стрижку?
Belki sınıfımda birkaç yakışıklı çocuk vardır.
Может, там будут симпатичные мальчики.
Komiksin yeteneklisin, yakışıklısın.
Ты такой забавный, такой талантливый, такой красивый.
- Merhaba, yakışıklı.
– Привет, красавчик.
Ne kadar çekici ve yakışıklı olduğumu biliyorum ama misafirinizin buraya benimle takılmak için geldiğini hiç zannetmiyorum.
Нужно все разузнать. В моем доме сейчас серийный убийца? Не думаю.
Bu yakışıklı adamın gizlediği şeyler olabilir.
Ладно, тогда по крайней мере, мы знаем.
Ben kadına yakışıklı baş dansçımız Ross'u ziyaret etmek için öncülük ederken konuşma becerilerini göstermen için sana elverişli bir ortam olacak.
Когда я поведу ее пообщаться с нашим симпатичным премьером Россом, у тебя будет прекрасная возможность подхватить разговор.
Adın ne yakışıklı?
- Как тебя зовут, красавчик?
Belki yakışıklı bir doktor vardır.
Может, там симпатичный доктор прохаживается.
Buraya geldiğinden beri kendini karını yakışıklı oğlunu kurtarmaya çalışıyordun. Bu takdiri hak eden bir şey.
С момента вашего появления... вы пытались спасти себя... жену... своего прекрасного сына... и это похвально.
Tahmin edeyim : Bıyıklı bir genç, yakışıklı adam mı?
Дайте угадаю, приятный молодой человек с усами?
Bıyıklı bir genç, yakışıklı adam var ve bıyıklı, yaşlıca bir adam bunu tutuyor.
Здесь приятный молодой человек с усами, которого держит более старший мужчина - Каж-дый бо-жий - с усами.
- Çok yakışıklısın.
Холли. Прекрасно выглядите.
İnsanlara güveniyorsun diye değil ama sadece yakışıklı olduğun için dostum.
Не потому что ты доверяешь людям, а потому что ты просто очень хорошо выглядишь, мужик.
- Tanrım, birlikte çok yakışıklı ve... -... mutlu görünüyorlar.
— Господи, они такие красивые и счастливые.
- Selam yakışıklı.
Привет, красавчик.
Pekala dün gece seviştim ama benimle ilgilenen o yakışıklı çocukla değil.
У меня был секс прошлой ночью, но не с милым пареньком в кепке.
Güçlü ve yakışıklı.
Он сильный и красивый. Разумеется. Он королевской крови.
- Çok yakışıklıydı.
Cимпaтичньıм.
Onun yakışıklı, benimse maymun götüne benzer bir tipim olduğunu düşünüyorsun.
Ты думаешь, что он красивый а у меня лицо, как задница у гориллы.
İşte yakışıklı kardeşim Reggie.
Ах, вот он, мой прекрасный братец, Реджи.
Yakışıklı kardeşime kadeh kaldırın.
Тост за моего прекрасного брата.
Ne yakışıklı olmuşsun.
Какой же ты красивый!
Gerçekten de yakışıklı oldu, değil mi?
Да он просто красавец, да?
- Çok yakışıklı oldun evlat.
Он просто красавчик, сынок.
- Adam dehşet yakışıklı.
- Он слишком симпатичный.
Yakışıklı Evan!
Эван милашка!
Adam, çok yakışıklı görünüyorsun.
Адам. Ты такой красивый.
Adam biriyle tanışmış olmana çok sevindim. Özellikle bu kadar yakışıklı biriyle.
Адам, я так рада, что ты нашел себе такого красавца.
Şansımız yaver giderse, geri döndüğünüzde Vali Ashe ve seni bir grup yakışıklı adam karşılar ve hep beraber yemek yeriz.
Если повезет, к твоему возвращению, тебя и Губернатора Эша встретит группа милых мужчин, симпатичных жен и розовощеких детей.
Bence çok yakışıklı görünüyorsunuz.
Я думаю, вы здесь весьма симпатичны.
Merhaba yakışıklı.
Привет, красавчик.
Adı Arjun ve de çok yakışıklı.
Его зовут Аржун. И он прекрасен.
Adam yakışıklı.
Оу, он красивый.
Adam doğru, yakışıklı, entelektüel ve müsait.
Он традиционной ориентации, отлично выглядит, умен и свободен.
Düzeltme : Yakışıklı erkek arkadaşının bir grubu var.
Поправочка : твой сексуальный парень играет в группе.
Aman tanrım, kocaman ve yakışıklı olmuşsun.
О Боже мой, ты такой большой и красивый.
Keşke şu anda dönüştüğün bu yakışıklı, maskülen seks makinesini görebilselerdi.
- Хотел бы я чтобы они все, увидели этого прекрасного секс-гиганта, которым ты стал.
Bu gece Twitter'da # sahnelerdekigay olarak hashtag yapacağım ve insanlar direk "Vay canına şu yakışıklı, uyumlu kostümlü, bekar çocuğa bakın" diyecekler.
Сегодня я буду # инстагей, и люди будут думать "вау, кто этот очаровательный, в меру приличный, одинокий парень?"
Oldukça yakışıklı bir adamsın.
Такой привлекательный мужчина.
Şu yakışıklıya bak hele.
Тут симпатичный парень.
Sürekli daha yakışıklısıyla değiştirip duruyordu.
Она всё меняла их на более горячих парней.